Güzelyurt, DP Genel Başkanı Denktaş'a Geliyoruz Dedi

16 Aralık 2012 Pazar  11:45

DP'den verilen bilgiye göre, 1 Eylül’den bu yana ülke sorunlarının çözümü ve değişimin nasıl olacağını anlatmak için bölgelere ziyaretler gerçekleştiren ve halka açık toplantılar düzenleyen DP Genel Başkanı Serdar Denktaş Başkanlığı’ndaki DP’liler, bu kez de Demokrat Parti iktidarında nasıl bir Güzelyurt olacağını Güzelyurtlularla paylaştı.
Dün akşam saat 19:00’da Bel-Sen Lokali’nde gerçekleşen halka açık toplantıya, Güzelyurt halkının ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin yanı sıra DP Lefkoşa Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu, Genel Sekreter Bengü Şonya,Genel Baskan yardimcilari, ilçe başkanları ve bazı üst düzey yetkililer katıldı.
Büyük bir coşku ve heyecanla gerçekleşen toplantıda Serdar Denktaş konuşmasında,Güzelyurt ve Güzelyurtlu’ya sahip çıkmamanın, Kuzey Kıbrıs’a sahip çıkmamakla eşdeğer bir durum olduğuna işaret ederek, “Yılların belirsizliği içinde adım adım geriye giden, birer birer azalan Güzelyurt’un yeniden üreten olması, canlandırılması ve güçlendirilmesi öncelikli hedefimizdir. Bölge insanımızın yüzünün yeniden gülmeye başlaması, Kıbrıs Türkü’nün toprağına sahip çıktığının en belirgin göstergesi olacaktır”şeklinde konuştu.
SERDAR DENKTAŞ: “ÖNEMLİ OLAN ŞU ANDA MAALESEF YÖNETMEDİĞİMİZ DEVLETİN GÜÇLÜ OLMASIDIR”
DP Genel Başkanı Serdar Denktaş toplantıda yaptığı konuşmasında, DP iktidarında özelde Güzelyurt, genelde ise ülke için hayata geçirecekleri programı Güzelyurt Halkı ile paylaştı.
Toplantıdaki konuşmasına, gecenin sunuculuğunu üstlenen parti yetkililerinden Bülent Arkın’ın “Yapılan tüm anketlerde KKTC’nin en güvenilir lideri, en güvenilir siyasetçisi olan güçlü başkan Liderimiz Sayın Serdar Denktaş” sözlerine işaret ederek başlayan Serdar Denktaş, “Bir siyasetçinin veya bir partinin güçlü olması bir mana ifade etmez. Önemli olan şu anda maalesef yönetmediğimiz devletin güçlü olmasıdır.
O devlette yaşayan vatandaşların güçlü bir ekonomik yapıya, kaliteli bir yaşama sahip olmasıdır. Bu ülkede yarınlara güvenle bakılabilmesidir. Bunun sağlanması sonrasında ancak hangi parti güçlü, hangi siyasi parti temsilcisi veya bireyi daha fazla sevilir bir anlam ifade etmeye başlar. Bizim de yapmaya çalıştığımız budur” şeklinde konuştu.
 “3 YILDIR ADIM ADIM BU ÜLKENİN HER YERİNİ DOLAŞIYORUZ”
DP olarak DP iktidarında güçlü KKTC’yi yaratmak için son üç yıldır, babası Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ın hastalığı süresi dışında kalan sürenin her gününü adım adım ülkenin her yerini gezerek, insanlarla sohbet ederek, sorunlarını dinleyerek, vatandaşın çözüm önerilerini not alarak geçirdiklerini ifade eden Serdar Denktaş, not aldıkları çözüm önerilerini kendi programlarıyla bütünleştirdiklerini de belirtti.
 “GÜZELYURT VE LEFKE EN FAZLA VARLIK İÇİNDE YOKLUK ÇEKEN BÖLGE”
Güzelyurt ve Lefke bölgesinin en fazla varlık içinde yokluk çeken, gittikçe sessizleşen ve nufusu azalan bölge olduğuna işaret ederek, bir de özeleştiride bulunan DP Genel Başkanı Denktaş, 1993 seçimlerinde söz verdikleri ilçeleşme kararını o dönemde yerine getirdiklerini, ancak ilçeleşmeyi yerine getirirken, seçim bölgesini de daraltmış olmakla hata yaptıklarını ifade etti.
 “ESKİDEN HERŞEYE RAĞMEN İNSANLAR MUTLUYDU”
Güzelyurt’un Lefkoşa’ya bağlı olduğu dönemde 23 milletvekilinin her gün Güzelyurt’ta vatandaşla iç içe olduğunu, sorunların daha hızlı çözüldüğünü, Lefke’nin daha canlı, Güzelyurt’un özellikle valiz ticaretinin yaşandığı dönemde Kuzey Kıbrıs’ın en ucuz çarşısı olma sebebiyle bütün turisti buraya çektiğini, portakalın satıldığını, Cypruvex’in önemli bir fiyat dengesi oluşturduğunu, insanların mutlu ve kazanmakta olduğunu anımsatan DP Genel Başkanı Denktaş, öylesi bir dönemde bile Güzelyurt halkının“Güzelyurt verilecek mi” diye bir sorunu olmasına rağmen mutlu olduğuna dikkati çekti.
 GÜZELYURT’TA YAŞANAN GÖÇ…
Güzelyurt’ta yaşanan göçe de değinen Serdar Denktaş şöyle konuştu:
“Ekonominin gittikçe batırılması, değerlerimizin elden çıkarılması, Cypruvex’in bölünüp, parçalanıp ortadan kaldırılması, fiyat dengesi oluşturma politikasının terk edilmesi bir de üstüne Annan Planı’nda Güzelyurt’un verileceğinin fiilen masaya konmasıyla Güzelyurt yavaş yavaş boşalmaya başladı.”
 “GÜZELYURT ÇARŞISINI GEZERKEN ÇOK ÜZÜLDÜM”
Güzelyurt esnafının siftah bile yapmadan kepenkleri kapattığına işaret ederek, Güzelyurt çarşısına gerçekleştirdikleri ziyaret sırasında gördüğü tablo karşısında duyduğu üzüntüyü ifade eden Denktaş, şöyle devam etti:
“Çarşıyı gezerken bir müddet sonra üzülmeye başladım. Bir dükkana giriyoruz sahibi bile içeride yok. Yan tarafta kağıt ya da tavla oynuyor, vakit geçirmeye çalışıyor. Sahibini içeride bulduğumuz dükkanlarda da mal sahibi kişiler tertip temizlik yapıyor. Siftah ettiniz mi bugün diye soracak oldum siftah yok. Vergi de gelmiyordur herhalde dedim. Duyduğum en düşük rakam 60 bin TL. Maliyemiz 60 bin TL vergi talep etmiş. Böylesi bir durumda Güzelyurt.”
 “RE’SEN VERGİ BALYOZU TÜM ESNAFIN SIRTINDA. KIBRIS TÜRKÜ, BU ÜLKENIN VATANDAŞI BALIK TUTMAYI BİLİYOR. BÜTÜN MESELE AVLANDIKLARI GÖLDE BALIK YOK”
Ülkenin diğer bölgelerinde de esnafın durumunun pek farklı olmadığının altını çizen Serdar Denktaş, “Re’sen vergi balyozu tüm esnafın sırtında” dedi.
Ülkede sıcak para krizinin yaşanacağını, önlem alınmazsa çok büyük iflaslara neden olacağını 2007’den bu yana söylediklerini anımsatan DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, ne UBP’nin ne de CTP’nin büyüyen bu krizi ısrarla görmediğini söyledi.
Bu krizin aşılması, düzenin alttan yukarıya, yukarıdan aşağıya doğru değiştirilmesi, insanların önce adil bir düzen içerisinde yaşadığını hissetmeye başlaması, ekonomik istikrarın yeniden yakalanması, ülkenin önünün açılması ve pazarın büyümesi için ne yapılabileceğinin çalışmasını DP olarak yaptıklarını kaydeden Serdar Denktaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“2009 programımızı zemin olarak önümüze aldık ve bir bir köyleri dolaşarak, sektörleri gezerek, sorunları ele almaya başladık. Ülkenin genel sorunu Pazar yokluğu. Özellikle Türkiye’den gelen bürokratlar “Balık yemeyi iyi biliyorsunuz ama balık tutmayı öğrenin” der. Bizim de söylediğimiz hep şu oldu: Kıbrıs Türkü, bu ülkenin vatandaşı balık tutmayı biliyor. Bütün mesele avlandıkları gölde balık yok. Balık olmayan bir suya siz istediğiniz kadar olta atın balık yoksa bir şey yapamazsınız. Çaresi nedir? Çaresi, Mersin kapısı diye adlandırdığımız Türkiye ile Gümrük Birliği Anlaşması kapsamında serbest ticarete geçiştir. Yani toplam 350 bin kişilik pazarımızı 75 milyon 350 bin yapmaktır. Bunu başarmamız halinde insanlar yeniden üretime başlayacaktır. Nasıl ki 90’lı yıllar öncesinde bu ülkede beyaz eşya da üretilmekteydi. Ürettiğimiz portakal, patates ve her türlü zirai ürün her tarafa pazarlanabilmekteydi. İnsanlarımız o dönemde sermaye birikimini yapmaya başlamıştı. 96’da ABAD Kararları ve Türkiye’nin Gümrük Birliği Anlaşması’nı imzalamasıyla birlikte bu Pazar kapandı. Ve yavaş yavaş üretimden koptuk.”
 2014’TE GELECEK OLAN SU… FAKİRLEŞME BÜYÜYOR…
Şu anda Güzelyurtlu’nun da diğer bölgelerde olduğu gibi “Su gelecek, daha da üreteceğiz. Sonra ne olacak” diye kara kara düşündüğüne dikkati çeken Serdar Denktaş, DP dışında üreticinin sorunlarını aşmak için proje üretenin, çalışanın olmadığı üzerinde durdu ve ekledi:
“Üretici kara kara düşünmekte haklı. Bu su ile hangi bölgede ne üreteceğimizi, nasıl sulama yapacağımızı düşünen yok. Ne üretirsek dünyada Pazar buluruz diye araştıran yok. Ürettiklerimizi Türkiye pazarına nasıl satarız diye girişimde bulunan yok. Böylesi bir durumda elbette tüm üreticiler yavaş yavaş üretimden kopuyor. Üretimden koptukça da devletin gelirleri aşağıya düşüyor. Bugünkü hükümet ekonomik gelişme programları diyerek elini daha fazla vatandaşın cebine uzaltıyor. Fakirleşme büyüyor. KKTC’de yeni fakirler oluşuyor dediğimizde nedir bunun söylediği diye yüzüme garip garip bakmışlardı. Yeni fakirler arkadaşlar bu ülkenin vatandaşlarıdır.”
 “KÖTÜ YÖNETİME RAĞMEN ÇIKIŞ YOLU VAR”
Bu kötü yönetime hatta yönetimsizliğe rağmen çıkış yolu olduğuna işaret eden Denktaş, tüm KKTC için çıkış yollarını uzun süredir anlattıklarını belirtti.
Serdar Denktaş, çıkış yollarını şöyle açıkladı:
“Türkiye pazarı mutlaka serbest ticaret kapsamında KKTC’ye açılmalı. Pazarımızı büyütmeliyiz. Kamu düzeni bugünkü Merkeziyetçi yapısından çıkarılarak yerelleştirilmeli. Yani Güzelyurtlu, Lefkeli, Karpazlı doğum kağıdı çıkarmak için Lefkoşa’ya gitmek zorunda olmamalı. Bölgesinde kurulacak devlet dairelerine uğramak suretiyle en fazla bir ay içerisinde talep ettiği işin cevabını olmuşsa olmuş şekliyle, olmuyorsa neden olamıyor cevabıyla geri almış olacak. Kimden? O bölgede yaşamakta olan devlet memurdan. O hizmet memurunu hizmet içi eğitimden geçirerek, yetkilendirerek, sorumluluğunu kendisine vererek kendi yaşadığı bölgede çalıştırmak suretiyle. Yani vatandaşım bir daireye gittiğinde“Mehmet dayı hoşgeldin” diyebilen memurla karşı karşıya kalabilmeli. Bunu oluşturmak mümkün. Bu oluşturmayla birlikte ortaya çıkacak olan bir de tasarruf var. Yıllık 220 milyon TL’lik bir tasarruf. Sadece memurun gidiş gelişinden sağlanacak tasarruf olarak ortaya çıkıyor. Kime yarayacak bu 220 milyonluk tasarruf. Bir; memur benzin parası ödemediği için cebinde daha fazla para kalacak. Maaşlarda hiç artış olmasa bile alım gücü yükselecek. İki; vatandaş Lefkoşa’ya gidip gelmekten kurtulmaya başlayacak. Onun cebinde para kalacak. Bugün git yarın gelden kurtulacak. Devlet memuru artık güler yüzlü hizmet vermeye başlayacak. Çünkü aldığı maaşı hak ettiğini düşünmeye başlayacak. Dolayısıyla o bürokratik engellerden kurtulmuş olacağız. Bu yatırımın ve gelişimin de önünü açacaktır. Ülkenin eğitimi ana okuldan üniversiteye kadar yeni bir sistemle tanışmış olacak, Kampüsleşme; özel derslerden kurtulma bu yeni eğitim sistemiyle birlikte gündeme gelecek. Dolayısıyla devletin alacağı tedbirler vatandaşın şu an harcamak zorunda hissettiği bir takım harcamaların artık ortadan kalkmasına sebep vereceği için alım gücü yükselecek.”
 “ŞU ANDA KKTC ÖZELLİKLE 2006 YILINDAN BERİDİR ÇALIŞMADAN, AYLAK AYLAK DOLAŞAN   EVLAT KONUMUNDADIR”
Ülke genelinde bu yapı yeniden ele alınırken çalınacak kapının bir farklılıkla yine Ankara olduğunu dile getiren Denktaş, “kendi üzerimize düşen ev ödevimizi yaparak, dersimize çalışarak, attığımız adımlarda tıkandığımız an gidip Ankara’nın, Türkiye’nin kapısını çalıp biz şu üç adımı attık, dördüncü adımda tıkandık teknik desteğinize ihtiyacımız var dediğimizde o teknik desteği alacağız. İki adım daha attık altıncı adımda yine tıkandık bu kez mali desteğe ihtiyacımız var dediğimizde helal hak o yardımı alacağız. Türkiye düşmanımız değil çünkü. Ama Türkiye aynen bir evladın hiç işlemeden, çalışmadan, yorulmadan evde oturarak, aylak aylak gezerek her Allah’ın günü da anne babasının karşısına dikilip bana para ver diyerek, anne ve babasını nasıl ki usandırır ve günün sonunda anne baba döner ve der ki “tamam oğlum vereyim ama gel biraz beraber çapalaylım bu bahçeyi' hiç olmazsa aldığın parayı hak et” dediğinde sevgisinden birşey azalmaz. Şu anda KKTC özellikle 2006 yılından beridir o çalışmadan, aylak aylak dolaşan evlat konumundadır. Bize karşı sevgi azalmamıştır ama saygı azaldı. Ve nihayet bize gel bakalım bunu istiyorsun benden ben de veriyorum ama şunu da yap demektedirler. Bu sefer biz buradan itiraz ediyoruz bu bize uymaz diyoruz. Hükümet bize diyor ki “Ne yapalım biz de bunu yapmak istemeyiz ama Elçilik, Türkiye öyle ister.”Vatandaşı bırakın devletten soğutmayı, Türkiye’ye karşı da kışkırtmaktan başka bir şey değildir bu ve hiç işimize gelmez. Bizim KKTC olarak yapmamız gereken kendi üzerimize düşeni yapıp, adımlarımızı güçlendirip, sırası geldiğinde yardım talep edip, ama Türkiye’nin de dönüp KKTC’ye baktığında gurur duyduğu devlet haline gelmektir.Bunu sağlamak için uğraşıyoruz.” şeklinde konuştu.
 “GÜZELYURT’TA YAPRAK BİLE KIPIRDAMIYOR. GÜZELYURT’U YENİDEN KALABALIKLAŞTIRMAK ŞART”
Konuşmasında daha sonra DP iktidarında Güzelyurt için hayata geçirecekleri programla ilgili Güzelyurtlulara detaylı bilgi veren Serdar Denktaş, ülkenin birçok yerinde var olan sorunların, Güzelyurt’ta daha da fazla olduğunu söyledi.
Güzelyurt’ta yaprak bile kımıldamadığına işaret eden Denktaş, Güzelyurt’u yeniden kalabalıklaştırmanın önemine dikkati çekti.
DP Genel Başkanı, Güzelyurt’tan göç eden insanların geri dönüşünü sağlamak için DP iktidarında bölgede özel bir uygulamayı gündeme getireceklerini ve Re’sen Vergi’yi kaldırmanın yanında, Güzelyurt’un yeniden toparlayabilmesi için esnafın 5 yıl süreyle gelir ve kurumlar vergisinden muaf tutulacağını kaydetti ve bu programlarının Lefke ile birlikte düşünülmesini istedi.
 “BÖLGEDE KKTC’NİN EN BÜYÜK ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ OLUŞTURULACAK”
Güzelyurt halkını yeniden bölgeye çekmek için bir diğer projelerinden de bahseden Serdar Denktaş, Güzelyurt-Lefke yolunun güney bölümünde belirlenecek bir bölgede KKTC’nin en büyük Organize Sanayi Bölgesi oluşturulacağını dile getirdi.
Serdar Denktaş, “Mevcut sanayi bölgesini hallettik de kaldı yeni ve büyük bir organize sanayi bölgesi diyebilirsiniz. Hiç demeyin ve anlattığım hiçbir şeyi bugünkü koşullarda düşünmeyin. Bu yeni bölge başarılı olabilecektir. Niçin? İşte bu bölgeye yönelik uygulanacak o 5 yıllık vergi muafiyeti nedeniyle. Genişleyen pazardan hareket ederek ve gelecek olan suyun da planlı tarıma geçilmesini bir kenara koymak suretiyle yeni üretimlerin sanayileşmiş şeklini işte bu yeni bölgeden elde edeceğiz. Yani domates ekiliyorsa bir yerde ve artık bunu salça yapıp satabilecek durumdaysak, o zaman bir yatırımcı gelip burada salça fabrikası kurabilecektir. Nar ekiyorsak ve artık kapasitemiz yeterlidir narı suyunu çıkarıp pazarlayacak şişeleyecek fabrika gelip buraya kurulacaktır. Bu ülkede geçmişte var olan ama şimdi kapalı tutulan birçok fabrika yeniden bu bölgede hayata da geçebilecektir. Ve aslında ülkenin bu bölümü bütün ülkeye hizmet verebilecek yeni bir sanayi bölgesi haline gelebilecek” şeklinde konuştu.
 “DP İKTİDARINDA AKDENİZ SAHİLİ HAKETTİĞİ DEĞERİ ALIYOR”
DP iktidarında Akdeniz Sahili’nin de hakettiği değeri alacağını kaydeden Serdar Denktaş, Akdeniz-Yayla sahilleri arasındaki organize turistik yatırım bölgesinin yeniden gündeme geleceğini söyledi.
Bu turistik yatırım bölgesinin Bafra gibi değil, tam aksine Girne’de giderek kaybedilen o yabancı turistlerin aradığı sessizliği, dinginliği, temiz havayı bulabilecekleri küçük butik otellerle ve bu butik otellere hizmet verecek yan sektörlerden oluşacağını ifade eden Denktaş, bütün bunların bölge gençliğine yeni iş imkanı sağlayacağını dikkati çekti.
 “GENÇLER, BİZ SİZİN İŞVEREN KONUMUNDA OLMANIZIN FIRSATINI YAKALAMANIZI İSTİYORUZ”
Bütün ülke gençliğine söyledikleri tek bir şeyin olduğunu belirten DP Genel Başkanı Denktaş, gençlere hitaben şöyle konuştu:
“Biz artık sizin bakanlık kapılarında iş rica eder durumdan çıkmanızı, işveren olma fırsatını yakalamanızı istiyoruz. Bu ne demektir. Bu ülkeye gelen yatırımcılara biz 10 yıl vergi muafiyeti tanıyoruz, uzun vadeli kredi veriyoruz. Peki kendi gencim ki devlet kapısını çalıp iş istemiyor, kendi işini kurmak istiyor, ona ne yapıyoruz. İşini kurduktan 6 ay sonra Resen vergiyi dayıyoruz kafasına. Biz diyoruz ki beyler size bir 5 yıl vergi muafiyeti peşinen var. Uzun vadeli ucuz kredinizi de veriyoruz. Eğer ki beşinci yılın sonuna geldiğinizde kurulacak işe göre, yine devletin belirleyeceği bu iş için 3 kişi çalıştırıyorsanız yanınızda ve sosyal sigorta ihtiyat sandığını yatırıyorsanız o size kredi olarak verdiğimiz rakam helal olsun, hibedir. Çünkü devlet olarak benim üstümden yük aldınız. Başaran genç işveren konumuna doğru yürüyecek. Başaramayan başaranın yanında çalışarak, İLO sözleşmelerinin tam olarak uygulanmasıyla da işverenin iki dudağı arasında olmaktan kurtulmuş şekilde geçimini sağlar durumda olacak.”
 “BENİM HASTAM TEDAVİ OLMAK İÇİN LEFKOŞA’YA GİTMEK ZORUNDA OLMAMALI. GÜZELYURT’U AYAĞA KALDIRAMAZSAK KKTC’Yİ KAYBEDECEĞİZ”
Denktaş, “Benim hastam tedavi olmak için Lefkoşa’ya gitmek zorunda olmamalı. Burada da aynı hizmeti alabilmeli. Benim hastam tedavi olmak için illa ki devlet hastanesine gitmek zorunda olmamalı. Doktorunu hastanesini seçebilmeli” diyerek, sağlık konusunda 75 milyonun başardığını bu ülkede başaramamanın büyük bir utanç olduğunun altını çizdi.
Güzelyurt’ta sağlığın ön planda tutulacağını, bütün bu söylediklerinin genel politikaları içerisinde yer aldığını ifade eden DP Genel Başkanı, “Bilin ki anlattığım hiçbir şey hesaplanmamış, kitaplanmamış, hayal, yerine getirilemeyecek vaatler değildir.Arkadaşlarımızın getirdiği birçok öneri vardır. Bu önerileri eliyor ve diyoruz ki kendilerine, bırakın önce bu temel olanları halledelim. Bir sonraki seçime giderken de vatandaşımıza çıkıp bu daha büyük projeleri ortaya koyduğumuzda bize güvenerek oy versin. Ama bugün için mevcut sorunları çözmek, yeniden insanımızı yaşadığı devlete güvenir bir hale getirmek için bu temel konulara çözüm bulalım. İnanıyoruz ki yeni dönemde çarşı canlanacaktır. Halen çok fazla etki etmeyen ODTÜ Kampüsü’nün Güzelyurt’a daha fazla olumlu etki verebileceği, gelecek yabancı turistin ve yeni açılacak sanayi bölgesinde çalışan ve işverenlerin Güzelyurt çarşısından faydalanabileceği bir ortam yaratmak zorundayız. Neden? Çünkü eğer Güzelyurt’u ayağa kaldıramazsak KKTC’yi kaybedeceğiz. Bunu bilin. Kaybetmek asla kabul edeceğimiz bir şey değil.”
 
 “KKTC’Yİ KURAN BİR KİŞİNİN SOYADINI TAŞIYAN BİR SİYASETÇİ OLARAK, O’NUN KURDUĞU BU DEVLETİ YAŞATMAK, İÇİNDE YAŞADIĞI İNSANIN YÜZÜNÜ GÜLDÜRMEK BENİM VE EKİP ARKADAŞLARIMIN BOYNUNUN BORCUDUR”
KKTC’yi kuran bir kişinin soyadını taşıyan bir siyasetçi olarak, O’nun kurduğu bu devleti yaşatmak, insanımızın yüzünü güldürmek kendisinin ve ekip arkadaşlarının boynunun borcu olduğunu söyleyen Denktaş, Güzelyurt halkının toplantı sırasında dağıtılan “DP iktidarında Güzelyurt” kitapçığını okumalarını istedi.
Serdar Denktaş, “Kitapçığı okuyunuz ve bunların gerçekleşebileceğini biliniz. Hiç kimse sizi “kim gelirse gelsin hiçbir şey değişmez” yalanıyla kandırmasın. Çünkü Demokrat Partili dönemlerde çok şey değişmiştir. Demokrat Partili dönemlerde ekonomik istikrar hep yakalanmıştır. Demokrat Partili dönemlerde bu ülkede hiç paket tartışması yaşanmamıştır. Paket tartışması sadece mali bir tartışma değildir. Aynı zamanda Türkiye ile ilişkilerin de zayıflatıldığı bir tartışma dönemidir ve hep o nedenle kullanılır. Biz diyoruz ki DP olarak asla bunları sizlere yaşatmayacağız. Çünkü kendi programımız var. Kendi ekibimiz bu programın nasıl uygulanacağını bilmektedir. Türkiye’den gelen teknik ekibin karşısına oturtacağımız teknik ekip elindeki haritayı savunabilecek kapasitededir. Ne yapmak istediğimizi, nereye gitmek istediğimizi biliyoruz. Bu bilinç içerisinde karşımızda oturanların da düşman olmadığını bilerek çok daha net bu ülkede işe yarayacak sonuçlar alabiliriz” diye konuştu.
 “DP İKTİDARINDA SU MALİYETLERİNİ YÜKSELTEN ELEKTRİK KULLANIM ÜCRETİ 5 YIL SÜRE İLE DEVLET TARAFINDAN MİNİMUM SEVİYEYE İNDİRİLECEK”
Serdar Denktaş, konuşmasında daha sonra Güzelyurt’ta üretim yapan kesimin en büyük sıkıntısının su için ödenen yüksek maliyetler olduğuna işaret ederek, DP iktidarında su maliyetlerini yükselten elektrik kullanım ücretinin 5 yıl süre ile devlet tarafından minimum seviyeye indirileceğini kaydetti.
Elektrik maliyetlerini aşağıya çekmenin devleti iflas ettirmeyeceğini, hatta yıllardan beridir Güzelyurt’un sularının tuzlanması pahasına Gazimağusa’ya kadar su ihtiyacının Güzelyurt tarafından karşılandığını, yani devletin Güzelyurt’a borcu olduğunu vurguladı.
 “SİZE CENNET DEĞİLDİR VADETTİĞİM. SADECE MEVCUT CEHENNEMDEN KURTULMAK İÇİN EL BİRLİĞİ, GÜÇ BİRLİĞİ ÖNERİYORUM. BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ”
Konuşmasında ayrıca, Güzelyurt halkından gerçekleşecek ilk genel seçimlerde oylarını DP’de birleştirmesini isteyen Serdar Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Size cennet değildir vadettiğim. Sadece mevcut cehennemden kurtulmak için el birliği,güç birliği öneriyorum. Birlikte başarabiliriz. Buraya gelen gelmeyen, partili olup olmayan herkesten bir tek istediğim var. Herkes kendi partisinde kalabilir. Ama bu dönem oyunuzu DP’de birleştirin. Çünkü tek çıkış yoludur. Geleceğe yönelik bir şeyler planlayan tek partidir. Bu ülkenin geleceğine yönelik bir hayali olan, bir vizyonu olan tek partiyiz. Yaptığımız plan ve program içerisinde eksikler de vardır mutlaka, yanlışlar da.Ama bu partinin ekibi yanlış bir şey yapıyorsa o yanlıştan dönmeyi ve doğru olana yönlenmeyi bilen bir ekiptir.”
 “SEÇİLDİĞİ ANDAN İTİBAREN YÜRÜYÜŞÜ DEĞİŞENLERDEN DEĞİLİZ. HALKIN İÇİNDEYDİK HALKIN İÇİNDE OLMAYA DEVAM EDERİZ”
Seçildiği andan itibaren yürüyüşü değişenlerden olmadıklarının da altını çizen Denktaş, “Halkın içindeydik, halkın içinde olmaya devam ederiz. Eleştiriye açığız. Bu eleştirileri yaparken yapıcı eleştiri gördüğümüzde yanlışımızı görürüz. Mutlaka o düzeltmeyi de yaparız. Hem genel hem bölgesel programlarımızda yazdıklarımızın bir kısmını belki uygulayamayacağız, evdeki hesap çarşıya uymayacak belki, ama bunun içerisinde birçok konu hayata geçecek ve bugün tartışmakta olduğumuz sorunların hiçbirini üçüncü yıldan itibaren artık konuşur durumda olmayacağız. Elbette yeni sorunlar, yeni dertler olacak. Sorun biterse hayat biter. Ama o sorunları da aşmanın yolu yine samimi diyalogtur. Sivil toplum örgütleriyle karşılıklı görüş alışverişidir. Ve ileriye doğru yürürken samimiyeti, hoşgörüyü ve yurt sevgisini elden bırakmamaktır” dedi.
 “BİZZAT BU ÜLKENİN DİREKSİYONUNA TALİBİZ”
Bunların DP’de her zaman daim olacağına partisi ve arkadaşları adına söz veren Denktaş, “Yine söylüyorum. Lütfen DP İktidarında Güzelyurt kitapçığını saklayınız. Çünkü yakında öyle böyle bir seçim olacak. O seçimden sonra biz hükümeti kurmaya talibiz. Kapı, kilit, mandal değildir hedefimiz. Bizzat bu ülkenin direksiyonuna talibiz. Eğer halkımız da inanır, güvenir ve bu yetkiyi verirse hep beraber göreceğiz, yaşayacağız. Hepimizin geleceği çok daha güzel olacak. Bunun için geliyoruz dedik. Gelecek olan bizler değiliz, bu ülkenin idaresine gelecek olan KIbrıs Türk halkıdır. Bunun sözünü veriyorum” şeklinde konuştu.
ERDOĞAN ŞANLIDAĞ: “KKTC’NİN EN ACI BÖLGESİNDE YAŞAMINI SÜRDÜRMEYE ÇALIŞAN SEVGİLİ GÜZELYURTLULAR, BU AKŞAMKİ HALK TOPLANTIMIZA HOŞGELDİNİZ, ŞEREF VERDİNİZ”
DP Güzelyurt İlçe Başkanı Erdoğan Şanlıdağ ise toplantıda yaptığı konuşmasına, DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, DP yetkilileri ve Güzelyurt halkını selamlayarak başladı.
Güzelyurt halkının düzenledikleri halka açık toplantıya katılımından duyduğu memnuniyeti dile getiren Şanlıdağ, “KKTC’nin en acı bölgesinde yaşamını sürdürmeye çalışan sevgili Güzelyurtlular bu akşamki halk toplantımıza hoşgeldiniz, şeref verdiniz” dedi.
Konuşmasında, toplantının amacından bahsederek, DP olarak özelde Güzelyurt, genelde ise ülkenin ekonomik refaha ulaşması için birçok proje hazırladığına dikkati çeken“Bütün sektörleri çökmüş bir bölgede yaşamaya çalışıyoruz. Bunlar üzüntü verici şeyler. Bunların üstesinden gelebilmek gerçekten disiplinli bir çalışma gerektirir. Bunlar da Demokrat Parti’de var olan projelerdir” şeklinde konuştu.
Yaklaşık iki haftadır DP Genel Başkanı Serdar Denktaş ile ilçeye bağlı tüm köylere, sivil toplum örgütlerine ve kurumlara ziyaret gerçekleştirerek, Güzelyurt halkının sorunlarını dinlediklerini, sohbetler gerçekleştirdiklerini de sözlerine ekleyen Erdoğan Şanlıdağ, DP Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın Güzelyurt’taki acı duruma gösterdiği hassasiyete işaret etti ve “Serdar Denktaş tam bir Liderdir” dedi.
 ESKİ GÜZELYURT KAYMAKAMI YALÇIN VE GÜZELYURT ESNAF VE ZANAATKARLAR BİRLİĞİ BAŞKANI ULUS ESE TOPLANTIDA SÖZ ALDI.
Konuşmaların ardından söz alan eski Güzelyurt Kaymakamı, köşe yazarı Cemal Yalçın, üretici ve tüketiciyi kurtaracak olan ve DP İktidarında Güzelyurt kitapçığında da yer alan kooperatifçiliğin mutlaka hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Güzelyurt Esnaf ve Zanaatkarlar Birliği Başkanı Ulus Ese de söz alarak, esnaf olarak Güzelyurt’un serbest ticaret bölgesi olmasını istediklerini kaydetti.



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Guzelyurt-DP-Genel-Baskani-Denktas-a-Geliyoruz-Dedi/376501