|
|
Gökçebel yazılı açıklamasında, Türkiye’deki AKP hükümetinin UBP hükümeti ile birlikte Kıbrıs Türk halkının ada üzerindeki eşit hak talebini ve varlığını ortadan kaldırmak için elinden geleni yapmaya devam ettiğini iddia etti.
Kıbrıs Türk halkını yok etmek için siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel ve nüfus politikaları geliştirildiğini ve demografik yapısın değiştirildiğini kaydeden Gökçebel, AKP, Türkiye Lefkoşa Büyükelçiliği ve hükümete eleştirilerde bulundu.
Uygulamaların “Kıbrıs Türk toplumuna işgal koşullarının dayatıldığını” vurgular nitelikte olduğunu, demokrasinin sınırlarının çizildiğini, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Rum toplumuna devredildiğini, Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti ile spor, ticaret ve her türlü ilişkisi devam ederken Kıbrıs Türklerinin köşeye atıldığını savunan Gökçebel, Türkiye gibi AB, BM, ABD ve İsrail’in de Kıbrıs’ta oluşan statükodan memnun olduğu görüşünü dile getirdi.
Kıbrıs Türk toplumunun dışlandığını ve temsiliyet hakkının elinden alındığını belirten Gökçebel, ekonomik pakette de elektrik, telefon, limanlar, kooperatiflerin “ele geçirilmesi” hamlesi yapıldığını; gençlerin adadan göç etmesi için fakirleştirilip mülksüzleştirilmesine karar verildiğini ifade etti.
AKP’nin KKTC’de “cemaat toplum modelini” yaygınlaştırmak; bilimsel, demokratik, çağdaş, ilerici, nitelikli, parasız ve herkese eşit eğitim yerine dindar bir Sünni nesil yetiştirmek derdine düştüğünü öne süren Gökçebel, şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türk toplumuna esaretteki toplum muamelesi yapılmaktadır, dayatma artırılmıştır. KTÖS eylemi bahane edilerek KTÖS Yönetim Kurulu’ndaki arkadaşlara dava açılmıştır. Polis bu davayı kendi açmamıştır. Bu durum derin politikanın yerine getirilmesi biçimidir. Bilinmelidir ki KTÖS’e ve öğretmenlere yapılan her saldırı, siyasi amaç taşımaktadır ve aynen bize yapılmıştır. Bunu şiddetle protesto ederiz.
Kıbrıs Türk toplumuna yapılan asimilasyoncu, entegrasyoncu saldırıları KTOEÖS olarak reddediyoruz. Toplumumuzu ayrıştıran, dönüştüren, dışlayan ve yok etmeye çalışan anlayışı kabul etmiyoruz. Kıbrıs Türk toplumunun kimliğini ve haklarını garanti altına alacak talebimizi yüksek sesle ortaya koymaya devam edeceğiz.”