Lefkoşa’da uzayan grevler, adanın her yanına yayılan protestolar, mahkemeler… 2012 yılı KKTC’ye pek yaramadı. Son olarak Lefkoşa’da meydana gelen olaylarla birlikte hükümet partisi UBP’nin 19. Kurultayı'nda Genel Başkanlık seçiminde yaşadığı kaos, huzur ve güvenin sembolü olarak adlandırılan KKTC’nin imajını zedeliyor. KKTC, Güney Kıbrıs’ta ekonomik sıkıntı ve iflaslar yaşanırken gerek politik gerekse ekonomik olarak küçümsenmeyecek bir konumda olduğunu asla unutmamalıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde devletin, hükümetin ulusal düzeyde imajını zedeleyecek olaylar ve gelişmeler konusunda istikrarlı bir tutum göstermesi gerekmektedir. Sendikaların Bakanlar Kurulu kararını kabul etmeyecek kadar bir tutum sergilemesi kamuoyunda milli bir mesele olarak tartışılmalı, demokratik hak ararken defin işlemlerini bile durdurmayı kendine yasal hak sayan sendikaların yasal konumunu yeniden gözden geçirip, kanunlarla bunu düzenlemelidir. 30 yıldır geciken bu reformların hayata geçirilmesinin KKTC’de artık zamanı gelmiştir. Herkesin kırmızı çizgileri olacağını hem bürokratların hem politikacıların hem sendikaların hem de KKTC’de yaşayanların bilmesinin zamanıdır. 2013 KKTC’de reformların yılı olmalıdır.