Enerji Tabii ve Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bakan Yıldız, terör bittiği taktirde bölgede çok büyük bir avantajın olacağını belirterek, "Petrol ve doğalgaz aramalarıyla alakalı problem yaşayan müteahhitlerimiz var, madencilik faaliyetleriyle alakalı orada çekimser davrananlar var, başladığı işi şantiye faaliyetleri kesintiye uğradığı için ara verenler var. Bütün bunları düşündüğümüzde aslında bizim oradaki vatandaşlarımız için oranın refah seviyesinin yükselmesi, kalitenin artması, rekabet ortamının daha da artması ve daha rahat yaşam seviyesi için sunduğumuz, arz ettiğimiz enerji yatırımları kesintiye uğrayabiliyor. Türkiye'nin hukuku sağlam, yatırım ortamı sağlam, sürdürülebilir siyasi istikrarı son derece yerinde ama bu terör belasından kurtularak Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki bizim Türkiye'de sunduğumuz bütün istikrarın orada da aynı şekilde sürdürülebilmesi lazım" dedi. "BÜYÜYÜN TÜRKİYE'NİN KÜÇÜLMEYEN ENERJİ SEKTÖRÜNÜ OLUŞTURDUK" Arz sıkıntısıyla arz güvenliğinin farklı konular olduğunu dile getiren Yıldız, "Bizim arz sıkıntısıyla alakalı bir konumuz yok. Biz sürekli arz güvenliğini konuşacağız. Bu bir zafiyet demek değil. Çünkü Türkiye artık büyüyor. Büyüdükçe bizim onun arkasına yetişecek zaman önüne geçecek yatırımları yapabiliyor olmazım lazım. Ama hamdolsun biz arz sıkıntısı yaşamıyoruz. Çünkü büyüyen Türkiye'nin küçülmeyen enerji sektörünü oluşturduk. Temel enerji politikaları ve stratejilerimizde öncelikle yerli ve yenilenebilir kaynaklarımız var. Türkiye'nin büyüme hızı yenilenebilir enerji kaynaklarının büyüme hızından daha fazla oldu. Yani bu durum, büyüme hızını her zaman yenilenebilir kaynaklardan karşılanamayacağını, aynı zamanda arz sıkıntısına düşmemek açısından doğalgaz, nükleer gibi ithal kaynaklardan da zaman zaman karşılamak durumunda olduğunu göstermektedir” dedi. KÖMÜRÜMÜZÜ MUTLAKA KULLANMALIYIZ" Enerjide kömürün geldiği noktayı da değerlendiren Yıldız, "18 MW civarında değerlendirmeyi düşündüğümüz direk enerjiye dönüşecek düşük kalorili de olsa yatırım planı oluşturduk. Hamdolsun şu anda çok iyi gidiyoruz. Tavşanlı'da yılbaşı gecesi Gazlaştırma Pilot Tesisi'nden elde edilen doğalgazın açılışını yaptık. Onun ticarileşmiş tesisini kurmak üzere yola çıktık. İnşallah 2-3 yıl içerisinde belli bir rakama daha ulaşacağız. Diyelim ki 1.5 milyar metre küp civarında doğalgaz elde edeceğiz. Hemen yanı başında kömürümüz var. Bununla bir yatırım yapacağız. Bizim doğalgazın, olabildiğince petrolün de yerli kaynaklar haline gelmesiyle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bizim kömürümüzü mutlaka kullanmamız gerekmektedir. 'Kömür; kirlidir, paslıdır' şeklinde bazı itirazlar oluyor. Sadece bunda değil diğer yatırımlarda da bu şekilde itirazlar oluyor. Biz bunun nimetini hep beraber yaşarken ve Türkiye, gayri safi yurtiçi hasılasında üç katına çıkarken, ihracatta 36 milyar dolardan son on yılda 152 milyar dolara çıkarken ürettiğimiz enerjiyle beraber yapıyoruz bunları. O zaman bizim üretmekten ve büyümekten başka çaremiz yok. Afşin Elbistan kömür havzasında kurulacak santrallerle birlikte 8 bin MW gücünde elektrik üretilecek. 4 bin 800 MW'lik bir nükleer güç santrali kurmamızla beraber yaklaşık 3 milyar 600 dolarlık bugünkü fiyatlarla doğalgazın ithalatını kesiyoruz. Afşin Elbistan'da ise yaklaşık 4.5-5 milyar dolarlık doğalgaz ithalatını keseceğiz" şeklinde konuştu. Bakan Yıldız, Şubat ayında doğalgaz ve elektriğe zam yapılıp yapılmayacağına ilişkin, "Her ayı kendi içinde değerlendiriyoruz ama beklentilerimiz olmaması yönünde" dedi. BOTAŞ'ın 6 milyar dolara ulaşan borcuyla ilgili de konuşan Yıldız, "Maliye Bakanlığı ve Hazine ile yaptığımız görüşmelerde bunu iki bölüm halinde 2013 ile 2014'e yayarak çözeceğimizi kararlaştırdık. Eğer biz gelirlerimizi artıramıyorsak o zaman bizim giderlerimizle alakalı çalışma yapmamız gerekmektedir. Rusya ile yapılan müzakereler giderleri yani doğalgaz maliyetlerini azaltılmasıyla ilgili hususlardır. Şu anda başka çalışmalarımız da var. Biz 2013 yılında oluşturacağımız tasarrufla kamuya borcumuzun en az 4 milyar dolarını öderiz" dedi. Yıldız, 2012 yılında doğrudan gelen sermaye açısından bakıldığında, özelleştirme gelirlerinin yarısından fazlası enerji sektöründen olduğunu belirterek, "Bu bizim oluşturduğumuz rekabetçi piyasaya duyulan güven ama bunun daha öncesinde siyasi istikrara duyulan güvendir. İstediğimiz kadar piyasa oluşturalım siyasi istikrar oluşturmadan bunları yapmak mümkün değil" diye konuştu. ELEKTRİKTE KAYIP KAÇIK "Türkiye'de son 10 yılda hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Aynen kayıp kaçaklar da öyle" diyen Bakan Yıldız, şunları kaydetti: "Kayıp kaçak oranları, sokak aydınlatmaları ve park bahçe aydınlatmaları da olmak üzere yüzde 25-26'lardan daha aşağı almadık bu oranları. Şu anda yüzde 15'lerde. Gerekli çalışmaları yaptık ama hala yeterli değil. Türkiye doğru yönde gidiyor. Enerji sektörü, bu tür politikalarını doğru yönde kullanıyor. Dicle ve Van Gölü'nü çıkarttığımızda yüzde 9.4 olan Türkiye'nin kayıp kaçak oranı, şu anki rakamlara göre Avrupa Birliği'nin kayıp kaçak oranından daha düşük. O iki bölgemizde tabi ki öngörmediğimiz, istemediğimiz rakamlar söz konusu. PKK propagandasını yaparken 'ödemeyin' diyor. Bize 'pes' dedirten olaylar yaşıyoruz. Bir arkadaş arıyor, elektriğinin olmadığını söylüyor. Adresi alıyoruz, arkadaşları yönlendiriyoruz sonra öğreniyoruz ki elektriği kesilen kişi zaten elektriği kaçak kullanıyor. Ben bu anlayışı anlayamıyorum. Kaçak kullandığı yere arıza ekipleri çağıran bir anlayış var. Ben 'arkadaşlar hiçbir şey yapmadan geri dönün ve oradaki kaçak yapıyı söküp gelin' diyorum. Zamanında ödeyen vatandaşımı koruyup kollamak zorundayım. Bununla alakalı bizim ciddi bir çalışmamız var. 700-800 bin civarında kaçak kullanan kişinin elektriğini kestik. Dicle ve Van Gölü'ndeki kaçakları yaptığımız ayrı bir çalışma ile 2015 yılının sonuna kadar makul bir seviyeye getireceğiz. Türkiye'nin kayıp kaçak oranını yüzde 10'lar civarında tutacağız. Hoşgörülü yaklaşmamız söz konusu değil. Yalnızca devlet hakkı değil, kul hakkı da oluyor burada." "2013 YILINDA PETROL ARAMALARINDA HAKKARİ VE ŞIRNAK'A ODAKLANACAĞIZ" Yıldız, TPAO'nun 2012 yılında 54 kuyu açmayı hedeflediğini ama 57 kuyunun açıldığını belirterek, "Bu kuyuların 11'inde petrol, 6'sında da doğalgaz bulundu. Bunların miktarı az olsa da bizim için değerli. Ama Türkiye'nin ihtiyacı hala bizim bulduğumuzdan çok fazla. Biz Türkiye'de 50 bin varil civarında petrol üretiyoruz ama 770 bin variller civarında da petrol tüketiyoruz. Türkiye hızlı büyüyor. Biz de bu büyümeye karşılık edecek blok işler yapmamız lazım. Arkadaşlarımız güzel işler yapıyor ama bırakın başkalarını ben yeterli görmüyorum. TPAO'nun çalışmalarını artan dozlarda devam ettirmesi lazım. Şu anda Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 8 sahada petrol, Trakya'da 3 sahada doğalgaz keşfine rastladık" diye konuştu. Yıldız, 2013 yılında açılacak kuyu hedefiyle ilgili de "En az 2012 yılındaki kadar olur. Batman ve Adıyaman bizim petrol merkezlerimiz. Bu yıl Hakkari ve Şırnak'a da odaklanacağız" dedi. “KARADENİZ'DE YENİ ARAMA BAŞLATACAĞIZ” Denizlerdeki aramalarda uluslararası yatırımcıyı çekmek için şu ana kadar dünyanın 5 büyük şirketiyle çalıştıklarını dile getiren Yıldız, "İnşallah önümüzdeki 2-3 hafta içerisinde yine bir törene hep beraber şahitlik ederiz, yeni bir anlaşma imzalama hazırlığı yapıyoruz. Yine o da dünya devlerinden bir tanesi. Bu çalışmayı Karadeniz'de yapacağız. Akdeniz'de de çalışanlarımız var. Akdeniz'deki alanlarımızı da genişletmeyi düşünüyoruz. Yani Türkiye, hazırladığımız yeni Türk Petrol Kanunu Tasarısı ile beraber parselleri daha düzenlenmiş, hem uluslararası sermayenin daha rahat gelebileceği hem de milli çıkarlarımızı koruyacak bir yapı oluşturduk. İnşallah bunu kanunlaştırırız" ifadelerini kullandı.Bakan Yıldız, Karadeniz Bölgesi’nde doğalgaz bulunduğunu bu nedenle de ikinci bir kuyu daha açacaklarını bildirdi.