Günlerdir telefonlarını kapatan ve yazılı açıklama dışında kamuoyuna açıklamada bulunmayan Bağımsız Milletvekili Dr. Salih Fırat, memleketi Adıyaman’dan yayın yapan Asu TV’ye konuştu. Telefonla ana haber bültenini bağlanan Salih Fırat, sunucunun sorularını cevapladı.
“BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA OLDU”
İstifasını geri almasının doğru olmayacağını ve bunun için gerekçeleri olduğunu ifade eden Salih Fırat, “Dünyada ve Türkiye’de artık insan haklarının ön plana çıktığı, etnik kimliklerin arka planda kalırken, globalleşen yapıda ulus devlet, milliyetçi ve etnik bir yaklaşımla siyaset yapmak Cumhuriyet Halk Partisi’ne yakışmaz. Türkiye’de son 30 yılda bir iç çatışma var ve bu iç çatışmadan dolayı bir takım sorunlar var. Kürt meselesi, ana dilde savunma, ana dilde eğitim konuları var. Bilindiği gibi anadilde savunma konusu gündeme geldiğinde komisyonlarda, adalet komisyonunda aynı refleksi gösteriyordum. Ana dilde savunmanın bir insan hakkı olduğu, herkesin kendini ifade edebildiği dilde savunma yapması gerektiği, bunun insan hakkı olduğu, herkese kendini ifade edebildiği dilde savunma yapması gerektiği ve savunmanın kutsal olduğunu düşünüyorum ve bunu daha önceden de belirttim. İnsan hakkının bazı diğer yasal haklardan önce gelmesi gerektiğini dile getirdim. Ancak ne yazık ki o günkü genel kurul toplantısında sayın milletvekili arkadaşımın özellikleri ‘Türk Ulusu ve Kürt milliyetinin eşit olamayacağını, bunun eşit kabul edemeyeceğini beyan etmesi, bundan sonra nefsi müdafaa hakkını kullanarak saldırıya geçeceğini’ söylemesi bardağı taşıran damla oldu” dedi.
“MECLİSTEKİ TUTANAKLARI DEFALARCA OKUDUM”
Yaşananların olduğu gece istifa etmeyi düşündüğünü fakat bir gün sonra tutanakları defalarca okuduktan sonra istifayı sunduğunu belirten Fırat, “Milletvekilinin bu söylemlerinden sonra mecliste ki arkadaşlarımızdan bir kaçı hariç bunu şiddetle alkışlamasını, MHP gurubunun şiddetle desteklenmesini, Kürt kökenli, insan haklarına önem veren bir arkadaşınız olarak içime sindiremedim. O gece istifayı düşündüm. Ertesi gün meclise gittim ve tutanakları getirdim ve defalarca okudum. Okuduktan sonra istifanın doğru olacağını düşünerek istifamı meclise sundum” diye konuştu.
“MİLLETVEKİLİNİN ÖZÜR DİLEMEMESİ HAKLILIĞIMI ORTAYA ÇIKARDI”
Fırat açıklamasında, “İstifamdan sonra partiden bazı arkadaşlarımla görüştüm ama ilgili milletvekili arkadaşımız ısrarla ‘ben haklıyım; ben doğruyum’ deyince kararımın doğru olduğunu fark ettim ve kararımdan dönmedim. Mecliste yapılan konuşmaların kamuoyu tarafından nasıl anlaşıldığı önemlidir. Biz burada üniversitede eğitim vermiyoruz, toplantı yapmıyoruz, bu mecliste Türkiye’nin tamamına söylenen laftır. Benim anlamadığımı varsayalım, vatandaş ne anlamış? Varsayalım ki ben yanlış anladım. Peki ilgili kişinin ‘benim söylediğim yanlıştır, yanlış anlaşılmışsa özür dilerim’ demesi gerekmez miydi? ‘Benim kastım bu değildir, kastı aşmıştır, ben şu anlamda söylemiştim’ diye yurttaşlardan özür dilemesi gerekirdi. Bunu bekledim buda olmadı. Ben haklı olduğumu düşünüyorum. Türkiye’de yaşayan her insanın eşit olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“KILIÇDAROĞLU’DAN DAVET GELDİ AMA DAVETE GİTMEDİM”
Salih Fırat, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşülüp görüşülmediği yönündeki soruya ise, “Yok görüşmedim. Davet geldi. Daha sonra ben bu konuda Genel Başkanımıza olan saygımdan dolayı, bu konuda Genel Başkanımızın tavrının ‘İstifanı geri al’ yönünde olacağı ve ona saygımdan dolayı onu kırmamak için davete gitmedim” ifadelerini kullandı.
“ŞİMDİLİK HERHANGİ BİR PARTİYE TRANSFERİM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”
Fırat, AK Partili ve BDP’li milletvekillerinin davetlerini ilişkin ise şunları söyledi:
“Mehmet Metiner ve diğer davet edenlere teşekkür ediyorum; nezaket göstermişlerdir. Şu aşamada, şimdilik, bu konuda herhangi bir girişimim herhangi bir partiye transferim söz konusu değildir. Bu kararı verirken bağımsız kalacağımı bilerek istifa ettim. Davet bize karşı nezakettir. Ancak bu duruşumu gösterirken, bu kararı verirken, evrensel insan hakları sınırları içerisinde olacağım yönünde açıklamam vardır. Bu düşüncelerimi ifade edebileceğim her türlü ortamda siyaset yapabilirim. Bu yeni bir oluşum olabilir; yeni bir parti olabilir; Cumhuriyet Halk Partisi’nde farklı bir oluşumlar çıkabilir. Ama şu aşamada bağımsız olarak milletvekilliğimi devam edeceğim. Önceden planladığım bir eylem değildir. Şartların oluşturduğu ve verdiğim bir karardır. Parti içersinde benim düşüncemi savunan benim gibi düşünen arkadaşlarımızda var. Cumhuriyet Halk Partisi’nde milliyetçi söylemle siyaset yapmayacağını söyleyen arkadaşlarımızda var. Ben yapmam gerekeni yaptım.”