Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, gazetecilerin yönelittiği, kamuya ait lojmanların satışıyla ilgili sorurları yanıtladı. Şimşek, mümkün olduğu kadar kamuyu rasyonelleştirme çabası içerisinde olduklarını anlatırken, şöyle dedi "Sonuçta kamunun harcamalarını vergilerle ödüyor, finanse ediyoruz. Amacımız; vatandaşımızın vergi yükünü arttırmamak. Bu çok önemli.

Bu anlamda kamunun kaynaklarının rasyonel ve etkin kullanılması önemlidir. Lojman konusunda sayın başbakanımız da açıklama yaptı. Ben daha önce bu konu hakkında çok kapsamlı bir çalışma yaptım ve kendilerine arz etmiştim. Gelinen noktada Maliye Bakanlığı, özelleştirmeye bağlı bazı kurumların bünyesindeki lojmanlardan başladık. Ama şunun altını çizmek istiyorum; Özellikle güvenlik ekibi alanlarda böyle bir tasarı söz konusu olmayacak. Yine teröre maruz bölgelerde lojman konusunda herhangi yeni bir yaklaşım içerisinde olmayacağız.

Bahsettiğimiz daha çok büyükşehirlerde olan ve hakikaten ihtiyaç anlamında çok zaruri olmayan alanlarda ki kaynakları ekonomiye kazandırmak, kamuyu daha etkin ve verimli noktaya getirmektir. Araç konusunda, kamu taşıtları konusunda da bir çalışmamız var. Aslında kamuda taşıtların kullanımı, kontrolü, takibi noktasında önemli bir yasa tasarısı üzerinde çalışıyoruz. İnşallah bu önümüzdeki dönemde o da sonuçlanır."

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin IMF’ye olan borcuyla ilgili soru üzerine, IMF borçlarının önümüzdeki mayıs ayı itibariyle sıfırlanmış olacağını söyledi. Devletin bilançosunun son 10 yıl içersinde gerçekten çok sağlamlaştığını açıklayan Şimşek, şöyle devam etti: "Hükümetlerimiz döneminde, gerçekten kamu borcunu, bir anlamda devletin bilançosunu ciddi bir şekilde iyileştiriyoruz.

Çünkü azaltılan bütçe açığı borçlara yansıdı. IMF borçları bu mayıs ayı itibariyle sıfırlanmış olacak. Bu önemli, çünkü 1958 yılından bu yana sürekli bir şekilde program, borç diyaloğu oluşmuş, Bu anlamda Türkiye yeni döneme girmiş oldu. IMF’ye borcunu kapatmakla Türkiye artık bir sınıf atlamış olacak bu bir. İkincisi kamunun dış borcuna baktığınız zaman, kamunun döviz rezervi karşılaştırıldığı zaman bizim dünyadan 31 milyar lira üzerinde alacağımız var. Biz devlet olarak, dış dünyaya hazine olarak, bizim borcumuz net bazda yok.

Tam aksine bizim alacağımız var. Rezervlerimizle borcumuzu karşılaştırdığımız zaman devlet olarak bizim, dünyadan alacağımız var. Fakat ülke olarak baktığınızda özel sektörü içine kattığınız zaman tabii ki Türkiye’nin dış borcu var. Ama firmalarımızın da yatırımları var. Firmalarımızın değeri artmış. Olaya o çerçevede bakmak lazım. Bizim amacımız şu; Türkiye’nin bütçesini, kamu maliyesini, mali dengeleri sürekli iyileştirmek için bunlarda başarılı olursak, Türkiye’nin hakikaten belki Osmanlı’dan bu yana sıkıntılarını çektiğimiz süreçlere son vermiş olacağız."

Bakan Mehmet Şimşek, toplanan vergileri faize değil, millete hizmet olarak sunmak istediklerini, 10 yıl kadar önce Maliye’nin topladığı 100 lira verginin 86 lirasının devletin iç ve dış borç faizine gittiğini kaydederken şöyle devam etti: "Bugün bunun 17 lirasını iç ve dış borç faizine ödüyoruz. Yani eskiden yüzde 86’sı faize giderken, şimdi yüzde 17’si faize gidiyor.

Bu aradaki farkla şimdi biz insanımızın eğitimine, sağlığına, altyapısına AR-GE’ye, mahalli idarelerimize daha fazla kaynak aktarıyoruz. Bunlar önemli konular. Devletin kendi evini düzene koyması, kamu mali dengelerini iyileştirmesinin yansımaları, sadece devletle sınırlı kalmıyor. Özel sektöre yansıması var, vatandaşa yansıması var.

Bu nedenle biz bunu hep önemsedik. Bu konuyu bütçe disiplinini, mali disiplinini öncelendirdik. Dolayısıyla IMF’ye ikili ilişkilerde borç ödeme noktasına yani kapatma noktasına geldiğimizde aslında bu uzun sürecin son halkasıdır diye düşünebiliriz."