Meclis Genel Kurulu Toplantısı Tamamlandı

21 Şubat 2013 Perşembe  13:43

Bu bölümde, Başkanlık Divanı'nın, Avrupa Birliği (AB) Yasalarına Uyum ve Kamu Reformunu görüşmek üzere oluşturulan Geçici Özel Komitesi'nden Ulusal Birlik Partisi (UBP) milletvekili Hasan Taçoy başkanlığında, Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) milletvekilleri Özdil Nami ile Teberrüken Uluçay, UBP milletvekili İlkay Kamil ile Başbakanlık AB Koordinatörü Erhan Erçin'in Ankara'ya gidişlerine İlişkin kararı onaylandı.
Daha sonra gündem dışı konuşmalara geçilen Genel Kurul'da ilk sözü CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu aldı.
YORGANCIOĞLU
Özkan Yorgancıoğlu, Kıbrıs konusunda yaptığı gündem dışı konuşmasında, uzun bir aradan sonra, basının Meclisi eleştirmesinin de etkisiyle, bir ay sonra nisap sağlanabildiğini söyleyerek, "Bu durum hoş gibi görünse de nisap sağlandıktan sonra bakanların ve milletvekillerinin Meclis'i terk etmesi buna gölge düşürdü" dedi.
Bazı milletvekillerinin "Önce kurultay sonra Meclis" dediklerini iddia eden Yorgancıoğlu, Meclis'i Kurultay'ın arkasına koyan vekillerle ülkenin bir yere gidemeyeceğini söyledi.
UBP Hükümeti'ni eleştiren Yorgancıoğlu, Kıbrıs Sorununun Hükümet gündemine alınmadığını iddia etti.
"Var olmuş bir olayı yok saymak mümkün değildir" diyen Yorgancıoğlu, Kıbrıslı Türkler ilgilenmese de Kıbrıs sorunuyla ilgili dışarıda gelişmeler yaşandığını belirtti. Yorgancıoğlu, Güney Kıbrıs'taki seçimlerin Kıbrıslı Türkler için önemli olduğunu anlatarak, "İleride Kıbrıs Sorunu'yla ilgili muhatabımızın kim olacağıyla ilgili gelişmeler yaşanıyor" dedi.
DİSİ Başkanı Nikos Anastasiadis'in seçimlerde ilk turu önde tamamladığını hatırlatan Yorgancıoğlu, ikinci turda Anastasiadis'in galip çıkmasını beklediğini belirtti.
AB yetkili kurumlarının seçilecek başkana iç sorunları çözmek için 3-4 aylık bir süre tanıyacağının konuşulduğunu dile getiren Yorgancıoğlu, ondan sonra Kıbrıs Sorunu müzakere sürecinin yeniden başlayacağını kaydetti.
"Biz bu işin neresindeyiz" diye soran Yorgancıoğlu, "Biz Kıbrıs Sorunu'yla ilgili neleri önereceğiz? Bununla ilgili bir düşüncemiz var mı" diye sordu ve sorunun cevabının "hayır" olduğunu söyledi.
Özkan Yorgancıoğlu, geçmişte donan AB Türkiye ilişkilerinin son dönemde bahar havasına girdiğini söyleyerek, Fransa'nın Türkiye için yeni başlıklar açtığını, bunun Türkiye'nin birliğe dahil olmasıyla ilgili süreçte değişiklikler olduğu anlamına geldiğini kaydetti.
Kıbrıs Sorunu'nun   Türkiye - AB görüşmelerinde ana gündem maddesi olacağını dile getiren Yorgancıoğlu, bütün bunlar yaşanırken Kuzey Kıbrıs'ta, Kıbrıs Sorunu gibi bir sorun yokmuş gibi davranıldığını iddia ederek, bunu devekuşunun başını kuma gömmesine benzetti.
Türkiye ile Yunanistan'ın ekonomik ilişkilerinin giderek geliştiğini söyleyen Yorgancıoğlu, iki ülke arasındaki ekonomik gelişmenin barış adına iyi bir gelişme olduğunu belirtti.
Türkiye'nin Güney Kıbrıs ile ekonomik ilişkilerinin de geliştiğini dile getiren Yorgancıoğlu, iki ülke arsındaki ekonomik ilişkinin Kuzey Kıbrıs ile olan ilişkilerden daha iyi olma yolunda ilerlediğini kaydetti.
Türkiye ile Yunanistan'ın ilişkilerini daha ileriye taşımak adına Bakanlar Kurulu düzeyinde toplantılar yapmaya hazırlandığını söyleyen Yorgancıoğlu, Kilise'den, çıkarılacak doğal gazın Türkiye üzerinden taşınmasına yönelik öneriler geldiğini hatırlattı.
Yorgancıoğlu, önümüzdeki günlerde Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Sorununun çözümüne müdahil olmamaları ve akılcı politikalar üretmemeleri halinde süreçte devre dışı kalma riskinin bulunduğunu söyledi.
"Türkiye'nin dahil olduğu ancak bizim dışımızda, bizim müdahil olmadığımız bazı gelişmeler yaşanıyor ve bunlar Kıbrıs sorunuyla ilgilidir. Biz bu ülkede Kıbrıs Türk halkının da çıkarlarını koruyan bir çözüm sunmazsak gelişmeler Kıbrıslı Türklerin aleyhine olacak" şeklinde konuşan Yorgancıoğlu, Kıbrıslı Türklerin akılcı çözümlerle sürece dahil olması gerektiğini söyledi.
Özkan Yorgancıoğlu, "Kıbrıs sorununu önemsememiz ve Türk tarafı olarak akılcı politikalarla, çözüm önerici taraf olmamız gerekir" diyerek, bu yapılmazsa Kıbrıs Türk tarafının uluslararası alanda yine çözüm istemeyen taraf olarak kabul görebileceği uyarısında bulundu.
Birleşmiş Milletler (BM) ve AB'ye yönelik temaslar da yapılması gerektiğini anlatan Yorgancıoğlu, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nu Kıbrıs konusunda yavaş hareket etmekle suçladı.
ÖZGÜRGÜN
Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, eleştirileri yanıtladığı konuşmasında, Kıbrıs konusunun Meclis'te daha fazla yer alması, konuşulması gerektiğini belirterek, bu konuda farklı çalışmalar da yapılabileceğini söyledi.
Güney'deki seçimler ve ekonomik sorunların ön plana çıkmasıyla Kıbrıs konusunun geri planda kalmış gibi görülebileceği ancak bunun her zaman akıllarda olduğunu, gündemdeki yerini koruduğunu anlatan Özgürgün, sürecin ileriki dönem hareketleneceğini, görüşmelerin nisan sonu başlamayabileceğine işaret etti.
Özgürgün, gelecek dönemde Kıbrıs konusunda daha önceki kadar hızlı bir süreç yaşanmayabileceğine işaret ederek, Güney Kıbrıs'ın içinde bulunduğu durum nedeniyle bunu destekleyebileceği ve işine de gelebileceğini kaydetti.
Kıbrıs konusunda Rum tarafının tutumu nedeniyle genel olarak pek ilerleme kaydedilemediğine dikkat çeken Özgürgün, Annan Planı süreci sonrasında aksamalar olduğunu; 2008'de görüşmelerin yeniden başlayabildiğini ancak Rum tarafının masaya isteksizce oturduğu için sonuç alınamadığını anlattı.
Kuzey Kıbrıs'ta çözüm yönünde istek bulunduğunu vurgulayan Özgürgün, parlamentoda da, halkta da bu yönde bir irade olduğunu ancak Rum tarafı için bunu söylemenin mümkün olmadığını kaydetti.
Güney'de geçen hafta yapılan ancak ikinci tura kalan başkanlık seçimine de değinen Özgürgün, en güçlü aday olan Anastasiadis'in seçim manifestosunda bile çözümden ne kadar uzakta olduklarının görülebileceğini söyledi.
Özgürgün, Güney Kıbrıs'ın Türk tarafını azınlık görme gayretlerine de işaret ederek, Güney Kıbrıs'ta çözüme yönelik isteksizlikte Kilise'nin de etkisi olduğu vurguladı.
Türkiye'nin, Kıbrıs üzerinden, ciddi bir stratejik ortak olabileceğini aslında Güney Kıbrıs'ın da bilindiğini, konuşulmaya başladığını anlatan Özgürgün, çözümün bu bağlamda, stratejik nedenlerden dolayı daha mümkün olabileceğini; siyasi kriterlerle çözüme ulaşmanın pek mümkün görünmediğini kaydetti.
Kıbrıs Türk tarafının eşitliğini kabul eden bir zihniyetle masaya oturulduğu takdirde masada çözülemeyecek sorun kalmayacağını dile getiren Özgürgün, çözümsüzlüğün Kıbrıslı Rumlar için de olumlu bir durum olmadığını kaydetti.
Çözümün her iki taraf için de olumlu gelişmeler yaratacağını söyleyen Özgürgün, "Bunları hiç bıkıp usanmadan anlatmak lazım" dedi.
"Çözüm için pozitif olduğumuzu ortaya koymalıyız. Ben reddettim masadan kalktım gittim dönemi bitmiştir" diyen Özgürgün, "Kıbrıslı Rumlar da çözüm konusunda en az Kıbrıslı Türkler kadar hevesli olmalıdır. Rumlara da çözümün onların yararına olduğu anlatılmalıdır" ifadesini kullandı.
Yeniden söz alan Yorgancıoğlu, toprak, mülkiyet ve uzlaşılamayan konularda görüşmeler beklenmeden çalışma yapılması gerektiğini kaydetti. "Son güne kalınırsa geç kalınacak" diyen Yorgancıoğlu, "Rumlar hep almaya alıştı o yüzden biraz da vermeyi öğrensinler görüşüne katılmıyorum" dedi.
KALYONCU
CTP-BG milletvekili Ömer Kalyoncu Hükümet uygulamalarıyla ilgili gündem dışı konuşmasında, "müdahalecilik"le suçladığı Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun müdahalelerden şikayet etmesine anlam veremediğini belirtti.
Kalyoncu, Eroğlu'nun İlk defa müdahale yapılıyor gibi davrandığını ancak bunun yeni bir şey olmadığını ifade ederek, "Bu konuda en son konuşması gereken kişi Sayın Eroğlu'dur" dedi.
Hükümet'in icraatlarını eleştirirken, Havalimanı çıkış harç bedellerinin artırılmasını eleştiren Kalyoncu, bunun biletlere de yansıyarak ülke turizmine olumsuz etkisinin ileriki dönemde görülebileceğini söyledi.
Kalyoncu, Hükümet'i "yalancılıkla" suçladığı konuşmasında, bunun her alana yayıldığı ve vatandaşa da, akaryakıt zammının petrol fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığı yalanının yutturulmaya çalışıldığını savundu.
Kalyoncu, "Hükümet'in artık miadı doldu. Bu yalanlar içinden çıkılmaz hal aldı" dedi.
SINAY
CTP- BG milletvekili Abbas Sınay ise sağlık konusundaki sorunları dile getirmek için söz aldı.
Sınay bakan koltuklarının boş olduğunu söyleyerek, kendisine cevap verebilecek bir bakan gelinceye kadar kürsüde konuşmadan bekleyeceğini söyledi. Bir süre konuşma yapmadan bekleyen Sınay, "Herhalde protesto yerine ulaştı" diyerek konuşmasına başladı.
Sağlık Bakanı Ertuğrul Hasipoğlu'nun bütçe konuşmalarında pot kırdığına işaret ederek, "Kendisine sen konuşma" diye öneride bulunduklarını kaydetti.
"Bakan bu sözümüzü tuttu, konuşmadı ama iş de yapmıyor" diyen Sınay, Hasipoğlu'nun Güney Kıbrıs'taki sağlık bütçesinin yüzde 4,1 olduğunu ve bu rakamı yetersiz bulduğunu söylediğini hatırlatarak kendisini "yalanı" söylemekle suçladı.
"Bakan'ın söylediğini tersten okumak gerekir" diyen Sınay Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)'deki sağlık hizmetlerinde sorunlar olduğunu belirtti. Sınay, ilaç ve kit eksikliğinin tüm uyarılara karşın devam ettiğine işaret ederek, Ocak ayında açılışı yapılan Girne Akçiçek Hastanesi kadın doğum ve cerrahi servislerinin kadro sorunu nedeniyle bugün itibarıyla faaliyete geçemediğini iddia etti.
Kolan British Hospital'la yapılan protokolde hastaneye sevk yetkisi verildiğini söyleyen Sınay, sevkin sadece Sağlık Kurulu'na ait olduğunu, eğer ortada Sağlık Kurulu kararı olmadan herhangi bir sevk varsa bunun paranın Hasipoğlu'ndan geri alınması gerektiğini kaydetti.
Sınay, protokolün pek çok maddesinin açık olmadığını ileri sürdü. Hasipoğlu'nun Sağlık Yasası'nı yeni yıldan sonra Meclis'e getirme vaadi verdiğini hatırlattı.
 
 Meclis Genel Kurulu'nda gündem dışı konuşmalarla, çevre sorunları yanında siyasi gelişmeler de irdelendi.
CTP-BG Milletvekili Abbas Sınay'ın ardından Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) milletvekili Mustafa Emiroğluları söz alarak çevre konulu günden dışı konuşmasını yaptı.
Emiroğluları, çevre konusunda yanlış uygulamalar yapıldığını iddia ederek, Mağusa bölgesinde sivil toplum kuruluşlarıyla Bakanlık arasında koordinasyonsuzluk olduğunu belirtti.
Atık sular nedeniyle hem çevre, hem sağlık sorunları meydana geldiğini belirten Emiroğluları, Bakanlığı bu konuda duyarsız olmakla suçladı.
Mağusa Hastanesi'nin etrafına akan pis suların ciddi sağlık sorunu yarattığını söyleyen Emiroğluları, Bakanlık ve belediyeyi konuyla ilgili gerekli adımları atamamakla suçladı.
Oluşan kirliliğin temizlenmesi için kullanılan kimyasal maddelerin, doğal hayata zarar verdiğini ifade eden Emiroğluları, bunun sonuçlarının ileriki yıllarda daha iyi görülebileceğini dile getirdi.
Emiroğluları, yapılan mücadeleyle bütün ekosistemin yok edildiğini iddia etti.
Avrupa Birliği (AB) finansmanıyla Mağusa bölgesinde yapılan kanalizasyon çalışmalarında da sorun yaşandığını ifade eden Emiroğluları, sonuçta büyük bir deniz kirliliği meydana geleceğini ileri sürdü.
 
UBP Lefkoşa milletvekili Zorlu Töre, yerinden müdahale ederek, Emiroğluları'na Güney Kıbrıs'ta satıldığı haberleri gelen at etlerinin Kuzey Kıbrıs'a geçim geçmediği konusunda bilgisi olup olmadığı sorusunu yöneltti.
Mustafa Emiroğluları ise soruyu yanıtlarken ithal ete bu gibi nedenlerle karşı olduğunu belirterek, kaçak canlı hayvan sorununu dikkat çekti. Emiroğluları şöyle dedi:
"Ülkede hayvancı sorun yaşarken 50 bin kuzunun kuzeye geçtiği iddiaları var. Kaçakçılık yaparken yakalananlara kesilen cezalar ise sadece 8 bin TL, havyaları da geri aldılar. Böyle bir uygulama olamaz."
ANGOLEMLİ
TDP milletvekili Hüseyin Angolemli, Başbakan İrsen Küçük'ün Eski Sağlık Bakanı Ahmet Kaşif ile ilgili sözleri konusunda yaptığı gündem dışı konuşmasında, ülkede onca sorun varken aylardır ülke başbakanının rakibi Ahmet Kaşif'e söz yetiştirmeye çalıştığı; aynı diyalogu son olarak Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile de yapmaya başladığını belirterek, durumu eleştirdi.
"Bu arada ülkede sorunlar aldı başını gidiyor" diyen Angolemli, aydınlatma ücretinin hem belediye hem de Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu tarafından alındığını, halkın buna tepki gösterdiğini ancak Başbakan Küçük'ün Kurultay nedeniyle buna ses çıkaramadığını, müdahale edemediğini ileri sürdü.
Kurultay'ın pazar günü sonuçlanabileceğini ancak sorunların çözümlenemeyebileceğini; delege yapısında değişikliklerden söz edildiğini anımsatan Angolemli, bu iddiaların doğru olması halinde bu kez de karşı tarafın buna tepki gösterebileceği ve sürecin yine uzayabileceğini anlattı.
Angolemli, "Sorunlar askıda, halk göz göre göre soyulmakta" diyerek, yeni istihdamlar yapılırken sağlıkta personel eksikliği nedeniyle hemşirelerin grevler yaptığını hatarlatarak, yaşanan olumsuzlukların faturasının yine halka çıktığını söyledi.
Angolemli, Güney'deki başkanlık seçimlerine de değinerek, gelinen süreçte Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun "Buna hazırlanması gerekirken Başbakan'a laf yetiştirtmekle" suçladı.
Çok kısa sürede seçime gidilmesi gerektiğini ifade eden Angolemli, bunun, taşların yerine oturması için şart olduğunu kaydetti.
Angolemli, "TC yetkililerinin her kademede buraya müdahale etmekte olduğunu ve bunu Saray'daki Cumhurbaşkanı'nın da kabul ettiğini " anlatarak, müdahale konusunu yıllardır söylediklerini ancak geçmişte kendilerinin bunu söyleyince vatan hainliğiyle suçlandıklarını hatırlattı.
Angolemli'nin konuşmasının ardından gruplar arası mutabakatla Genel Kurul'un bugünkü çalışmaları tamamlandı. Gelecek birleşim 25 Şubat Pazartesi yapılacak.



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Meclis-Genel-Kurulu-Toplantisi-Tamamlandi/378975