Zirve Yayınevi’ndeki saldırıya ilişkin Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Eymür’ün tanık sıfatıyla dinlenilmesine karar verilmişti. Talimat üzerine bugün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na gelen Eymür İstanbul 15.Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade verdi.
İstanbul 15.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Eymür’ün yanı sıra dava kapsamında tutuklu bulunan emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un avukatları ile müdahil avukatı hazır bulundu. Mahkemede, Eymür’e ‘atin.org.’ sitesinde Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı Beyaz Kuvvetlere ilişkin 2001 yılında yazdığı yazı nedeniyle ifadesinin alınacağı hatırlatıldı.
Söz konusu yazıyı 2001 yılında yazdığını ifade eden Eymür, “Bu yapılanmayı çok teferruatlı bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla bir hücre yapılanması mevcut. Ben MİT’te görevliyken yanımda çalışan eski özel kuvvet elemanları vardı. Bildiklerimi bunlar anlatmıştı bana. Özel kuvvetlerin üç ana unsuru var. Sivil unsurları var. Bunlara Beyaz Kuvvetler deniyor. MAK denilen bir birim var. Siyah kuvvetler denilen bir birim daha var. Beyaz kuvvetler bölgelere göre çalışıyor. Bunlar harp eğitimi almış insanlar. Çok disiplinli ve ağızları sıkıdır bunların. Ben bu birimde çalışıp da, çalıştığını söyleyeni duymadım. Bunu söylemenin bedeli çok ağır olur” dedi.
Beyaz kuvvetlerin bölge yapılanmaları halinde olduğunu belirten Eymür, “Bu bölgelerdeki hücreler birbirini tanımaz. Bölge başkanları var. Sadece bölge başkanları hücreleri bilir. Takma isimleri kullanıyorlar. Muharebe Arama Kurtarma (MAK) birimi Özel Kuvvetlerin en seçkin birimidir.”diye konuştu.
İfadesinde bazı isimlere de yer veren Eymür, OYAK davasının sanıklarından Orhan Çoban, vefat eden eski MİT görevlisi Kaşif Kozinoğlu ve Yavuz Ataç gibi isimlerin Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli olduğunu belirterek, “Bu isimler daha sonra MİT’e geçti. Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın PKK ile mücadele de çok önemli başarıları var. Ancak bazı isimlerin zaman zaman münferit olarak rutin dışına çıktıklarını biliyorum. Örneğin Kaşif Kozinoğlu. Bu isim benim altımda MİT’te çalışırken, kendi emrindeki adamlara eski HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak’ın suikast emrini verdi. Ben bunu öğrenince kendisi hakkında soruşturma açtım. Disiplin cezası verdim. Kurumdan uzaklaştırmak istedim ancak yapamadım. Kendisini teşkilat içinde de himaye edenler olduğu için uzaklaştıramadım” ifadelerini kullandı.
TSK bünyesinde kurulduğu belirtilen Türkiye Ulusal Stratejiler ve Hareket Dairesi'ni (TUSHAD) duymadığını belirten Eymür, “Özel Kuvvetler Komutanlığı, devlet iradesi ile kurulmuş bir yasal kurum. Ancak zaman zaman illegal faaliyet içinde olunduğunu duydum. Bu bireysel de olabilir, emir komuta zinciri içinde de olabilir” dedi.
Kıbrıs’ta gerçekleştirilen bir askeri tatbikatta zamanın komutanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu’na suikast gerçekleştirilmeye çalışıldığını düşündüğünü söyleyen Mehmet Eymür, “O zaman Vural Albay şehit oldu. Ben bunun Kıvrıkoğlu’na yönelik bir suikast girişimi olduğunu ve bu eylemin bu yapılanma içinden yapıldığını duydum” ifadelerini kullandı.
Özel kuvvetlerin savaş olmadığı zamanlarda ne yaptığını bilmediğini ifade eden Eymür, “Söz konusu yapılanmanın misyonerlikle ilgili çalışma yapıp yapmadığını bilmiyorum. Dini yapılanmalara ayrı bölümler bakar. Benim bölümüm terör ile ilgiliydi” dedi.
Bu tür yapılanmalarda kaos için bazı çalışmaların da yapıldığı duyduğunu belirten Eymür, “Kaos yaratmak için bir faaliyetleri oldu mu?” sorusuna, “Emekli subaylara bürolar açıldı, evler tutuldu. İstihbarat çalışmaları yapıyorlardı. Ama ne olduğunu bilmiyorum. Daha sonra basında da yer aldı. Mehmet Ali Birand ile ilgili yapılan çalışmalar ortaya çıktı” yanıtını verdi.
İfadesinin yanı sıra mahkemeye bir flash bellek veren Eymür, “Bu bellekte benim başka yazılarım ve Kıbrıs’ta yayın yapan sitelerde Özel Kuvvetlere ilişkin yer alan bilgiler var” dedi.
Öte yandan, Eymür’ün ifade verdiği sırada silahlı bir korumasının salonda izleyiciler arasında olması dikkat çekti.