Gönülleri imar etmeyen, yüreklerini imar etmeyen insanların yeryüzünü imar edemeyeceğini kaydeden Görmez, şöyle dedi:

''20. yüzyılda şehirler inşa ediyoruz ama şehirler imar ediyor muyuz? Şehirler inşa etmek, binalar yapmak, gökdelenler yapmak inşa etmektir. Ancak imar etmek şehirleri kültürel ve manevi hayatını ayağa kaldırmakla olur. Bir yeri inşa etmek ayrı, imar etmek ayrı şeydir.''

Camiler ve mescitlerin sadece namaz kılmak için yapılan mabetler olmadığını ifade eden Görmez, ''Bizim dinimizde tapınak yok. Biz yeryüzünün temiz olan bütün toprağına secde ederiz, namazımızı kılarız. Sevgili peygamberimiz de 'yeryüzü bana mescit kılındı' buyurmuştur. Camiler sadece namaz kılmak için yapılmaz, camiler şehirlerin imarına katkıda bulunmak için, gönülleri, yürekleri imar etmek için vardır'' dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak birkaç yıldır bilhassa üniversite kampüslerinde yapılan camilere destek olmaya çalıştıklarını anlatan Görmez, şöyle konuştu:''Bunu çok önemsiyoruz. Elbette ki bilgi çok önemlidir. Bilgi, bilim, olmadan şehirleri imar etmek mümkün olmaz. Ancak zihnin, aklın gıdası olan bilgiyi bilimi oluştururken, ruhun ve kalbin gıdası olan manevi hayatı ihmal edersek o takdirde bilgiyle akılla kalp buluşmaz, bilgiyle hayat buluşmaz. Onun için şu anda 55 üniversitemizde cami yapımı projelerine destek veriyoruz. Sadece bu konuda değil, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak en azından göreve başladığımız günden itibaren toplumun milletimizin faydasına olan hangi projeyi götürdüysem maliye bakanımızdan bugüne kadar bir 'hayır' duymadım. Bunu belki başka kurumlar duyduğunda kıskanacaklar ve diyeceklerdir ki 'Nedir bu diyanete ayrıcalık' diye ama ben de diyorum ki birlikte şehirlerimizi ülkelerimizi imar etmek için buna ihtiyacımız var bizim.''

“KÜTÜPHANE VE BİLGİSAYAR İLE DONATALIM”
Türkiye'de büyük bir üniversiteleşme yaşandığını belirten Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Devasa öğrenci kentleri kuruluyor. 30 bin, 50 bin öğrencinin yaşadığı yerler. Ben şahsen 20 sene Ankara Beşevler'de İlahiyat Fakültesi'nde öğretim üyeliği yaptım. O çevrede var olan fakülte ve üniversitelerde 100 bin öğrenci var, fakat o çevrede bir tek cami yok. Biz kendi fakültemizin bütün koridorlarına cuma günü havlular sererek, gelen konuklarımızın oralarda namaz kılmasını sağlıyoruz. Çünkü zamanında bunları yaparken planlamamışız, unutmuşuz. En azından yeni kurulan üniversitelerimiz bunları unutmamalı. Burada herhangi bir çekince içerisine girmemeliyiz. Üniversite ile cami birbirine yakışan iki müessesedir. Ayrı şeyler değildir. Bilginin doğru bir güce dönüşmesi için bilginin bütün insanın hayatına hizmet eden bir güce dönüşebilmesi için mutlaka insanın gönül ve ruh dünyasını ihmal etmemesi lazım. İnsanlara sadece bilgi yüklemek yetmez. O bilginin, aşkın boyutunu, o bilginin metafizik boyutunu da insanlara anlatmak gerekiyor.''

Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdusselam Uluçam'ın caminin yapım süresiyle ilgili bir müjde verdiğini kaydeden Görmez, ''Bunu başka rektörlerimize de örnek göstereceğim. Gelecek sene buranın açılışını vaat etti. Ben de ilk hutbesini okuyacağım vaadinde şimdiden bulunayım. Buradan öğrencilere hitap etmek benim için onur olacaktır. Bu proje Batman'a ayrıca bir kimlik kazandıracaktır diye düşünüyorum. Bilhassa o külliye kısmında öğrencilerimizin her türlü ihtiyaçlarını karşılayacakları bölümleri unutmayalım. Her türlü kütüphane ve bilgisayarla donatalım. Öyle ki buraya sadece namaz için gelmesinler. Birtakım bilimsel ve kültürel faaliyetlerini de içinde yapabilecekleri bir mabet olsun'' diye konuştu.