Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ekonomi muhabirleriyle bir araya gelerek, küresel ekonomideki gelişmeler ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Toplantının ardından Babacan, gazetecilerin ekonomi gündemine ilişkin sorularını cevapladı. KANAL İSTANBUL VE 3. HAVAALANI PROJELERİ TÜKETİCİ KREDİLERİ BÜYÜME HEDEFLERİ "VARLIK BARIŞINDA VERGİ YAPILANDIRMASI YOK" KAMU BİNALARININ KİRALANMASI BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ MEMURLARA ROTASYON YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
Kadınların istihdamının erkek istihdam oranı ile neredeyse aynı olduğunu söyleyen Babacan, “Bir yandan kadınlarımızın iş gücüne daha çok katılmalarını, bir yandan da ailelerin daha çok çocuk sahibi olmalarını sağlayacak düzenleme üzerinde yoğun çalışıyoruz. Birkaç haftaya kadar tamamlayacağız ve Başbakanımız çalışmaları açıklayacak. Güzel bazı tedbirleri getiriyoruz” diye konuştu.
Babacan, 2013 yılı ilk çeyreğinde beklenilen iç talepteki canlanmada gecikme olup olmadığının sorulması üzerine, büyüme ile alakalı göstergelerin beklentilerin bir miktar altında olduğunu belirtti. Bu durumun yüzde 4’lük hedefin revize edilmesini gerektirmediğini söyleyen Babacan, “Biz bugünkü haliyle hala yüzde 4’lük hedefin ulaşılabilir bir hedef olduğunu düşünüyoruz. Veriler beklentilerin bir miktar altında ama çok değil” ifadesini kullandı.
Özel kamu ortak yürüttüğü mega projelere ilişkin de değerlendirmede bulunan Babacan, projelerin uzun vadeli olduğunu dile getirerek, Nükleer Santral’in 7-8 yıldan önce tamamlanamayacağını kaydetti. 3. Havaalanı ihalesinden de bahseden babacan, projenin tamamlanması çalışmalarının devam ettiğini vurgulayarak, havaalanı konusunda şimdiden sıkışıklık olduğunu bildirdi.
‘Kanal İstanbul Projesi’ için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile çalışmaya başladıklarını ifade ederek, “Büyük projelerin kamu garantisinde şu an için problem yok, risk uzun vadeye yayılıyor. Mega projelere rağmen Türkiye'nin risk algısında bozulma yok” dedi. Projeler için ayrı ayrı hazırlıklar yapıldığını söyleyen Babacan, “Her biri için terzinin dikişi gibi formatlar oluşturuyoruz” şeklinde konuştu.
Tüketici kredilerinin artması yönündeki beklentilere ilişkin değerlendirmede bulunan Babacan, “Tüketici kredilerindeki faizlerin düşmüyor ifadesi var ama pratikte düştüğünü gösteriyor. Özellikle ticari kredilerde yatırım için olan kredilerde maliyetle ilgi ne yapılabilir diye söyledik ve bir daha ki toplantıda arkadaşların yaptığı çalışmaları değerlendireceğiz. Şunu hep söylüyoruz kredi, yatırım ve üretim içinse bunun önü açık ama tüketim içinse, hele hele kredi çekip tatil yapıyorsa değil” diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Babacan, Orta Vadeli Program'da öngörülen yüzde 4'lük büyüme hedefinde herhangi bir değişiklik olup olmayacağının sorulması üzerine, BDDK oranlarına bakıldığında Basel 2 uygulamasının olduğunu ancak tüketici kredilerinde Basel 2’den daha ileri katsayı uygulandığını belirterek, “mali disiplin bizim için oldukça önemli. Evet, önümüzde 3 seçim var ama şimdiye kadar 8 seçim yaşamışız. 8 oylamanın hiçbirinde ciddi derecede popülizm yapmadık. Mali disiplinden taviz diye düşünebileceğimiz büyük şeyler yapmadık” değerlendirmesinde bulundu.
Varlık barışında vergi yapılandırmasına ilişkin açıklamada bulunan Babacan, vergi yapılandırılmasının söz konusu olmadığını belirterek, “Söz konusu tespitler, yurt dışından varlığını Türkiye'ye getirene ait, Türkiye'de varlığı olana değil. Çünkü bunu sık sık yaptığımızda vergi uyumunda bir problem yaşıyoruz. O zaman herkes bekler ara ara servetini toplar getirir bunu çok sık yapmak doğru değil. Kriz ortamında yaptık 2009 yılında tekrar etmeyi düşünmüyoruz” dedi.
Kamu binalarının fahiş fiyatlara kiralanıp devletin israf ettiğine dair tartışmalara açıklık getiren Babacan, kamu binalarını kiralarken maliyet analizi yaptıklarına dikkat çekerek, “İsraf konusu önemli, kamu kuruluşlarımız her kiralama işlemleri için Başbakandan izin almak zorunda. Gelen talepleri başbakanlık incelemeye alıyor. Binaların maliyeti nedir biz oraya kendimiz yapsak kaça mal olur kiralasak ne olur gibi bir takım analizlerden sonra başbakanlık kimi zaman izin veriyor kimi zaman vermiyor. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim izin vermediğimiz daha fazla” ifadesini kullandı.
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) konusunda kendisinin ve eşinin BES yaptıracağına ilişkin tartışmalara cevap veren Babacan, “Bütün şirketler 'bizimle yapın' dediler. O konuda açıklama yapmak istemiyorum. Haksız rekabet durumu oluşmasın diye açıklamıyorum. Şimdi BES yaptırdım deyince hangi şirketin yaptığı merak ediliyor ve hoş olmuyor” şeklinde konuştu.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde hizmet sorununun yaşandığını hatırlatan Babacan, “Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerimize hizmet ulaşmasıyla alakalı bir çalışmamız var. Genelde orada çalışan memurlarımız şunu yapıyor. Doğu Anadolu’da uzun süre kalmak istemiyorlar ilk fırsatta başka illere gidiyorlar. Bunu önlemek adına farklı bir model üzerinde çalışıyoruz” diye konuştu.
Babacan, yeni Anayasa çalışmalarını da değerlendirdi. 2010 yılındaki anayasa değişikliğiyle pek çok temel sorunun çözüldüğünü belirten Babacan, “Ama halen mükemmel bir anayasa değil, yamalı bohça gibi. Yeni anayasa Türkiye'nin ihtiyacıdır. Yeni anayasanın olması ya da olmamasının ekonomi üzerindeki etkisi sınırlı olur” dedi.