Gelişen teknolojiler ve araştırmada yenilikleri konuşmak için uzmanlar İstanbul’da gerçekleştirilen “Araştırmada Yenilikler Konferansı”nda buluştu. Bu sene beşincisi düzenlenen Araştırmada Yenilikler Konferansı 15 Mayıs’ta Swissotel The Bopshorus’ta alanında uzman konuşmacıların katılımıyla gerçekleştirildi. Konferansta yeni teknolojilerin pazar araştırmalarına getirdiği değişimler, ekonomik ve sosyal hayat çevresinde ele alındı. Başkanlığını Ipsos Türkiye CEO’su Vural Çakır’ın yaptığı konferans Ipsos Türkiye iş birliği ile düzenlendi. Mobilin araştırmada nasıl kullanıldığı üzerine konuşmasını yapan Darren Smith ile “mobil teknoloji ve araştırmalar” konuştuk. Mobil uygulamalar deyince akla çok geniş bir yelpaze geliyor. Bu uygulamalar pazar araştırmalarında nasıl kullanıyor? Artık veri toplamak ve katılımcıların görüşlerini almak için kağıt kullanmak yerine mobil tabanlı veri toplamaya geçiyoruz. İki tane alan var. Bir tanesi SMS alanı. Gelişmekte olan piyasalarda artık SMS’in katılımcıları sürece dahil etme konusunda daha da güçlü bir rol oynadığını görüyoruz. İkincisi; mesela Afrika’ya baktığınızda nüfusun yüzde 6’sından azında akıllı telefonlar var. Evet, büyümekte fakat yine de çok az bir oran. Hatta eski telefonları akıllı telefonlara çevirecek bir uygulama olması da söz konusu. Bu telefonlar ve SMS’in büyümeye yatkın iki alan olduğunu düşünüyorum. Şunu da eklemek gerek: Bir, kişilerin kendi kendilerine tamamladığı araştırmalar var, bir de moderatörün ya da bir anketörün yardımıyla yapılanlar var. Bu alanlarda akıllı telefonların etkisi az olsa bile, karışık veri toplama yöntemlerinin git gide daha yüksek olduğunu görmeye başlıyoruz. Mesela AB tüketici grupları kendileri akıllı telefonlarından veya online olarak anketleri doldururken daha alt ekonomik gruptaki kişilerden yüz yüze görüşmelerle bilgi toplandığını görüyoruz. Ve aslında esas zorluk bu verileri birbirine nasıl bağlayacağımızda ortaya çıkıyor. Brezilya’da veriler bu şekilde toplanıyor şu anda. Mobil uygulamaların başında veya ortasında pat diye çıkan anketler kullanıcıların uygulamaya yönelik odağını değiştiriyor. Her ne kadar pek çok anket, kullanıcıların isteği ile yanıtlayabileceği formda olsa da… Kullanıcılardan bu durumla ilgili ne gibi geri bildirimler alıyorsunuz? Kendi doldurduğu zaman çok zorlukla karşılaşıyoruz. Çünkü anketi tamamlama oranı çok düşük. Basit bir metin daveti gönderdiğinizde ya da dışarıdayken birden SMS gelmesi, sizin bahsettiğiniz ve insanın dikkatini dağıtan şeyler. Araştırmanın insanlarla nasıl daha alakalı olacak şekilde onlara sunulabileceği gibi bir zorluk var önümüzde. Bunun üzerine çalışıyoruz. Katılım oranları düşük ve karşısında bir teşvik yok. Yani bir getirisi olmadığı için insanlar çok fazla yanaşmıyor. Gelişmiş ülkelerde bu katılım oranı zaten düşüktü, düşmeye de devam ediyor. Ama gelişmekte olan ülkelerde katılım oranında ilk başta bir artış olacak. Çünkü yenilikçi, gelişime açık bir şey yapıyorsunuz. Ve “çok zengin” olmadıkları için zamanın değeri o kadar yüksek değil. Ama daha sonra oralarda da düşmeye başlayacak. Ve bir noktada ikisi kesişecek. Bizim yapmamız gereken bu gelişmekte olan piyasalarda kişilerin kendi kendine doldurduğu anketleri şimdiden kontrol altında tutup o katılımı bir şekilde yüksek tutmaya çalışmak. Çünkü bahsettiğimiz katılım oranı yüzde 60-70 civarında çok büyük bir oran.