İşcan, Kıbrıs Türk toplumunun birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyacı olduğu bir dönemde siyaset sahnesindeki durumun hoş olmadığını, birbiri ardına yapılan kurultayların siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa yol açtığını söyledi.
İşcan, yaşam koşullarının zorlaştığını, işsizlerin çoğaldığını, boşanmaların arttığını, “bu bendendir bu değildir” şeklinde izlenen siyasetin gençleri vatanından ve devletinden soğuttuğunu, gençlerin ekmek parasını başka ülkelerde aramak zorunda kaldıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı’nın ve sivil toplum örgütlerinin uyarılarının dikkate alınmadığını, yasa tasarılarının Meclis’in tozlu raflarında beklediğini kaydeden İşcan, Kıbrıs müzakerelerininse Rum tarafının oyalama taktikleri nedeniyle ne zaman başlayacağının belirsiz olduğunu ifade etti.
İşcan tüm bu uyarıların ülkenin birliği ve dirliği için olduğunu kaydederek, dışta güçlü kalabilmek için içteki huzursuzluğun bir an önce giderilmesi gerektiğini ifade etti.
EROĞLU
Cumhurbaşkanı Eroğlu da, Atatürkçü Yaşam Derneği’nin hassasiyeti için teşekkür ederek, dernek kurulurken de kurulduktan sonra ilgi duyarak fikirlerini paylaştığını söyledi.
Kıbrıs Türk halkının KKTC kurulana kadar geçen sürede Atatürkçü düşünce içinde mücadele ettiğini halkın bu gibi düşüncelere sahip çıkması, derneğin de gayret göstermesinin takdir edildiğini kaydeden Eroğlu, ülkede istikrarsızlıklar da bulunduğunun da bir gerçek olduğunu söyledi.
Bu olumsuzluklara karşı zaman zaman çeşitli uyarılarda bulunduğunu kaydeden Eroğlu, tenkitlerdeki haklılık payını arayarak uzmanlarıyla tartışmak, elinin tersiyle itmemek ve gerçekleri görmezden gelmemek gerektiğini ifade etti.
Ülkenin oldukça fazla bir ekonomik sıkıntı içerisinde olduğunu belirten Eroğlu, halkın, ekonomik kuruluşların şikayetlerine ve piyasada dönen olaylara bakarak bunları yorumladığını, hükümet edenlerin halkın nabzını ve şikayetlerini dinlemeleri ve var olan gerçeği inkar etmeden önlemler alması gerektiğini vurguladı.
Düne kadar, mümkün mertebe hükümeti eleştirecek ifadelerden kaçındığını söyleyen Eroğlu, dün de Meclis kürsüsünde kendine yöneltilen eleştirilere cevap verdiğini ve gerçekleri ortaya koyan bir basın toplantısı yaptığını, bunun da hakkı olduğunu ifade etti.