Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türkü’nün önce devletine sahip çıkıp birlik ve beraberliği sağlamasının, Anavatan Türkiye ile olan ilişkileri geçmişte olduğu gibi gelecekte de en sıcak noktalara taşımasının KKTC’nin geleceği için önemli olduğunu söyledi. Bugüne kadar yapılan mücadelenin bundan sonra da süreceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs’ta yaşayabilir kalıcı bir anlaşmaya varmak için mücadele verirken, bir anlaşma olmayacaksa daha fazla birlik beraberliğe ihtiyaç olacağı gerçeğinden hareketle devlete sahip çıkmanın herkesin boynunun borcu olduğunu da ifade etti. BORA Muharip Dernekler adına konuşan TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora, Şükran etkinlikleri çerçevesinde dün anıtları ziyaret ettiklerini, bugün de makamları gezdiklerini söyledi. “Bugün KKTC’de başımız dik, bağımsız, hür, müstakil bir şekilde yaşıyoruz” diyen Yılmaz Bora, nereden, nasıl ve niçin bugünlere geldiğimizi iyice irdelemek ve değerlendirmek gerektiğini ifade etti. Kıbrıs’taki olaylar ve Kıbrıs Türk mücadele tarihi hakkında geniş bilgi veren Bora, Türkiye’nin 11 yıl bekledikten ve uyardıktan sonra 1974’de gerçekleştirdiği Barış Harekatı ile Kıbrıs Türk Halkının soykırımdan kurtulduğunu belirtti. Ağustos 1975’de nüfus mübadelesiyle iki bölge oluştuğunu anlatan Bora, bunun önemli olduğunu söyledi. Daha sonra iki taraf arasında süren görüşmelerde Rumların samimiyetsizliği nedeniyle bir sonuç çıkmadığını kaydeden Bora, “Biz 15 Kasım 1983’de bağımsız devletimizi ilan etmek zorunda kaldık” dedi. Rumlarla masada görüşmelerin sürmekte olduğuna da işaret eden Yılmaz Bora, Rum zihniyetinin değişmediğini, Kıbrıs Türk tarafının iyi niyetine rağmen Rumların masaya gelmemeye ve oyalama taktiğine devam etmekte olduklarını söyledi. Yılmaz Bora, “Bizim artık bağımsız bir devletimiz var. Sınırları belirlenmiş Anavatan Türkiye’nin tanıdığı bu devlet bizim için çok önemli bir değerdir. Bu değerle biz artık önümüze bakarak yaşamımızı sürdüreceğiz. Bizim iki ana kırmızı çizgimiz var. Birincisi haklı olarak kurduğumuz bağımsız KKTC’yi yaşatmak tanıtmak, diğeri de Anavatanımızla olan birlikteliği sonsuza dek sürdürmektir” dedi. “Biz ne anavatansız ne de devletsiz yaşamımızı sürdüremeyeceğimize inanıyoruz” diyen Bora, bunun nedeninin dünyanın Ruma büyük imtiyazlar sağlarken Kıbrıs Türk halkına haksızlık yapması olduğunu söyledi. Kıbrıs Türkü’nün doğru ve haklı olanı yapıp devletini kurduğunu, bugün de başında Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun bulunduğuna işaret eden Bora, “Müzakerelerde bizi temsil ediyorsunuz ve inanıyoruz ki görüşmelerde devletimizden asla vazgeçmeyecek anavatanımızla birlikte devletin sonsuza dek yaşaması için elinizden geleni yapacaksınız. Size başlayacak olan yeni görüşmelerde başarılar diliyor ve yanınızda olacağımızı ifade ederim” dedi. EROĞLU Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da, Barış Harekatı’nın 39’uncu yıldönümünde muharip derneklerle birlikte olmaktan onur duyduğunu belirterek, “1974 Mutlu Barış Harekatı’na gelinceye kadar ve harekatta görev yapmış değerli kuruluşların temsilcileri ile Cumhurbaşkanlığında birlikte olmaktan mutluyum” dedi. Hepsinin mücadele yıllarını yaşamış kişiler olduklarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Eroğlu, genç bir doktor olarak adaya döndüğünde kendini Mağusa Sancağı’nda bulduğunu ve diğer sancaklarda da görev yaptığını anlattı. Eroğlu, “Barış Harekatı’nda sizler cephede bizler seferi hastanede bizlere düşen görevleri yerine getirdik...Mutluyuz bugün kurduğumuz devcletimizin çatısı altında güven içerisinde birlikte hayatımızı devam ettiriyoruz” dedi. Gençlere, nereden nereye gelindiğini hatırlatmak gerektiğini de belirten Eroğlu, nesillerin değişmekte olduğunu ve gelecek nesillerle KKTC’nin daha da yükseleceğine inandığını ifade etti. ANLAŞMA ARAYIŞI Cumhurbaşkanı Eroğlu, bugün anlaşma arayışı içerisinde olduklarını, bunun bulunup bulunamayacağının belli olmadığını belirtti. Eroğlu, anlaşmanın sadece Kıbrıs Türk tarafına bağlı olmadığını ortaya çıkan bazı anlaşma metinlerinin Türkler tarafından kabul edildiği halde Rumlar tarafından reddedildiğini; anlaşma ister diye masada oturup bugüne kadar hiçbir anlaşmaya imza atmayan ve halkına bunu kabul ettirmek için gayret sarfetmeyen bir zihniyetle karşı karşıya olunduğunu vurguladı. “Temennim Kıbrıs’ta kalıcı olabilecek, yaşayabilir, Kıbrıs Türk halkının güven içerisinde yaşayabileceği bir anlaşma gerçekleşmesidir” diyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, bunun karşı unsurların tavrına da bağlı olduğunu hatırlattı. Kıbrıs Türk halkının bir hedefinin de devletin sınırlarını sağlamlaştırmak, daha da güçlü hale getirmek ve haklı mücadele sonucu ortaya çıkan devlete herkesin sahip çıkmasını sağlamak olduğunu kaydeden Eroğlu, dış dünya nezdinde de her geçen gün artan itibara sahip olmak istediklerini bunların samimi arzu olduğunu söyledi. Eroğlu, Rumların uyuşmazlığı devam ettiği sürece bu düşüncelerin gerçekleşme ihtimalinin artacağını Rumların da görmesi gerektiğini de vurguladı. MEDENİ DÜNYANIN GÖRMEDİĞİ İnsan haklarından bahseden medeni dünyanın ise, bu hakların Kıbrıs Türkü’nün de hakkı olduğu gerçeğini görmek istemediğini ve ambargolar altında yaşatmaya çalıştığını belirten Cumhurbaşkanı Eroğlu söyle devam etti: “Halbuki Kıbrıs’ta ambargo altında yaşamaya mahkum bir halk olmadığımızı her zaman söylüyorum. Kıbrıs olaylarını başlatan biz değiliz. Ortaya çıkan anlaşmaları reddeden biz değiliz. Kurulmuş devleti yıkan biz değiliz ama gördüğünüz gibi kurulan devleti yıkan, Kıbrıs Türk halkını toplu mezarlara gömmek için plan ve projeler yapanlar bugün hem AB hem de BM üyesi. Biz ise ambargolar altında. Oysa Kıbrıs’ta bir anlaşma isteyen bu ileri medeniyet sahibi ülkelerin gerçekleri görmesi bize uyguladıkları haksız izolasyonlardan vazgeçmesi, bizi değil Rumları bir anlaşmaya teşvik etmesi gerçeğini kabullenmeleri gerekir. Bugüne kadar bu gerçeği gördüler mi? Belki gördüler ama kabullenmek istemediler...Biz gerçeklere uygun hareketi bugüne kadar Avrupa ve BM’den göremedik.” BİRLİK BERABERLİK Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türkü’nün önce devletine sahip çıkıp birlik ve beraberliği sağlaması, Anavatan Türkiye ile olan ilişkileri geçmişte olduğu gibi gelecekte de en sıcak noktalara taşımanın KKTC’nin geleceği için önemli olduğunu söyledi. Bugüne kadar yapılan mücadelenin bundan sonra da süreceğini kaydeden Eroğlu, Kıbrıs’ta yaşayabilir kalıcı bir anlaşmaya varmak için mücadele verirken, bir anlaşma olmayacaksa daha fazla birlik beraberliğe ihtiyacımız olacağı gerçeğinden hareketle, devlete sahip çıkmanın herkesin boynunun borcu olduğunu ifade etti. Eroğlu, “Hem sizlere teşekkür ediyorum, hem bugüne kadar KKTC’nin ortaya çıkışına kadar verilen mücadelede emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Şehitlerimize de rahmet diliyorum. İnşallah bundan sonra ne şehit vermeye ne malül gazi yaratmaya ihtiyaç olmaz. Kıbrıs Türk halkı huzur ve güven içerisinde bu topraklarda Türkiye’nin güvencesinde yaşamını devam ettirir” dedi.