Paris Gözlemevi'nden araştırmacılar, optik kafes saatin saniyenin yeniden tanımlanmasına da yardımcı olacağını belirtti.

Araştırmacılardan Dr. Jerome Lodewyck, "Eskiden zamanı hesaplamak için Dünya'nın Güneş etrafındakini dönüşünü temel alıyorduk. Bir tur, bir güne eşit düşüyordu. Ancak Dünya, Güneş etrafından dönerken ekseni üzerinde sallandığı için bazı günler diğerlerine oranla daha uzun, bazıları ise daha kısa olabilir. 1960'lardan bu yana zamanı hesaplamak için kullanılan atom saati, daha doğru bir ölçüm sağladı. Uluslararası Birim Sistemi'nde saniyeyi tanımlamak için de atom saati kullanıldı. Ancak şimdi, zamanı çok daha doğru hesaplayan optik kafes saat var" dedi.

Optik kafes saat, eski saatlerin zaman aralıklarını ölçmek için kullandığı sarkaç ritmi yerine atomların düzenli titreşimlerinden yararlanıyor.

Her 100 milyon yılda 1 saniye kaybeden halihazırdaki sistem, hareket etmeleri için sezyum atomlarını mikrodalgalara maruz bırakıyor. Yeni sistem ise stronsiyum atomlarına devinim vermek için ışığı kullanıyor.

Geliştirdikleri saatlerde lazer ışınları kullandıklarına işaret eden Lodewyck, "Lazer ışınları, mikrodalga ışınımına oranla çok daha hızlı. Böylece zamanı çok daha kısa aralıklara bölüyor ve çok daha doğru hesaplayabiliyoruz" dedi.

Lodewyck, yeni saatin dünya zamanı için standart olarak kullanılabileceğini sözlerine ekledi.

Zamanın daha iyi hesaplanması, telekomünikasyon ve uydu navigasyon gibi teknolojiler ile borsalar için büyük önem taşıyor.

Birkaç milyar yılda bir saniye kaybeden çok daha ileri saat üzerindeki çalışmalar ise hala devam ediyor. Ancak iyon saati, tek bir iyona dayandığından küresel kullanım için henüz yeterince sabit kabul edilmiyor.