|
|
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) Asbaşkanı Teksen Köroğlu ile Erden Aşardağ’ı kabulünde, müzakerelerle ilgili bir soruya yanıt veren Eroğlu, “Bizim Genel Sekreter’e de kabul ettirdiğimiz, Birleşmiş Milletler kayıtlarına da getirdiğimiz, toprak konusu diğer konularda uzlaşmaya varıldıktan sonra en son aşamada görüşülecektir” dedi.
Cenevre Toplantısı’nda konuyla ilgili adım atılarak, kriterlerin ortaya konduğunu anlatan Eroğlu, diğer konular çözülmeden toprak konusunun görüşülmesinin halkı telaşlandırabileceğine ve birçok sıkıntı yaratabileceğine işaret etti.
Eroğlu böyle bir durumda mevcut ekonomik sıkıntıların daha da artabileceğini söyledi.
“Bizim açımızdan toprak konusu en son ele alınacak” diyen Eroğlu, toprak konusuyla ilgili görüşmelerde de sadece Kıbrıslı Rumların değil Kıbrıslı Türklerin de tatmin olacağı bir yol izleneceğini ifade etti.
Eroğlu, “Anastasiadis Annan Planı’na evet dediği için, o evetten kurtulma gayretinde” şeklinde konuşarak, toprak konusuyla ilgili açıklamaların da bununla ilgili olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, diğer sorunlarda uzlaşıldıktan sonra, 4’lü 5’li zirveden önce, toprak konusunu ele alıp sonuçlandırmaya çalışmanın Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne sunulan ve kabul gören öneri olduğunu yineledi.
“ENERJİ ÖNEMLİ VE HASSASİYET GÖSTERİLMESİ GEREKEN BİR KONU”
KTTB heyetini kabul eden Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, enerji konusunun Doğu Akdeniz’de önemli ve hassasiyet gösterilmesi gereken konulardan bir tanesi olduğunu kaydetti.
“Ortadoğu’da çıkan savaşlar çoğu zaman petrol yüzünden çıkmıştır” diyen Eroğlu, böyle bir temennisi olmadığını belirterek, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin ortaya konan hassasiyetlere uygun şekilde hareket etmesi halinde hiçbir problem olmadan bu sorunun çözülebileceğini kaydetti.
“Anlaşma olmadan dahi çıkacak gazın Türkiye üzerinden pazarlanması yönünde Genel Sekreter eliyle Rumlara yaptığımız bir öneri vardır. Fakat Rumlar bunu reddetmiştir” diyen Eroğlu, Kıbrıslı Rumların İsrail’le diyalog içinde, askeri tatbikatlara varan eylemlere girmesinin, Akdeniz’deki suları ısıtmasından endişe ettiklerini belirtti.
Kıbrıs Rum Yönetimi eski Başkanı Dimitris Hristofyas’ın adanın etrafında çıkan gazlarda Kıbrıslı Türklerin de hakkı olduğunu daha önce ifade ettiğini hatırlatan Eroğlu, şimdiki Başkan Nikos Anastasiadis’in de bu anlayışı devam ettirmesi halinde sorun yaşanmayacağını belirtti.
Eroğlu, Kıbrıs Türklerinin, Kıbrıs’ta var olan uzlaşmazlığın ortadan kaldırılıp, Kıbrıs sorununun halledilmesini; bu sorun halledilirken, doğal gaz kaynaklarında Kıbrıslı Türklerin de hakkı olduğu tespitiyle olumlu bir sonuca ulaşılmasını ve muhtemel sıkıntıların bir anlaşmayla önlenmesini arzu ettiğini anlattı.
New York ziyaretlerinden sonra Ekim’de başlayacak müzakerelerde doğal kaynaklarla ilgili bir başlık da bulunacağını ifade eden Eroğlu, “Halkımızın istediği bir anlaşmadır. Biz de halkımızın temsilcisi olarak Kıbrıs’ta kalcı bir anlaşmaya varmak için uğraşacağız” diye konuştu.
KTTB yetkililerinin verdiği mektubu en kısa sürede muhatabına ileteceğini söyleyen Eroğlu, daha önce ortaya konan uzlaşı metinlerinin Kıbrıs Rum Kesimi tarafından reddedildiğine işaret ederek, adaletli bir anlaşmanın her iki tarafın da menfaatlerini koruyacağını söyledi.
Eroğlu, tek tarafın menfaatlerini koruyan bir anlaşmanın ise adaletli ve kalıcı olmayacağını vurguladı.
AŞARDAĞ: “HİDROKARBON YATAKLARINDA KIBRISLI TÜRKLERİN DE HAKKI VAR”
Erden Aşardağ da kabulde yaptığı konuşmada, KKTC’nin adanın etrafında bulunan hidrokarbon yataklarında hak sahibi olduğuna işaret ederek, 1 Eylül Dünya Barış Günü çerçevesinde Birleşmiş Milletler’e hitaben mektup yazdıklarını anlattı.
Aşardağ, Eroğlu’ndan bu mektubu Birleşmiş Milletler’e iletmesini rica etti.
Daha sonra mektubun içeriğini okuyan Aşardağ, Kıbrıs sorununun 186 yıldır sürdüğünü söyleyerek süreçle ilgili tarihsel bilgi verdi.
Avrupa Birliği’nin 2020 yılına kadar enerji açığı yaşayacağını söyleyen Aşardağ, Annan Planı’ndaki maddelerin bu açığın karşılanabileceği şekilde düzenlendiğini öne sürdü.
Aşardağ Kıbrıs Rum Kesimi’nin Avrupa Birliği’ne alınmasının da bu enerji açığı konusuyla ilişkili olduğunu iddia etti.
Erden Aşardağ şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türklerinin inisiyatifi dışında Kıbrıs Cumhuriyeti ve komşu ülkeler arasında yapılan münhasır ekonomik zon belirleme anlaşmaları, hidrokarbon kaynaklarını arama, tarama, çıkarma, işleme ve transportuyla ilgili yapılan anlaşmalar tekrar iki toplum tarafından gözden geçirilmelidir.
Bu konularda elde edilecek gelir ve giderlerin, hakkaniyetli bir şekilde paylaşılmasının sağlanmasının kalıcı barışın ve refahın ana basamaklarından birisi olacağına inanılmaktadır”
Aşardağ KTTB’nin savaş karşıtı, kalıcı barış taraftarı bir kurum olduğunu ifade ederek, “Kıbrıslı Türklerin haklarının gasp edilmesine göz yummayacaklarını, iki toplumun ve BM yetkili kurumlarının bu konuda eşgüdüm içerisinde çalışmalarının destekçisi olacaklarını” kaydetti.
Aşardağ’dan sonra söz alan KTTB Asbaşkanı Teksen Köroğlu da, kalıcı barışın sağlanması için fırsatların değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek, “Bunun takipçisi olduğumuzu söylemek ve sizi desteklediğimizi anlatmak için geldik” diye konuştu.