İstanbul Four Seasons Bosphorus Otel’de düzenlenen basın toplantısında konuşan TFF eski başkanı Mehmet Ali Aydınlar, şike davasında hukuki sürecin sona erdiğini söyleyerek, “Gelinen nokta açık ve nettir. Benden konuşmam çok istendi ama son evreye gelmesini bekledim. Şimdi Fenerbahçe ile ilgili kritik sürece girildi. Her gün ismim gündeme geliyor ve spekülasyona neden oluyor. Konuşmam gerekiyordu ve bugünün de en doğru olduğuna karar verdim. İsimlerden değil, olaylar ve kurumlardan bahsedeceğim. Bazı bölümlerde mecburi olarak isim vermem gerekebilir. Spekülasyon yapmam gerekebilir ama ben çok üzüldüm yıpratıldım, ben de onları rencide etmeyeceğim. Ortada yara alan kurumlar var, ana amaç onların geleceğini sağlıklı zeminlere oturmaktır” dedi. Daha sonraki konuşmalarında Aydınlar, 3 Temmuz’dan bu yana şike davası sürecinde yaşanan UEFA olan yazışmalarını barkovizyondan okutarak konuşmasına devam etti. “O süreçte Mehmet Ali Aydınlar olmasa ne olurdu?” diyen Aydınlar, “Kim böyle bir tabloyu gördüğünde vahim olarak görmezdi ki. Bir Federasyon başkanı olarak bunu söylemem kadar doğal bir şey olamaz. Bunu böyle söylemeyen bu işten anlamıyordur, bu durum da daha sonraki zamanda ortaya çıktı. TFF Disiplin Talimatnamesinde ne yazıyor; ‘Savunma hakkı, gizli kalması gereken hususların korunması ya da kovuşturmanın selameti gibi olağanüstü koşullar söz konusu olduğunda kısıtlanabilir’. Evet, bu kararı alabilirdim. Federasyonun Disiplin Talimatnamesi olağanüstü durumu gösteriyordu ve bu kararı alabilirdim. Neden yapmadık. Masumiyet karinesi ilkesince ilgili organlarla toplantılar yaptık, sağlıklı bir ortama ulaşmak için çalıştık. Bütün çabam ve hedefim ülkenin en değerli oluşumları olan kulüplerin en az zararla çıkması içindi. 7 aylık sürecinde bunun çabasını gösterdik. Karşılığı ne oldu; hedef gösterilmek, hain ilan edilmek, milyonlarca inanın önünde küçük düşürülmek. Birçok taciz ve tehdit mesajı aldım, itibarsızlaştırma çabasıyla karşı karşıya kaldım. Sizlere de soruyorum bunları hak etmek adına ben ne yaptım. Madem her şey yazıldı çizildi, bu günlere bir de benim penceremden bakalım. Başkanlığımın ilk gününde itibaren bu konuyla baş başa kaldım. Sürecin başladığı ertesinde UEFA konuyla ilgili hassasiyetini bizimle paylaştı” diye konuştu.
FENERBAHÇE 3 KEZ FIRSATI KAÇIRDI
Fenerbahçeli yöneticilerin eline 3 kez fırsat geçtiğini ve bunları ellerinin tersiyle geri çevirdiğini anlatan Aydınlar, “1. Fırsat: UEFA, her ne kadar soruşturmada adı geçen kulüpler Avrupa Kupası’na katılabilir dese de, ‘elimizde temiziz kağıtları var’ demekten geri kalmıyorlardı. Ben de yöneticilere; ‘Bu sene Avrupa’ya gitmeyin, başkan ve iki yönetici tutuklu, bu yıl tedbiren katılmıyoruz diyebilirsiniz’ dedim, sonra düzenlediğim basın toplantısında ‘kendisine güvenmeyen gitmesin’ dedim. (Ardından UEFA’nın bu sezon UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılmaması gerektiğini bildiren UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik imzalı belge okundu) Bu mektubu Fenerbahçeli yöneticilerle paylaştım ve konuyla ilgili acilen karar vermelerini istedim. Acilen ‘Cenevre’ye giderek UEFA ile görüşün’ dedim. Bir yönetici, ‘Yönetim Kurulu’nu topluyorum ve bu sene katılmıyoruz’ dedi. UEFA’nın yazısı açık olarak ‘Fenerbahçe gelmesin, gelirse siz göndermeyin, yoksa Türkiye ceza alır’ diyordu. Ben Türkiye’yi riske edemezdim. Biz de zaman darlığı nedeniyle kararı bildirdik” şeklinde konuştu.
TRABZONSPOR'U GÖNDERMEZDİK
Daha sonra bir programa katıldığını hatırlatan Aydınlar, “Trabzonspor’un Fenerbahçe’nin yerine Şampiyonlar Ligi’ne alındığını bu programda öğrendim. Ardından UEFA’ya tepki gösterdim. Zira Trabzonspor da o sırada soruşturmada adı geçen kulüplerden biriydi, belki de biz Trabzonspor yerine Bursaspor’u önerebilirdik. Bir FB yöneticisi TV’ye bağlandı ve her gün bana teşekkür eden o yönetici, süreci iyi yönetemediğimi ve FB’ye zarar verdiğimi söyledi” ifadelerini kullandı.
FENERBAHÇE 8 YIL CEZA ALACAKTI
Mehmet Ali Aydınlar, konuşmasına şöyle devam etti:
“2. Fırsat: ‘Fenerbahçe ‘gelmiyoruz’ diyebilir ve 1 yıllık ceza ile konu kapanabilirdi. Zaten, ben gönderseydim bile, UEFA o sene Fenerbahçe’yi Şampiyonlar Ligi’ne almayacaktı. Diğer kulüplere 3 ile 5 yıl, Fenerbahçe’ye ise 8 yıla kadar cezalandıracaktı. Aslında ben Fenerbahçe’yi göndermemekle daha büyük cezadan kurtardım. Ayrıca diğer takımları ve milli takımı da riske atamazdım. Ancak bunu kullanarak beni hain durumuna düşürmeye çalıştılar, o gün bugündür de devam ediyorlar. Bugün UEFA ne dediyse o oldu. Aksi halde milli takım 8 yıl diğer takımlar 3-5 yıl arası ceza alacaktı. ‘Bizi gönderselerdi o sene oynayacaktık’ diyorlar, sürecin başından beri sadece Fenerbahçe taraftarı yanıltılıyor. Benzeri yakında da yaşandı; ‘CAS kararı ne olursa olsun bu sene Avrupa’da oynayacağız’ da dediler. Ne oldu sadece Fenerbahçe taraftarı yanıltıldı, sonucunda Fenerbahçe men edildi.”
PLATINI İLE PAZARLIK
O süreçte önemli bir karar aldıklarını aktaran Aydınlar şu ifadeleri kullandı:
“O süreçte önemli bir karar aldık, UEFA’nın yapamazsınız demesine rağmen Platini ile Larnaka’da görüştüm. Liglerin oynatılacağını, alınacak kararları Play-off öncesinde alacağımızı söyledik. Bu karar da süreci rahatlattı, kulüpleri milyonlarca lira zarara sokacak durum önlendi. Tüm kulüpler adına bunu yaptık ve başarılı olduk. Son Fırsat: İsviçre’de UEFA teklifimizi kabul etti. Puan silme ve para cezası ile 1 yıl men ile konu kapanacaktı. Bu pazarlığı Türk futbolu adına yapmış ve başarılı olmuştuk. Herkes mutabık kaldı. Başarmıştık ama pazarlıklar sözlüydü. Bir de yazılı teyit istedik. (Ebru Köksal imzalı UEFA’ya gönderilen, şike alan takımlarla ilgili alınacak kararların anlatıldığı belge okundu.) İşte gizli olarak söylenen belgede bunları söyledik. UEFA ile bunu bize sözlü olarak söylediniz, teyit edin dedik. Ardından yanıt geldi. (Infantino imzalı TFF'nin kararları almakta özgür olduğunun ifade edildiği UEFA'nın yanıtı okundu)”
BAHSETTİĞİM 3 FIRSATTAN BİRİNİ KULLANSALARDI, BU DAMGAYI YEMEMİŞ OLACAKLARDI
Aydınlar, “Tarihi yüzyıllara dayanan kulübün menfaatlerini düşünmeyip, kendi menfaatlerini düşündüler. 58. maddenin ağır olduğunu UEFA yetkililerine anlattım. UEFA yetkilileri, bu maddenin kaldırılamayacağını ancak tek seferlik genel kurulda askıya alınabileceğini belirttiler. Karar verildikten sonra, 58. maddenin değişebileceğini söylediler. Fenerbahçe Başkanı ‘58. maddenin değişmesini hiçbir zaman istemedik’ dedi. Kulüpler Birliği, federasyona düşme kalksın ve madde değiştirilsin diye müracaat ediyor. İlk imzayı atan ve "bu madde değişmezse Türk sporu batar" Bunu diyen kim? (Nihat Özdemir'in Hürriyet gazetesine yaptığı açıklamalar) Fenerbahçe yönetimi diyor ki, 58. madde değişemez. Daha sonra da 1 puanımız bile silinemez diyor. Kulübün menfaatleri değil, kendi menfaatleri adına çalışıyorlar. Geçmişteki örnekleri veriyorlar. Porto, Juventus ve Milan... Gerçekçi olun, 2006 öncesine aittir bu kararlar. Platini 2006'da göreve geliyor, 2007 yılında disiplin talimatını değiştiriyor ve şikeye sıfır tolerans diyor. Bahsettiğim 3 fırsattan birini kullansalardı, bu damgayı yememiş olacaklardı. Tarih sayfaları bu damga ile dolu olacak. Bunu yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Bizzat yaşadıklarım, içeride farklı; dışarıda farklı konuşanlar ve kamuoyuna yanıltanlar. Yeter diyorum ve bırakma kararı alıyorum demiştim” açıklamasını yaptı.
CAS DAVASI NAMUS DAVAMIZ DİYENLER...
Yaşananların o gün doğru bir şekilde çözümlendiğini ifade eden Aydınlar, “Keşke bunlar yaşanmasaydı ve bu günlere gelinmeseydi. Konu o gün doğru bir şekilde çözümlenmişti. CAS davasına namus davamız diyenler, ‘başka çaremiz yok bu davayı çekmek zorundayız’ dediler bana. Sanırım şu anda gündemdeki noktalardan biri de CAS davası. UEFA’dan randevu istediler alamadılar. Ben de araya girdim ve aldılar. Platini ile de bu şekilde bir talepte bulundular ve Platini bu talebi beni de CC’ye koyarak reddettiğini bildirdi. O pazarlıkta ne ben ne TFF yöneticisi vardı, 3 Fenerbahçe yöneticisi ve bir avukat vardı. O günlerde televizyon gezen spor avukatıdır bu kişi” açıklamasında bulundu.
FENERBAHÇE YÖNETİMİ ZARARI TAZMİN EDECEK
Fenerbahçe yönetiminin yaşanan zararı tazmin etmesi gerektiğini vurgulayan Aydınlar, “Fenerbahçe yönetimi ‘Aydınlar neden üstüne alınıyor, bu karar kendi dönemimde alınmadı’ diyor ama randevuyu ben aldım ve pazarlık taslağı da bana geldi. 32. Gün programında Fenerbahçe taraftarına bir söz vermiştim. (32. Gün programında, ‘Fenerbahçe benim kararımla zarar görürse bunu tazmin ederim, ama Fenerbahçe yönetimi tarafından yaşanırsa onlar tazmin edecek mi?’ dediği sözleri yayına verildi). Fenerbahçe yönetiminden bu zararı tazmin etmeleri, Kasım ayına kadar da ödeme planını sunmalarını bekliyorum. Bunla ilgili süreci bir Fenerbahçe kongre üyesi olarak başlatıyorum. Kendi hesaplarıyla 3x45 milyon Euro zarar var. Bu konuda da taraftarı yanıltmaya çalıştılarsa kendileriyle pazarlık da yaparım. Bu bedeli tazmin edeceklerine inanıyorum. İçlerinde büyük işadamları var onlar için büyük paralar da olmasa gerek. Her bir yönetim kurulu üyesi maddi zararlarla ilgili kefil sıfatına haizdir. Bunun yasalar önünde zorunlulukları vardır. Sürece dair büyük bir zarar vardır. Bu lekeyi sürenler, kişisel bekaları için kulübü ateşe atanlar bunu ödemelidir. Ancak hiçbir para yaşanan manevi zararı karşılayamaz” dedi.
2 AY SONRA OLAĞANASTÜ SEÇİM OLUR MU?
2 ay sonra olağanüstü seçim olmayacağını söyleyen Aydınlar, “Şimdi yeni bir seçim yapılacak, adayları beklemeliyiz. Ancak; 2 ay sonra olağanüstü seçim olur mu? 20 gün, bilemedin 30 günde yaparsınız. 2 ay sonraya belirleyip yeni bir rekora imza attık. Fenerbahçe üzerinde oyun oynamaya devam edilmektedir. (Aziz Yıldırım’ın bir gazetede çıkan ve ‘Adaylar ortaya çıksın’ dediği gazete okundu)” yorumunda bulundu.
KİMSE FENERBAHÇE'NİN SAHİBİ DEĞİL
Seçim sürecinden birçok adayın ortaya çıkacağını belirten Mehmet Ali Aydınlar, “Bunu başaracak çok kişi de vardır. Fenerbahçe kimsenin vesayetinde değildir, kimse sahibi değildir, kimse Fenerbahçe’nin üzerinde değildir, herkes haddini bilmelidir. Fenerbahçe’nin ana sorunu seçim değil, zihniyet sorunudur. Sorun gündem değiştirme manevraları ile olayı örtbas edilme sorunudur. Sorun yönetim anlayışı sorunudur. 25 yılını bu kulübe vermiş spor adamı olarak, dünya üzerinde 25 milyon taraftarı olan, cirosu 200 milyon olan bu şekilde yönetilen başka bir kuruluş var mıdır? Kendi tabirleriyle ‘bakkal gibi yönetilen’ bir örnek daha gösterebilir misiniz? Fenerbahçe kurumsal yönetime sahiptir diyecek biri var mı aranızda? Bu kurum bunu hak ediyor mu, bu yakışıyor mu, böyle mi dünya kulübü olacağız. Dünya globalleşmeyi konuşurken, rakipler Çin’de Hindistan’da pazar genişletip, Süper Kupa kazanan antrenörünü vizyon genişletmek adına değiştirme cesareti gösteren takımlar varken, biz şuan neyi konuşuyoruz? Aranızda bunu bu kuruma yakıştıran var mı. Buradan açık bir çağrı yapıyorum. Değişim ve yeniden yapılanma çarpısını yapıyorum. Böyle büyük bir sevgi bunu hak etmiyor. Böyle bir sevgiyi kişilerin egosu ile tüketiyoruz” dedi.
FENERBAHÇE TARAFTARI KALICI SPORTİF BAŞARIYI KONUŞMAK İSTİYOR
Fenerbahçe’de kaos ve gerilimin hiç değişmediğini aktaran Aydınlar, “Dünya değişiyor, değişmeyen tek şey Fenerbahçe’de kaos ve gerilim. Fenerbahçe değişmek zorunda, yenilenmek zorunda. Uluslararası bağımsız denetim kurumunca hesapları denetlenen, hesap verebilir, çağdaş bir dünya kulübü olma yoluna girmek zorunda. Artık beton inşaatı değil, kalıcı sportif başarıyı konuşmak istiyor Fenerbahçe taraftarı, bunu gerçekleştirecek yönetim istiyor” diye konuştu.
ADAY OLMUYOR AMA AÇIK KAPI BIRAKTI
Fenerbahçe Kulübü başkanlığı için ise Aydınlar şunları söyledi:
“Önce uzun bir süredir Fenerbahçe başkanlığı konusunda beni teşvik eden kongre üyelerine teşekkür ediyorum. 2 Kasım’da yapılacak olan kongrede aday değilim. Kongrede Fenerbahçe’yi temsil edecek aday çıkacağına inanıyorum. Ancak tek sorumlu olan bu zihniyet, yönetim konusunda ısrarını sürdürür, emanetçi bir başkan ile devam ederse, kararımı gözden geçireceğimi söylemek istiyorum.”