|
|
Cumhurbaşkanı Eroğlu, mesajında şunları kaydetti:
“Milli ve dini bayramlar aynı duygu ve düşünce etrafında birleşen, işbirliği yapan topluluklar, halklar ve onların oluşturdukları yönetimler açısından büyük değer taşır. Dünya üzerindeki tüm devletlerin, her toplumun, her halkın kendi dini inanışına göre bayramları vardır. İslam dünyasının iki önemli dini bayramının da amacı birlik, beraberlik kaynaşmayı artırmak, kardeşlik, akrabalık, dostluk ve aynı değerleri paylaşım olgularını güçlendirmektir. Bu nedenle, milli ve dini bayramlarımızı anlamlarına uygun olarak kutlamamız, bunun için üzerimize düşenleri yapmamız gerekir.
Anayasamızda, temel hak ve özgürlüklerle biz vatandaşlara düşen ödevler geniş bir şekilde yer almaktadır. Bu bağlamda, KKTC vatandaşları çağdaş normlara uygun bir şekilde din ve vicdan özgürlüğüne sahiptir ama halkımızın büyük çoğunluğunun laik devlet yapımız içerisinde İslam Dinini benimsediği de bir gerçektir.
İslam Dininde kurban kesme belirli koşullara haiz Müslümanlar için farz kılınırken bunun, bizlerin fani birer canlı olduğumuz, Allah yolundan, güzelliklerden ve doğruluktan ayrılmamamız, dünya nimetlerini bunu düşünerek kullanmamız gerektiğini anımsatma amaçlı olduğu açıktır.
Bu arada, Kurban Bayramı vesilesiyle bir kez daha birlik ve beraberliğimizin önemine, ne isterse olsun aramızdaki dargınlık ve kırgınlıkları geride bırakma olgunluğunu göstermemiz gerektiğine dikkat çekmek istiyorum.
KKTC hukukun üstünlüğüne dayalı, demokratik bir ülkedir ve her kesim aynı konuda farklı görüşler ortaya koyabilir. Bunu zıtlık ve kamplaşma için kullanmak yerine zenginlik olarak kabul edip yararlanmak ülkemiz ve halkımız için en doğrusudur.
Burada, dikkat edilmesi gereken nokta kesimlerin sadece kendilerinin çıkarlarını gözetmek yerine, kendilerini başkalarının yerinde de koyarak toplumsal fayda için görüş ortaya koymaları, tutum belirlemeleridir.
Hepsinden önemlisi ise hiç bir koşulda tartışmalarımızı, görüş ayrılıklarımızı, siyasi mücadelelerimizi, ait olduğumuz kesim adına yaptığımız hak arayışlarını birlik ve beraberliğimizi bozacak noktaya getirmemektir.
Unutmamalıyız ki bizleri azınlık durumundan devlet sahibi bir halk konumuna getiren bir birimize verdiğimiz değer, birlik beraberliğimize gösterdiğimiz hassasiyet, Atatürkçü çizgimiz ve Anavatan Türkiye ile kurduğumuz güçlü bağlardır.
Kıbrıs Türk Halkı’nın geldiği gelişmişlik seviyesi yeterli görülmese de küçümsenemez. Benim ülke olarak daha ileriye gidileceğinden ise en küçük bir endişem yoktur. Kıbrıs Türk Halkı çalışkandır ve kendisine imkan yaratıldığı zaman başarılı olacağının sayısız örneği vardır.
KKTC’nin en önemli başarılarından biri üniversitelerimizdir. 8 üniversitemizde öğrenim gören öğrenci sayımızın 60 bini aşması gurur vericidir. Ülkemizdeki 3’ncü ülkelerden gelen öğrenci sayısı ise 10 bini geçmiştir. Anavatan Türkiye’den gelen 40 bine yakın gencimiz üniversitelerimizde okumaktadır. Dünyada nüfusu 300 bin dolayında olup da üniversitelerinde 60 bini aşkın öğrenci olan başka bir ülke yoktur. Üniversitelerimizdeki öğrenci sayısını 100 bine çıkarmak, üniversitelerimizin seviyesini daha da yukarılara çekmek vazgeçilmez hedefimiz olmalıdır.
Turizmdeki gelişmeler de sevindiricidir. Ülkemize 2012 yılında gelen turist sayısı 650 bine yaklaşmıştır. Bu yılsonuna dek ülkemize gelmesi beklenen turist sayısı ise 700 bindir. Yapılacak çalışmalarla ülke olarak hedefimiz olan bir milyon turist sayısına varmamız şarttır.100 bin yatak kapasitesine ulaşmak, artan turizm gelirleri ile ülkemiz refah seviyesinin istediğimiz noktaya gelmesin hedefimize varabilmemiz için şarttır.
Kendimiz, ülkemize gelecek öğrenciler ve turistler için çevre temizliği ile trafik kazalarının önlenmesine büyük önem vermemiz gerektiğinin altını da bu vesile ile bir kez daha çizmek istiyorum.
Bir başka üzerinde durmak istediğim noktada da ülke insanının, özellikle de gençlerimizin uyuşturucu ve alkol bağımlılığından uzak tutulması için gayret gösterilmesi, hükümetimizle ilgililerin buna gereken ağırlığın verilmesidir.
Anayasal değişiklikler, Siyasal Partiler Yasası, Seçim ve Halk Oylaması Yasası, Meclis İçtüzüğü’nde değişlikler yapılması, Kamu Reformu’nun gerçekleştirilmesi, üzerinde görevime başladığım günden bu yana önemle duruyorum.
Meclisimizin yeni dönemde bu konularda gerekenleri yapacağına inanıyorum.
Kıbrıs konusundaki hedefimiz ise Mart ayında Birleşmiş Milletler gündemindeki 50’nci yılını dolduracak bu konuda bir antlaşma ile sonuca ulaşmaktır.
Bizler, hükümetimiz, Anavatan Türkiye Hükümeti bu konuda tam bir görüş birliği içindeyiz.Yıl sonuna kadar görüşmelerimizi yoğunlaştırıp 2014 yılı Mart ayında iki tarafta eş zamanlı referandumlar yapmak mümkündür.Hepimiz iyi niyetle,yapıcı bir anlayışla, sorumluluk bilinciyle en doğru olanın her konunun enine boyuna tartışıldığı Kıbrıs konusunu bir sonuca bağlamak gerektiği noktasındayız.
Rum komşularımızın niyeti varsa, Kıbrıs’ta var olan gerçeklerden hareketle çözüme ulaşmak zor değildir Ama eğer hala 1974 öncesinde dönüşü hayal ediyorlarsa boşuna bize zaman tükettirmesinler.
Kıbrıs’ta iki halkın referandumuna sunularak onaylanacak bir antlaşma ile yeni bir ortaklık kurulacaktır. Bu olgu kendi içerisinde çok önemli mesajlar içermektedir ve herkes bu yadsınamaz olguyu doğru algılamalıdır. Onaylanacak söz konusu antlaşma Avrupa Birliği’nin birincil hukuku olacaktır. Kimsenin bizlere tüm haklarımızı kaybedeceğimiz, ekonomik olarak sıfırlanacağımız bir düzeni çözüm diye dayatma hakkı yoktur. Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi bizim için esastır.
Bu duygu ve düşüncelerle tüm vatandaşlarımızın, Anavatan Türkiye’deki kardeşlerimizin, İslam Alemi’nin Kurban Bayramı’nı candan kutlar, sağlık ve mutluluklar dilerim.”