Eylem noktasında yolu Türk bayrağı ile kapatan köylüler, yol kenarına kurdukları çadırlarda gece gündüz nöbet tutuyor. Eski köy muhtarı Osman Koç, taşeron firmanın işçileri tarafından sık sık silahlı tacize uğradıklarını ileri sürerek, "Köyün 7’den 70’e kararı budur. Bu olay için burada gece gündüz nöbet tutmaya devam edeceğiz" dedi.
Koç, Ahmetler köyünün tipik bir orman köyü olduğunu, geçmişte hayvancılıkla uğraştıklarını fakat son zamanlarda hayvancılığın köyün geçim kaynakları arasından kalktığını, bunun yerini tarımın aldığını ifade etti. Kanyon üzerinde 30 civarında köylünün bağ ve bahçesinin bulunduğunu belirten Koç, HES ile beraber kanyonun doğal yapısının bozulmasının yanında ekonomik olarak da kayba uğrayacaklarını söyledi.
HES yapılmasına ve elektrik üretilmesine karşı olmadıklarını dile getiren Osman Koç, firma yetkilileriyle yaptıkları görüşmede, kanyonda akan suyun elektrik üretmek için yetersiz olduğunu ifade ettiklerini belirterek şunları söyledi:
"Kendisi bana tüm projeyi değil de HES ile ilgili olan kısmını yapacağını, 6 ay çalışacaklarını, 6 ay çalışmayacaklarını söyledi. Biz de ona bunu mantığının kabul edip etmeyeceğini sorarak 6 ay için köylünün bağını, emeğini, bahçelerini nasıl yok edileceğini söyledik. Üçüncü bir görüşmemizde 'Buraya daha önce söylediğim şeyleri yapmayacağım, buraya bir gölet yapacağım' dedi. Bu sözlere gülüp geçtik. Böylece bu şeyin olumsuzluğunu bize beyan ettiler. Jandarma buraya bizimle işçiler arasında bir tampon bölge kurdu. Biz de çoluk çocuğumuzla tüm köylüler çadırımızı kurduk bekliyoruz, sonuna kadar da bekleyeceğiz."
Ahmetler köyü sakinlerinden Ramazan Ecevitoğlu ise 2012 yılının Ağustos ayında başladıkları hukuki mücadeleye devam edeceklerini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çalışmanın yürütüleceği 3 bin 500 metrelik alana hiçbir şekilde görülmeden, jeolojik, toplumsal, doğal güzelliği araştırılmadan lisans verilmiş. Antalya Valiliğinin hiçbir bilgisi olmadan ve herhangi bir çalışma yapılmadan, 'ÇED raporu gerekli değildir' kararı veriyor. Bu demek ki, hiçbir şekilde dayanak belgeler okunmadan karar verilmiştir. Bunun en çıplak gerçekliği de şudur; bu bölgeye gelip de buraya bakan vicdan sahibi hiç kimse HES yapımı için lisans vermez. CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın Meclis teklifi ile bir milli park, bunun da kabul edilmemesi halinde en azından birinci derece korunması gereken tabiat alanı ilan edilmesi kanun tasarısı verildi. Daha önce bir yanıt alamadık ama buradan bir kez daha seslenmek istiyoruz. Enerji Bakanımız birkaç hafta önceki bir demecinde HES santralleri ile ilgili düzenlemelere gidileceğini söyledi. Bu konuda bir dikkatsizlik, kontrolsüzlük var, hatalar var, diğer bakanlarımızın da hata yapıldığına ilişkin görüşleri var. Hiçbir şekilde lisans alamayacak olan HES projesine lisans verilmesi hatasından dönülmelidir. Biz yeniden söylüyoruz; hatadan dönmek bir erdemdir. Hatalarından döndükleri takdirde hiç kimsenin cezalandırmasını istemeyeceğiz, hatta alkışlayacağız. Lütfen hiç gecikmeden gereğini yerine getirin ki sizi alkışlayalım."
HES protestosunda ön saflarda yer alan köylü kadınlar ise elektrik üretilmesine karşı olmadıklarını ama geçim kaynakları olan Ahmetler Kanyonu’nun yok edilmesine duyarsız kalamayacaklarını söyledi.