|
|
Denktaş, “Bu yasa içerisinde, sözleşmelilerin dahi istihdam edilirken münhal ilan edilmesi, üçlü kararnamenin daraltılması, Kamu Hizmeti Komisyonu’nun denetleyici- gözetleyici bir rol alması ve Sınav Tüzüğü değiştirilerek, ilk atama ve terfilerin sınavla yapılması var” dedi.
Serdar Denktaş, iktidara yılın ortasında geldiklerine işaret ederek, hazırladıkları hükümet programını hayata geçirmeye başlamanın kolay olmadığını belirtti. Denktaş sözlerine “Mart ayında tüketilmiş bir bütçeyle yola çıktık. 2014, 2013’ten daha iyi olacak ama çok da rahat bir yıl olmayacak. Nefes almaya başlayacak bir dönem olarak 2015’i görmekteyiz” şeklinde devam etti.
Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Denktaş, bugün, Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit ve beraberindeki heyeti DP/UG Genel Merkezi’nde kabul edip, görüştü. Denktaş, kabulde yaptığı konuşmada, kurultay istihdamlarının durumu, Kıbrıs konusu ve diğer gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
“360 KİŞİYİ KAPININ ÖNÜNE KOYALIM, İŞLER DÜZELSİN MANTIĞI YANLIŞ”
Denktaş, UBP kurultayı döneminde işe alınanlar konusuna da değinerek, “Bir tarih koyup, toptan bir saldırıyla 360 kişiyi kapının önüne koyalım, işler düzelsin” mantığının son derece yanlış olduğunu söyledi.
Ülkede sınavsız, münhalsiz ve benzeri yöntemlerle işe alımların sadece UBP döneminde olmadığına işaret eden Denktaş, yaklaşık 7 bin kişinin şu anda devlette bu yöntemle işe alınıp, çalışır durumda olduğunun göz ardı edildiğini belirtti. Denktaş, “Hangi partili olursa olsun, bu çocukların içinde çok ihtiyaçlı olanlar da var” dedi.
“TOP YEKÜN DURDURMAYA DP-UG KARŞI DURACAK”
Serdar Denktaş, şöyle devam etti:
“Keşke imkan olsa da bu istihdamları gerçekleştirenleri cezalandırabilsek. Başsavcılık’tan gelen görüş doğrultusunda bu mümkün değil. Bu gençleri, bir tarih koyarak cezalandırmak, bizi bir yere götürmeyecek. İşe gelmeyen ancak evine 5. maaşı götüren varsa, işi savsaklayan varsa, bunlar ayıklanır, o başka bir şeydir. Ancak böyle top yekün durdurmaya biz DP/UG olarak karşı duracağız. Bunun olmaması için de yöntemleri geliştirmeye çalışıyoruz”
Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş, kamu reformu çalışmasını çalışanla paylaşmaya ve sendikacılarla milletvekillerine sunum yapmaya başladıklarını söyledi. Denktaş, Kamu Reform Yasası ile Kamu Görevlileri Yasası’nı bakanlar kurulundan önümüzdeki hafta geçirip, meclise göndermiş olacaklarını belirtti.
“MART AYINDA TÜKETİLMİŞ BİR BÜTÇEYLE YOLA ÇIKTIK”
Serdar Denktaş, iktidara yılın ortasında geldiklerine işaret ederek, hazırladıkları hükümet programını hayata geçirmeye başlamanın kolay olmadığını söyledi. Hükümet programının bir yıl içinde tamamlanması beklentisi içinde olunmaması gerektiğini kaydeden Denktaş, “Düzeltilecek çok şey var. Hükümet programının hayata geçmesi için bütçe olması lazım. O bütçe, mevcut imkânlar çerçevesinde görüşülmekte. Ocak ayından itibaren daha düzgün adımlar atılmaya başlanacak” dedi.
Denktaş, şöyle konuştu:
“Mart ayında tüketilmiş bir bütçeyle yola çıktık. Şimdi yeni bir bütçe hazırlıyoruz. 2014, 2013’ten daha iyi olacak ama çok da rahat bir yıl olmayacak. Sıkıntılı dönemi hep beraber yaşayacağız. Nefes almaya başlayacak bir dönem olarak 2015’i görmekteyiz.”
“ÇÖZÜM KARŞITI DEĞİLİM... ÇÖZÜM, KIBRISLI TÜRKLERİN EŞİTLİĞİNİ İÇERMELİ”
Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş, Kıbrıs konusundaki yaklaşım farklılığının çözüm karşıtı olarak lanse edilmesinden rahatsız olmadığına işaret ederek, “Çözüm karşıtı değilim ben. Çözüm istiyorum. Bu çözümün Kıbrıslı Türklerin eşitliğini içermesini isterim... Bizim Rumlardan istediğimiz tek şey, haklarımıza saygı göstermeleridir” dedi.
Denktaş, “Rum’un neden ayak sürüdüğünü anlamaya çalışır, görüşmenin başlayamamasının sorumlusunun da Rumlar olduğunu haykırmaya başlarsak ve özne olduğumuzu fark edersek, o zaman ilerleme sağlayabiliriz” şeklinde devam etti. Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis’in, seçilene kadar “yumuşak bir lider” imajı oluşturduğunu, seçildikten sonra ise Papadopulos’tan daha ileri bir boyutta hareket ettiğini söyledi.
II. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat zamanında “ortaya çıkan yakınlaşmalar” yönündeki söylemi de eleştiren Denktaş, “Talat’ın tek taraflı yaptığı açıklamalarda yakınlaşma diye lanse ettiği konuları milim, milim inceledik. Ciddi hiçbir konuda yakınlaşma yok” dedi.
Denktaş, “Mağusa Limanı’nın serbest ticarete açılması” söyleminin de yanlış olduğunu belirterek, limanın serbest ticarete açık olduğunu ve bir engel bulunmadığını söyledi. Engelin Ercan Devlet Havalimanı’nda olduğunu kaydeden Denktaş, Mağusa Limanı’na uğrayan kaptanın, Rum tarafının geçirdiği bir yasayla hapis edilme tehdidiyle karşı karşıya olduğunu ancak ticareti engelleyen bir düzenleme bulunmadığını belirtti.
“KIBRIS SORUNU, GAZ VE PETROLE ULAŞMANIN KATALİZÖRÜ OLDU”
Serdar Denktaş, şöyle devam etti:
“Eşitliğimizin ısrarla korunması gerektiğine inanırım. Sadece görüşmelerde değil, yapacağımız temaslarda da... Kendi ihtiyaçlarımızı da kendimizin ortaya koyması gerekir. Siyasi partiler arasında, en azından Kıbrıs konusunda bir konsensüs (uzlaşma) sağlanmalı. Görüşmeler, bu zeminde bir yere varılmayacağına inananlardan olsam da, çözüme odaklı bir yaklaşımı sürdürmeye çalışanlardanım. Sizinle farkımız, sizin, suçun Kıbrıslı Türk kaynaklı olduğunu düşünmeniz; benim de suçun uluslararası ve Rum tarafı kaynaklı olduğuna inananlardanım. Evet, dışarıda bir yerlerde bir şeyler pişiyor. Annan Planı’nın iyileştirilmiş şekli, Ban planı olarak önümüze gelecek deniliyor. Bunu yapmaya çalışanlar herhalde bizim yüzde 64 “evet”imizi yüzde 75’e çıkarmaya çalışmıyordur. Yüzde 70 Rum “hayır”ını yüzde 51’e çevirmeye çalışacaklar. Bunu başarmak için ne yapacakları apaçık ortada”
Kıbrıs çevresindeki doğal gaz ve petrol konusuna da değinen Denktaş, “Gaz ve petrol, çözümde katalizör mü? Benim gördüğüm, Kıbrıs sorunu, gaz ve petrole ulaşmanın katalizörü oldu. Bunun tam tersi olmalı. Ana hedef bu gaza nasıl ulaşılabileceği. Kıbrıslı Türkler açısından son derece sakıncalı” dedi.
ÖZYİĞİT
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit de konuşmasında, kurultayda belirlenen yeni yönetim olarak başlattıkları ziyaretler çerçevesinde DP/UG’yi ziyaret edip, Kıbrıs konusu ve diğer konularda görüş alışverişinde bulunmayı amaçladıklarını söyledi.
Özyiğit, bugünün engelliler günü olduğuna işaret ederek, istihdam başta olmak üzere çeşitli sorunları bulunan engellilere el atılması ve sorunlarının çözümlenmesini arzu ettiklerini kaydetti. Yasalara uyulmadığı yönünde şikâyetler olduğunu söyleyen Özyiğit, Hükümet’in bu konuda daha titiz davranmasını istedi.
KIBRIS SORUNU
Cemal Özyiğit, yarım asırdır devam eden Kıbrıs sorunu ve süreçteki tıkanıklığın nasıl aşılacağı konusunu ele almayı amaçladıklarını kaydetti. Özyiğit, son 1.5 yıldır buzdolabında tutulan Kıbrıs konusunda mekik diplomasisinden öteye gidilmediğine işaret ederek, yemeklerde bir araya gelen liderlerin görüşmelerinden de bir sonuç çıkmadığını belirtti. Özyiğit, “Ya doğru dürüst hazırlık yapılmıyor, ya da hazırlıklar başka yerlerde yapılıyor” dedi.
Özyiğit, Kıbrıs’ta tüm tarafların kendi kaderini belirlemek üzere ayağa kalkması ve figüran değil özne olması gerektiğini söyledi.
Cemal Özyiğit, II. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın Rum Lider Dimitris Hristofyas ile gerçekleştirdiği müzakerelerde uzlaşılan noktalarla bugün kadar yapılan anlaşmaları teyit eden bir açıklamanın çok güzel olacağını belirtti. Özyiğit, önce ortak bir açıklama, sonra da somut adımlar atılması gerektiğini kaydetti.
Güven artırıcı önlemlerin önemini vurgulayan Özyiğit, her iki topluma da büyük görev düştüğünü söyledi. Özyiğit, Maraş konusuna da değinerek, Maraş’ın gerçek sahiplerine devredilmesi ve Mağusa Limanı ile Ercan Devlet Havalimanı’nın serbest ticarete açılması gerektiğini söyledi.
KURULTAY İSTİHDAMLARI
Cemal Özyiğit, UBP kurultayı döneminde gerçekleştirilen istihdamların kanayan yaraya dönüştüğüne işaret ederek, kesinlikle doğru olmayan münhalsiz ve sınavsız işe alımlar değerlendirilirken ayrıcalık yapılmaması gerektiğini söyledi. Özyiğit, “İhtiyaç varsa, şeffaf bir şekilde yapılacak objektif bir sınavla istihdam yapılmalı” dedi.
Özyiğit, demokratikleşme, sivilleşme ve benzeri unsurlar içeren hükümet programının ana hatlarının çok iyi olduğunu ancak bu yönde henüz bir adım atılmadığını savundu.