Akansoy: Ekonomik İstikrarsızlık KKTC'nin Kaderi Olmamalı

8 Aralık 2013 Pazar  15:08

Yaklaşık 20 dakika süren konuşmasında Akansoy konuşmasında şu noktalara değindi:
"Kıbrıs deyince öğleden sonra serininde kapısının önünde oturan huzur dolu insanlar gelir. Bir taraftan yasemin dizilir. Bir taraftan komşurla sohbet edilir. Bu tablo benim için memlekettir. Memleketimdir... Bizim kültürümüzde herkes kendi evinin önünü özenle temizler. Sokakta bu ödevini yaptığı için gururla oturur. Herhangi bir konuda görevini eksik yapan kişiye de, sen önce kendi kapının önünü süpür denir. Bugün buraya hepimizin ortak evi olan CTP'nin önündeki engelleri kalıdrmaya geldik. Konuşmalarda, neden aday oldum sorusunu tek bir cümleyle özetledim. Nasıl bir ülke istiyorsak, öyle bir parti yaratmalıyız. Kendi ayakları üzerinde duran bağımsız, birleşik, federal bir kıbrıs hayal ediyorsak, bu hedefe götürecek CTP'yi yaratmak zorundayız."
"EKONOMİK İSTİKRARSIZLIK KKTC'NİN KADERİ OLMAMALI"
Ekonomik istikrarsızlık, KKTC'nin kaderi olmamalıdır. Ekonomik yapımızdaki dengesizlik arttıkça, devletin bu belirsizlikleri yoketme kapasitesi azalmaktadır. Çok daha kötü olanı ise, kurumların saygınlıklarıın yitirmeleridir. Doğru soruları sormalıyız. Hangi tarafta olduğumuzu belirlemeliyiz. Neo-Liberal politikalarla, sosyal devlet anlayışını terkedecek ve boşaltılan alanları piyasaya mı bırakacağız? Sadece ekonomi odaklı çözümler üzerinde mi yoğunlaşacağız? KKTC'de yaşadığımız sorunlar buraya özgü. Duymaya aşina oldğumuz sözlerden ibarettir. Belli bir ekonomik reçete kurulmasını öngören, sağlığı özelleştiren, eğitimi özelleştiren reçeteler aynı... Özelleştirme yapın, eğitimi sağlığı elektriği herşeyi piyasaya bırakın.. Kamunun ekonomideki gücünü küçültün. Ne yazık ki, serbest piyasanın tek çözüm olduğu bize dayatılmaktadır.
KOALİSYON HÜKÜMETİNİ DP- UG İLE Mİ KURDUK YOKSA UBP İLE MIİ KURDUK?
Partide yaratılan ideolojik karmaşaya dikkat çekmek isterim. Son zamanlarda sosyalist olmak küçümsendi. Bu tavır gelenek haline getirilmeye çalışıldı. Aman sağ oyları ürkütmeyelim, sol düşüncenin tamamen değersizleştirilmesine dönüştürüldü. Bu tavırda da devam ediliyor. Bu partide aslolan birşey olmak değildir. Birşey yapmaktır. Bunu asla aklmızdan çıkarmamız gerekir. CTP'liler zaten cepte, biz sağ oylara bakalım. Onları memnun edecek ilişkiler üretelim ki kazanalım. Bunlar moda oldu. İtiraz etmeye çalışanlara da baskılar yaratıldı. Koalisyon hükümetini DP ile mi kurduk yoksa UBP ile mi kurduk?
Hükümetin en kritik noktalarında görev yapan müdürler, müsteşarlar neden UBP'nin görevlendirdiği bürokratlarda.
Yeni kadrolar olmadan, partinin yaşamına devam etmesi mümkün değildir. Bilgi, yeti ve emek anlamında tüm kadroların değer bulacağı bir sistem hazırlamak bu partinin ilk görevidir. CTP bilgi çağında, bilgi odaklı örgütlenecek ve reforme olacak. Dünya her geçen gün değişmektedir. Bizim üniversite yıllarımızda dağtıımız bildiriler yerine Facebook etkinlikleri düzenlenmekte. Bİzim nesil, öğrencilik yıllarında ankesorlü telefonda sıra beklerken, bugünküler herhangi bir uluslararası toplantıda, çok çeşitli kişiler ile görüşme yapabiliyorlar.
SİYASETİN 1960'LARDA KALMASI DİYALEKTİĞE AYKIRI
Hayat 2013'de yaşanırken, siyasetin 1960'larda kalması diyalektiğe aykırı bir durumdur. CTP olarak 24. Olağan Kurultay ile birlikte, sadece Kıbrıs'ta değil, tüm dünyada gündem belirleyen ve tavır alan bir parti olmak zorundayız. Bugün, KKTC'nin yarın olası anlaşmadan sonra tüm Kıbrıs'a yön verecek CTP, bu büyük sorumluluğa göre adapte olabilmelidir.
Bu ülkede, ekmek kavgasının sadece kamuda değil, en vahşi hali ile özel sektörde de yaşanıdğını bilen, gören ve yaşayan ve artık özel sektörde sendikalaşmanın olmaz olduğunu gören gözler CTP'lidir. Hİç tanımadığı bir ülkeye daha iyi bir hayat umudu ile, biraz daha fazla ekmek için gelen emekçi, kendini çaresiz hissediyorsa, bunun umudu CTP'dir. Her türlü dış müdahaleye karşı dimdik duran, kişilik ve haysiyetini üzerinde tutan insanlar CTP'lidir.
İşte bugün, bu yüzden çok önemlidir. CTP'liler bu salonda yakın tarihimizin en önemli kararını alacağız. Bu karar, dinamik CTP'yi hep birlikte kurma kararıdır. Genel Başkanlığa aday olduğum süreçte, sağ partiler ile sol partiler arasında temel bir fark olduğunu ifade ettim. Sağ partiler menfaat paylaşımı üzerinden örgütlenirken, sol partiler fikir paylaşımı üzerinden örgütlenirler. Menfaatler, paylaşılamaz.
AKANSOY'DAN KÜÇÜK – YORGANCIOĞLU BENZETMESİ
Hem kendi kurultayında, hem de bu ülkeyi yönetirken, İrsen Küçük'ün ağzında sakız olan bir laf vardı: İstikrar.
Küçük şunu anlamadı. İnsanların gözüne baka baka sadece konumunuzu korumak için istikrar diyorsanız bunu halk yutmaz. Birileri Küçük'e özeniyorsa şunu bilmelidir ki hiçbir CTP'li bu yöntemlere müsaade etmez.
Siber hükümetinin toplum üzerinde yarattığı pozitif algı, kaybedilmiştir.
Günde 3 kez katılımcı olduğunu söyleyen bir parti 'ben yaparım olur' diye devam ederse ülke kaosa sürüklenir.
 
İstisnasız, tüm STÖ'ler ile çatışma halinde olan bir açılım, kurultaya bir hafta kala 'şeker' dağıtması görülmektedir.
CTP'NİN HÜKÜMETTE KALACAĞI SÜRE MAKSİMUM 2 YIL MIDIR?
Yorgancıoğlu, birçok demecinde bu kurultayda son kez aday olduğunu ifade etmiştir. Bir Genel Başkan'ın görev süresinin 2 yıl olduğunu biliyoruz. Eğer Yorgancıoğlu, 2 yıl sonra yokum diyorsa, görevi almış hükümetin görevi ne olacaktır? Yoksa birilerinin kafasında CTP'nin hükümette kalacağı süre maksimum 2 yıl mıdır?

Kimse hükümet olanakları sayesinde, elinde olan gücü bu kurultayın üzerinde görmesin. Kimse özgür düşünen insanları yıldırabileceğini sanmasın. Bu kurultayın alnı açıktır. Çünkü bu kurultay, Özker Özgür'ün, Naci Talat'ın, Nazım Hikmet'in, Nelson Mandela'nın Kurultayı'dır..

Akansoy'un konuşmasının ardından CTP-BG'nin 24. Olağan Kurultayı'nda oy verme işlemi başladı.



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Akansoy-Ekonomik-Istikrarsizlik-KKTC-nin-Kaderi-Olmamali/386494