|
|
Başkan Mustafa Akaydın AÜ Rektörü iken Türkiye’nin 7’nci teknoparkını kurduklarını hatırlattı. Teknoparkı 25 şirketle bıraktığını ifade eden Başkan Akaydın, şu anda şirket sayısının 80’e yaklaştığını söyledi. Bu tür faaliyetlerin artırıldığı zaman bacasız sanayi denilen, katma değeri yüksek ürünlerin üretilebileceğini dile getiren Başkan Akaydın, “Bu sayede millet olarak layık olduğumuz yeri bulabiliriz” dedi.
Şirket kurmanın girişimcilik olmadığını kaydeden Başkan Akaydın, şöyle devam etti: “Şirketi kurmakla kalmayacaksınız, yeni bir şeyler de bulacaksınız. Bunun patentini alacaksınız ve dünya pazarlarına sunacaksınız. Türkiye bu özelliği bakımından çok fakir bir ülke. Yani dünyada bu konuda ölçüm yapılan 40 küsur ülke var Meksika ile birlikte son sıralarda yer alıyoruz. Bizim eksikliğimiz eğitim sistemi. Eğitim sistemimizi A’dan Z’ye sorgulamamız lazım. Sorgulayıcı eğitim modelini milli eğitime sokmamız lazım. Çocuğuna ‘icat çıkarma’, ‘çocuksun sus otur’ diyen anne babayı ayıplamamız lazım. Girişimcilik kültürü böyle gelişir. Tarihin en büyük girişimcisi Atatürk’tür. Atatürk, cesaretini Kurtuluş Savaşı’nda, devlet adamı olarak da girişimciliği bütün dünyaya göstermiştir.”
Soru soran çocuğu ceza yerine ödüllendirmek gerektiğini belirten Başkan Akaydın, “Bunun için özgürlükçü, demokratik bir toplum lazım. Gezi olaylarında bazı sapkın davranışlar olsa bile özünde Türk gençliğinin başkaldırışı, sorgulaması vardı. Dışişleri Bakanımız ‘Bu gençlerle övünüyorum dedi. Hatta Cumhurbaşkanı da destekledi. Eğer girişimci olmak istiyorsak, bu konuda dünyada sonunculuktan kurtulmak istiyorsak bu çocuklarla gurur duymamızlazım. AR-GE’ye pay ayırmamız lazım. Bugün Türkiye’nin AR-GE’ye ayırdığı pay binde 07, Avrupa Birliği yüzde 3 hedef koydu. Bunu düzeltmemiz ve eğitim sistemimizi değiştirmemiz, deneyci-buluşçu tabiatı sorgulayan bir eğitim sistemi ortaya koymamız lazım” diye konuştu.
YÖK’ÜN SORGULAMASI
Ufak bir sitemde bulunacağını da sözlerine ekleyen Başkan Akaydın, “Teknoparkı kuran üniversite olarak 2008 yılında medikal AR-GE binasının bitimine yaklaşmıştık. Eğer bu bina medikal AR-GE olarak kullanılacaksa ki kullanılmayacağını rektör yardımcımızdan öğrendim, Avrupa’nın en iyi tıp AR-GE binası olacaktı. Yani organ nakli yapıyoruz ama burada kullandığımız ilaçları ve biyolojik ürünleri üretmeyi bilmiyoruz. Yurt dışına büyük paralar ödüyoruz. Bunları çözecek bir binaydı. Şimdi bu bina onkoloji hastanesine çevrilecekmiş. Bence çok büyük kaynak israfı olur. O binanın ihale bedelini yüzde 90 arttırdığım için 2 defa YÖK tarafından sorgulanmış olmaktan gurur duyuyorum. O bina bir AR-GE binasıdır. Eğer bu binayı yeniden eski amacıyla kullanacaksak bundan çok mutlu olacağımı belirteyim” ifadelerini kullandı.