|
|
Birlik, Sağlık ve Tarım Bakanlığı’nın Tabipler Birliği’ni de yanlarına alarak mevcut yasalar ışığında gerek raflarda satılan gıdalarda ve gerekse sofraya gelen sebze ve meyvelerde, süt ve et ürünlerinde bir an önce ciddi ve güvenilir denetimler başlatmasını “şiddetle” önererek, “Eğer Sağlık ile Tarım Bakanlıkları bu denetimleri başlatmazsa biz KTTB olarak toplum adına bu denetimlere başlayacağız” dedi. KTTB Başkanı Filiz Besim yazılı açıklamasında, Trabzon (cennet) hurmalarında saptanan zehirle ilgili olarak ciddiyetle yeniden gündeme gelen “Gıda Güvenliği Yasası’nın” aslında uzun süredir toplumun büyük hassasiyet gösterdiği bir konu olduğuna işaret ederek, tüketilen gıdaların denetlenmemesinin ve musluklardan akan suyun kirli olmasının sağlığı ciddi boyutta tehdit ettiğine vurgu yaptı. SADECE DEVLET HASTANESİNDE 4 BİNDEN FAZLA KANSER HASTASI Bir devletin ve hükümetlerin asli görevlerinin en başta halkının sağlığını korumak olduğunu ifade eden Besim, sadece devlet hastanesinde 4 binden fazla kanser hastasının tedavi gördüğünü ve her ay yeni 35 vaka eklendiğini belirterek, hâlâ Gıda Güvenliği Yasası’nı geçirmemenin doğru olmadığını ifade etti. “BU KADAR HASSAS KONUDA YAVAŞ HAREKET ETME AFFEDİLEMEZ” Besim, şunları kaydetti: “Ülkemize ithal yolla giren gıdaların rastgele denetlendiğine ve denetlenenlerin de çoğu zaman uygun örneklemeler alınmadan tahlil edildiğine dair duyumlar alıyoruz. Ülke içindeki gıdalar ise Gıda Güvenliği Yasası olmadığından sadece şikayet olursa denetlenmektedir. Süt ürünlerinde soğuk zincirin uygulanamaması ise yediğimiz süt ürünlerine bambaşka kuşkular düşürmektedir. Hayvan yemlerindeki afrotoksin denetleniyor mu, onu da bilmiyoruz. Raflarda satılan gıdalar da aynı durumdadır. Hal böyle iken, hemen yasallaşması gereken Gıda Güvenliği Yasası neden hâlâ daha bekletilmektedir? Tarım ve Sağlık Bakanlığı arasındaki yetki paylaşımı sorunu artık ivedi olarak çözülmeli ve yasa bir an önce meclisten geçirilmelidir. Başbakanlığın koordinasyonunu yürüteceği dairede hem sağlık bakanlığı, hem de tarım bakanlığı elemanları uyumlu bir şekilde bu denetimleri yapmalıdırlar. Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Devlet Laboratuvarı da oldukça gelişmiş cihazlara sahiptir. Hal böyle iken siyasi iradenin toplumun bu kadar hassas olduğu bir konuda böylesine yavaş hareket etmesi affedilemez. Hal Yasası da, Gıda Güvenliği Yasası ile eş zamanlı olarak devreye girmelidir. Hale giden tüm sebzeler girişte mutlaka denetlenmelidir. Toplumun tarladan sofraya- ağıldan sofraya tüm ürünlerin sağlıklı olduğunu bilmek hakkıdır. Kanseri tedavi etmek için bunca para harcanırken ve toplum kanserin pençesinde tam bir depresyon hali yaşarken, yediğimiz içtiğimiz her şeye güvenimiz sarsılmışken, siyasi irade hâlâ neyi bekliyor?”