Akçay, Trabzonspor'un nadide bir çiçek olduğu belirterek, "Bu çiçeğe zarar verdiğini hissettiğim anda da, kesinlikle elimi ve ayağımı çeker uzaklaşırım. Bu kulüp benim için kutsaldır. Herkes içinde öyle olmalıdır "dedi.
Trabzonspor Teknik Direktörü Mustafa Akçay, Trabzon Tv'de yayınlanan 90+3 programına katılarak önemli açıklamalarda bulundu. Trabzonspor'un Antalya Kampını değerlendiren Akçay, bordo-mavili kulüpte yaşanan son gelişmeleri değerlendirirken, ailesine neden maçlara gelme yasağı koyduğunu anlattı.
"İYİ BİR KAMP DÖNEMİ GEÇİRDİK"
Trabzonspor Teknik Direktörü Mustafa Akçay, kendisini eleştirenlere karşı en ufak bir sıkıntı duymadığını belirterek, "Beni beğenmeden yazanlara karşı, eleştiri yapanlara karşı en ufak bir sıkıntı duymuyorum. Çünkü eleştiri olmadan gelişme olmayacak. Önemli olan içindeki duygunun samimi olmasıdır. 30 maç oynamış bir ekiple ve arada Noel tatiline gitmiş olan bir yabancı oyuncu kitlesi ile bir araya geldik. Bazı oyuncularımızın gecikmeli katılımı ile bir başlangıç yaptık. O süreç içerisinde oynadığımız hazırlık müsabakalarındaki rakiplerimizin standartlarını da yüksek tutarak organizasyonu o şekilde yaptık. Çünkü ciddi anlamda bir ölçüydü bizim için. Hepsini birlikte ele aldığımızda çalışmalar ve bir ekibe yeni katılan kondisyoner arkadaşımız Miguel ve Turgay Hoca’nın birlikte yapmış olduğu çalışma ve organizasyonlar, kondisyon departmanımızı da harekete geçirdi. Onun da bize yapmış olduğu katkılarla genel anlamda iyi bir kamp geçirdiğimizi söyleyebilirim. Müsabakalardaki eksikliklerimizi görmek, değerlendirmek daha gerçekçi oldu. Çünkü Celtic’le, Ajax, Kasımpaşa ile en sonunda çok değerli bir kulübümüz Göztepe ile oynadık. Dolayısıyla bu müsabakalardaki istatistikler bizim için bir ölçü oldu. Ancak toplum şunu söyleyebilir. 'Transferler orada katılmış olsaydı ve hep birlikte olsaydı daha iyi olmaz mıydı’ ama dediğim gibi Trabzonspor’un şartları ve stratejisini de bilmek lazım. Ve elimizdeki oyuncuların kapasitelerinin iyi olduğunu ve iyi bir takıma sahip olduğumuz gerçeğini de unutmamak lazım" dedi.
"BEŞİKTAŞ KARŞISINDA DİK DURUŞ SERGİLEYECEĞİZ"
Cumartesi günü sahalarında oynayacakları Beşiktaş karşılaşmasında dik duruş sergileyeceklerini belirten Mustafa Akçay, "Beşiktaş maçı ilk yarı 2-0 yenildiğimiz ilk başlangıç maçı. Çok talihsiz iki gol yediğimizi düşünüyorum. Gollerin başlangıcında ve atılışındaki temaslar bize temas ederek içeriye girmiş olmasını talihsizlik olarak değerlendiriyorum. Ama kendi evimizde rakibe karşı tutunma ve dik duruşu yine göstereceğiz. Dediğim gibi derbi müsabakaları üç ihtimale her zaman açık müsabakalardır. Ama biz kendi evimizde ilk yarı itibariyle çok başarılı olmanın vermiş olduğu o sorumluluğu taşıyarak bu müsabakaya da öyle çıkacağız. Güçlü silahları var. Fernandes, Almeida, Olcay. Ve son hazırlık maçlarında Holosko’ya yer verdi. Holosko’yu kullanacak mı bilmiyorum ama Adiba arkada olur, Oğuzhan’la saldırgan bir tutum izleyebilirler bize karşı. Ama onun da arkada sorunları var, stoper konusunda da problemli. Savunma düzeneğinde çok istedikleri gibi bir organizasyon yapamayabilirler. Biz bundan faydalanabilir miyiz, ona bakacağız. zor bir maç olacak" diye konuştu.
"TRABZONSPOR NADİDE BİR ÇİÇEKTİR"
Trabzonspor Teknik Direktörü Mustafa Reşit Akçay, bordo-mavili takımın nadide bir çiçek olduğunu dile getirerek, "Benim ve ekibimin bütün amacı kendi insanımıza kulübümüze yararlı olmaktır. Hata yapıyorsak affetsinler ama amacımızın tamamı halisanedir, bu kulübe ve bu yörenin çocuklarına hizmettir. Allah’ın bize vermiş olduğu yetenekler düzeyinde katkı yapabilelim. Elimden geldiğince en iyisini yapmaya çalışıyorum. Zarar verdiğimi hissettiğim anda da kesinlikle elimi ve ayağımı çeker uzaklaşırım. Bu kulüp benim için çok kutsaldır ve herkes için de öyle olmalıdır. Nadide bir çiçektir. Çok su verirsen çürütürsün, güneşte bırakırsan kurutursun, unutursan unutulursun. Bu kulüp böyle bir değere ve ayrıcalığa sahiptir. Allah bana öyle zarar verici bir hareket de nasip etmesine ayağımıza ne kolumuza böyle bir güç versin, bizi o durumlarda yok etsin. Bu kulüp böyle sevilmeli öyle değer bulmalı. Orada hizmet eden kişi bu anlayışla hizmet etmeli. Burada tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır. Kaportacılarda bir hafta soğuk ve ayaz havalarda çalışıp elleri çatlayan çocukların verdikleri parayla büyüyen ve o paraların girdiği bir kulüptür. O şekilde korunması ve değerini bulması gerekir diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.
"TRANSFERDE KULÜBÜN EKONOMİK YAPISINI DÜŞÜNMELİYİZ"
Teknik adamlar olarak planlama yaparken en kötü şartları düşünerek planlama yaptıklarını belirten Akçay, sözlerini şöyle sürdürdü, " Şu anda kulübümüzün ekonomik yapısı, stratejileri zaman zaman böyle gecikmelere, transferle ilgili hamleleri yapmakta zorlanabilir. Devre arasında yapılan transferler hem çok risklidir sonuçlandırmaya da çok meyilli değildir. Çünkü karşınızda üç ayak var, oyuncu, menejeri, kulüple oyuncu arasındaki ekonomik iletişim. Yani örtüşme. Bunlar olacak ki bir transfer gerçekleşsin. Sonuçta siz oyuncu istersiniz anacak oyuncu sizden anormal para isteyebilir. Mesela Yekta’da bununla karşılaştık. Biz her zaman Trabzonspor’un paralarının iyi kullanılması gerektiğini söyleriz. Geçmişte nasıl kullanılmışsa, daha dikkatli kullanılması konusunda toplumsal bir refkleks var. İbrahim Bey Yekta konusunda kendisi ile görüşmesine ve kulüpler kendi aralarında anlaşmasına rağmen Yetka 400 bin euro aldığı Galatasaray’da bizden bir anda 1 milyon euro istedi. İbrahim Bey bu parayı kendisine vermesine rağmen daha sonra ailesi ve çeşitli nedenleri öne sürerek farklı bir meblağa doru gitmeye başladı. Dolayısıyla Trabzonspor’un 28 yaşındaki Yekta’ya vereceği parayı 5 Milyon gibi bir rakama çıkarmaya başladı. İster istemez şu anki kulüp yapımıza, ekonomimize göre, ki biz Yekta’yı değersizleştirmeye çalışmıyorum, ancak arada istenen ve verilen sözlerin farklı hale getirilmesi ile ortaya çıkan durumdan söz ediyorum. Bu durumda yönetim kurulumun kulübümün başkanımın yapmış olduğu hamleye ben, bir Trabzonlu olarak, ‘hayır öyle olmasın, oyuncu gelsin’ nasıl diyeceğim."
"TÜRKİYE'DE TANINIYORSAM BUNU TRABZONSPOR'A BORÇULUYUM"
Trabzonlu ve Trabzonsporlu olmasının transferde dezavantaj olarak görmediğini belirten Akçay, "Bir bedel ödenmesi gerekiyorsa sizde geleceğin Trabzonspor’u için bu bedeli ödeyeceğiniz zaman ödeyeceksiniz. Çünkü ben Trabzonspor’dan beslendim. Çocuklarım buradan beslendi. Bugün Türkiye’de tanınıyorsam bunu Trabzonspor’a borçluyum. Eğer benden parmağımın kesilmesi isteniyorsa keseceğim. O zaman 1914’te Çanakkale’de ölenler neden öldü. İnsana sormazlar mı. Bu ülkede o dönemde, üniversitede tıptaki bir dönem öğrencileri 1914’te bu ülke için yok oldular. Biz Trabzonspor’u seviyoruz, Trabzonspor’dan çocuğumuza ekmek getirdik. Ancak taraftarlarımızın içerisinde birileri, ‘Nasıl dik durup da neden istemiyorsun, başarı için transfer şart’ diyebilir. Bu onlara haklı bir bakış açısı verebilir başta. Genç insanlarımızın heyecanının yüksek olması ve böyle istekte bulunmuş olmalarını çok normal karşılamalı. Ancak gerçeklerle de yüzleşmekte akil insanların da bakması gereken yerler var. Bugüne kadar şampiyonluk ve bazı başarıları görmemiş çocuklarımız var. Ama biz 2010-2011 şampiyonluğumuzu unutmayalım. Sonuçta bir yere vardık biz. Bunu çocuklarımıza iyi anlatmalıyız. Bu tarihsel dönemdeki başarıları yapanların hepsine teşekkür etmeli ve onları değerli kılmalıyız. Ve çocuklarımıza, ‘evet biz şampiyon olduk, kendimizde eziklik hissetmeyelim. 2010-2011 sezonunda biz şampiyon olduk. Gönüller yada gönüllü olmayan yerde biz şampiyonuz, hukuksal açıdan da şampiyonuz. Tabii ki kupamızı vermeyen ya da tescil etmeyen bir kurum var. O zaman bu kurumla ilgili konuşmak lazım. Bana göre yönümüzü biraz kuruma, bize vermeyen kuruma doğru döndürelim daha gerçekçi olur diye düşünüyorum" açıklamalarında bulundu.
AİLESİNE NEDEN MAÇ YASAĞI KOYDU
Trabzonspor Teknik Direktörü Mustafa Akçay, ailesine neden maçlara gelmediğini anlattı. Akçay, "Eşimin ve çocuklarımın maçlarıma gelmesi yasak. Şöyle söyleyeyim; biliyorsunuz bizim işimizde farklı etkilenmeler olabilir. Genelde yaptığım işle ilgili evde fazla konuşmam. Bu etkilenmelerden dolayı kendi insanımı, seyircimi farklı algılasınlar istemiyorum. Ben oradaki olumsuz etkilenmeleri kaldırabilirim, oradaki ağır sözleri algılayıp eritebilirim ama çocuklarım ve eşimin oradaki sözlerden sonra kendi insanıma farklı bakmalarını istemem. O biraz onlara haksızlık olur. Taraftarımız olmazsa olmaz. Onlar olmazsa, bu kulüp beslenemez ki" ifadelerini kullandı.