Alman Başbakan Merkel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Başbakan Erdoğan’ın Berlin ziyaretinden ötürü büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Merkel, yapılan görüşmede, Türkiye’deki seçimleri ve Türk-Alman ilişkilerini ele alındığını belirtti. 2014’ün Türk-Alman Bilim Yılı ilan edilmesi ve 2013 yılının güz aylarında İstanbul’da Türk-Alman üniversitesinin açılışını kutlamış olmaktan duyulan memnuniyetin de dile getirildiğini söyleyen Merkel, toplantıda ayrıca ekonomi komisyonunun bu yıl içerisinde enerji işbirliği açısından görüşmeler yapması konusunun da görüşüldüğünü kaydetti. Merkel, toplantıya Türk kökenli Göç ve Uyum Bakanı Aydan Özoğuz’un da katıldığını bildirdi. Türkiye’ye yaptığı son ziyaretten bahseden Merkel, sınıra yerleştirilen Patriot sistemlerini ve burada bulunan Alman askerlerin yanı sıra Kapadokya’yı ziyaret ettiğini ve Türkiye’yi biraz daha yakından görme fırsatını bulduğunu ifade etti. Alman Başbakan, Erdoğan’la birlikte yedikleri öğlen yemeğinde de, geniş yelpazede konuların ele alındığını söyleyerek, “Türkiye’nin iç politikasıyla ilgili gelişmeleri ele aldık, hukuk sistemiyle ilgili aramızda görüşmeler oldu. Adalet Bakanlarımızın birbirleriyle görüşmesi, özellikle yargının bağımsızlığı, hakimlerin savcıların seçimi, bütün bu noktaları ele aldık. Son yıllarda Türkiye’de bu alanlarda söz konusu olan reformlar üzerine konuştuk. Bunların başarılı bir şekilde sürdürülmesini elbette istiyoruz” dedi. “TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİNİ UCU AÇIK BİR NOKTA OLARAK GÖRÜYORUZ” İkili ilişkilerde her zaman daha da iyi ilişkileri desteklediklerini ifade eden Başbakan Angela Merkel, “Koalisyon anlaşmamızda Türkiye’nin AB’ye üyeliğini ucu açık bir nokta olarak görüyoruz. Tabi ki bölgesel politikalarla ilgili 22. faslın görüşülmesini, 23 ve 24. fasılların, yani yargı vesaire gibi konuları ele alan bu fasılların da açılmasını istiyoruz” diye konuştu. “ALMANYA’DAKİ TÜRK VATANDAŞLARININ TÜRKİYE’DEKİ SEÇİMLERE KATILABİLMELERİ İÇİN DESTEK SAĞLAYACAĞIZ” Başbakan Erdoğan’la yaptıkları görüşmede Türkiye’de yaklaşan seçimlerin de ele alındığını anlatan Merkel, “Almanya’da yaşayan Türk vatandaşı olan insanların elbette ki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de buradan katılabilmeleri için destek vereceğimizi söyledik. Kendilerinin bu oy haklarını Almanya’da kullanabilmeleri için destek sağlayacağız. Kendileri Almanya’da yaşıyorlar ama Türk vatandaşı olarak elbette ki Türkiye’deki seçimler için oy kullanma haklarının olması gerekiyor” ifadelerini kullandı. “ALMANYA’DA YAŞAYAN TÜRK GENÇLERİNİN ARTIK OPSİYON KULLANMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ OLMAYACAK” Koalisyon anlaşması üzerine konuşulduğunu ve koalisyon anlaşmasında varılan bir karara göre Almanya’da büyümüş olan ve yaşayan Türk gençlerinin artık opsiyon kullanma yükümlülüğü olmayacağını belirten Merkel, “Kendilerinin çifte vatandaşlığının korunmasını kabul ediyoruz. Ve bu da çok önemli bir adım. Yani bu insanların Almanya’da içtenlikle kabul gördüğünün bir göstergesidir. Kendilerinin iki vatandaşlık arasında tercih etme zorunda kalmalarını değil ikisini de sürdürebilmelerini istiyoruz” şeklinde konuştu. Görüşmede terörle mücadele konusunun da ele alındığını söyleyen Başbakan Angela Merkel konuşmasını, “Çok gerçek bir sorunla karşı karşıyayız. Onun için söz konusu olan İçişleri Bakanlıkları müsteşarlarının aralarında görüşmelerini karara bağladık. Bu alanda kendilerinin bütün konuları görüşmelerini kararlaştırdık” dedi. “SURİYE’DEKİ DURUM BU ŞEKİLDE KABUL EDİLEMEZ" Başbakan Erdoğan’la dış politika üzerine konuştuklarını ve özellikle Suriye konusunun ele alındığını dile getiren Merkel şunları söyledi: “Türkiye bu alanda çok büyük bir katkıda bulunuyor. Özellikle Suriye’den kaçmak zorunda kalan mültecilerle ilgili konuştuk. Almanya’nın insani nedenlerden ötürü tabi ki Suriye’den mültecileri kabul ettiğini söyledik. Ama bu alanda daha çok iş yapılması gerekiyor. Özellikle de mültecilerle bağlantılı olarak. 700 bin mülteci Suriye’den kaçmış bulunuyor. Türkiye’de barınmaktalar. Bu açıdan Sayın Devlet Bakanı, Uyum Bakanı ve Kalkınma Bakanımın birlikte yöreye ziyarette bulunması, bu mülteci kamplarını gezmelerini ve daha sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın, Türkiye’ye yapacağı ziyarete hazırlık açısından da bunun önemli olacağını düşünüyoruz. Suriye’deki durumun gerçekten bu şekilde kabul edilemez olduğunu görüştük. Özellikle de insani açıdan inanılmaz bir trajedi yaşandığını, uluslararası toplumun Güvenlik Konseyi’ndeki bu alanda adımların atılması gerektiğini Cenevre’de bu açıdan, insani çözüm açısından dilediğimiz ilerlemenin kaydedilmemiş olduğunu görmekteyiz. Özellikle Rusya, Çin ve İran ile olan temasların sürdürülmesi gerektiğini ele aldık. İnsanların orada gerçekten çok acı bir durumda oldukları, her gün gördüğümüz resimlerin bunu kanıtladığını konuştuk.” Merkel ayrıca, “Her iki ülke de birbirlerine yönelik stratejik büyük ilgi duymaktadır. Her iki ülkenin insanları arasında çok yoğun bağlar bulunmaktadır. Almanya ve Türkiye arasında çok sıkı bağlanmaktadır. Çok sayıda Türk kökenli insan Almanya’da yaşamaktadır. Her iki ülke arasında bir köprü oluşturmaktadırlar” dedi. “SURİYE SORUNUNUN ANAHTARI BM GÜVENLİK KONSEYİ’NDEDİR” Başbakan Merkel, bir gazetecinin sorusu üzerine Suriye sorununun anahtarının BM Güvenlik Konseyi’nde olduğunu söyleyerek, “Rusya’yla çok yoğun bir şekilde konuşuyoruz. Kimyasal silahlarda da gördüğümüz gibi belli ilerleme kaydettik. Rusya’nın bu alanda çok kilit bir rol oynadığını görüyoruz. Ve bu konuda Sayın Başbakan Erdoğan’a kesinlikle katılıyorum. Özellikle her gün yeniden bu gördüğümüz resimlerle birlikte kesinlikle bir şeyler yapmamız gerekiyor. Almanya olarak Rusya’yla, Çin’le, İran açısından gerçekten de adımların atılması doğrultusunda çalışmak istiyoruz. Almanya 2011’den bu yana 28 bin Suriyeli mülteci aldı. Tabi ki Türkiye’yle kıyas götürmez ama biz bu alanda Avrupa genelinde destek sağlanması için çaba gösteriyoruz. Özellikle Cenevre görüşmelerinin başarılı bir sonuca varmamış olmasıyla birlikte Güvenlik Konseyi’nin acaba bir kararı söz konusu olamaz mı” ifadelerinde bulundu. “TÜRKİYE’NİN TAM ÜYELİĞİNE YÖNELİK ELEŞTİREL BİR BAKIŞ AÇIM VAR” Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye içerisinde yaşanan bazı sorunlar konusunda sorulan bir soru üzerine şu cevabı verdi: “Bence Türkiye’deki tartışmalar tabi ki Türkiye’de yürütülen tartışmalar. Bizler de bunlarla ilgili yorumda bulunuyoruz. Her iki ülke arasındaki yakın ilişkilerle bağlantılı olarak da belli yorumlarda bulunuyoruz. Gezi Parkı’ndaki protestolarla ilgili ben de bunun temel haklar arasında gelen bir hak olduğunu ifade etmiştim. Protesto hakkı bir temel haktır. Bununla ilgili zaten görüştük Sayın Başbakanla. Tabi ki her ülke kendi iç sorunlarını kendisi halletmek durumundadır. Ve Türkiye’de bu alanda birçok önlem alındı. AB ile olan müzakereler açısında ucu açık görüşmelerin sürdürüldüğünü belirttim. Bu süreç ucu açık olan herhangi bir zaman sınırlaması olmayan görüşmelerdir. Ankara protokolü, daha önce Sayın Başbakan da bunu ifade etti, önemli bir adımdır. Adım adım ilerliyoruz ve bu da bir sır değil. Türkiye’nin tam üyeliğine yönelik belli tereddütlerim var. Eleştirel bir bakış açım var. Ama bu süreç ucu açık bir süreçtir ve biz de bu sürecin ilerlemesini istiyoruz. Özellikle bölgesel politikalar faslının açılmasını ben destekliyorum. 23 ve 24. fasılların açılmasını ve adımların atılmasını destekliyorum.” “UYUM, BURADA ÇOK DAHA UZUN SÜREDİR YAŞAYAN TOPLUMUN DA DİĞER KÜLTÜRÜ KUCAKLAMASINI GEREKTİRİR” Merkel, Almanya içerisindeki Türk-Alman uyumuna yönelik bir soruya ise Başbakan Erdoğan’la yaptıkları bugün yaptıkları görüşmede de bu konunun ele alındığı ve uyum çalışmalarının sürdürüldüğü cevabını vererek, “Uyum bir çıkmaz yol değildir ve tek taraflı bir yol değildir. Elbette Almanya’ya gelen insanlar burada Almanca öğreniyorlar, burada hayatlarını sürdürüyorlar. Uyum, aynı zamanda burada çok daha uzun süredir yaşayan toplumun da diğer kültürü kucaklamasını gerektirir. Her zaman iki taraflı bir ilişkidir bu. Sayın Başbakan, ‘Köln’de olduğu gibi asimilasyon olmaz’ dediği zaman sanki bize bunun bir uyarı gibi söylenilmesi düşünülüyormuş gibi bir hissiyata kapılıyoruz. Yani sanki bu alanda öyle bir çabamız varmış gibi. Halbuki burada kimse bunu istemiyor. Kesinlikle böyle bir amacımız yok. Almanya çok yönlü bir ülkedir. Bavyeralılar’a baktığımız zaman onlar da kültürlerinin kabul edilmesini istiyorlar. Aynı Kuzey Almanlar’ın da bunu istediği gibi. Biz bundan ötürü gurur duyuyoruz. Farklı etkilerin bir zenginlik teşkil ettiğine inanıyoruz. Toplumumuzun bir zenginlik kaynağı olduğunu düşünüyoruz. Kabine görüşmelerimizde bu uyum çabalarımızı arttıracağımızı ele aldık ve Sayın Özoğuz ve ben de meslek eğitim açısından bir ağırlık noktası oluşturmaya karar verdik. Özellikle Almanya’da yaşayan genç Türk kökenlerin aynı Alman yaşıtlarına eş değer seviyede meslek eğitiminden faydalanmaları gerektiğini söyledik” dedi.