"Slapstick" yani vücut dilinin ön planda olduğu, oyuncuların yaptığı hareketlerle izleyiciyi güldüren bir komedi türü olan hareket komedisinin başarılı oyuncularından Charlie Chaplin, sinema dünyasına farklı bir bakış açısı getirmiştir. Filmlerinde politik mesajlarını komedi ile birleştirerek içinde bulunduğu döneme gönderme yapmış ve bu yüzden Amerika'dan sınırdışı edilmişti. Ancak buna rağmen iki kere Oscar Onur Ödülü kazanmış ve 1975 yılında "Sir" ünvanı almıştır. Yarattığı Charlot karakteriyle gönüllerde taht kuran oyuncu’nun asıl adı Charles Spencer Chaplin. 16 Nisan 1889′da, Londra’nın fakir bölgelerinden birinde doğan Chaplin, 1913′ te gittiği ABD’de sinemaya başladı. İlk filmi Making A Living’i 1914′te çeken sanatçı, ardından çekilen Kid Auto Races in Venice filminde bol pantolonlu, melon şapkalı, büyük ayakkabılı, sürekli bastonunu çeviren ve sakar hareketleri ile gülünç mizansenler oluşturan “Şarlo” tiplemesini yarattı. Takip eden yıllar içinde aralarında The Immigrant (1917), The Adventurer (1917) gibi ünlü filmlerinin de bulunduğu altmıştan fazla kısa filmde oynayarak yeni gelişmekte olan sinemanın da etkisiyle dünya çapında görülmemiş bir üne kavuştu. 1918 yılında çektiği A Dog’s Life filmi ile uzun metrajlı filmlere de başlayan Chaplin, Mary Pickford, Douglas Fairbanks ve D. W. Griffith ile birlikte kurdukları United Artists film şirketinin ortağı olduktan sonra Altına Hücum, Şehir Işıkları, Büyük Diktatör, Asri Zamanlar, Sirk ve Sahne Işıkları gibi başyapıtlara imza attı. Yarattığı ‘modern palyaço’ Şarlo ile dünya üzerinde filmlerinin gösterildiği her ülkede insanların hayranlığını toplamasına rağmen, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlığını reddetmesi sebebiyle bu ülkede kendisine yönelik olarak başlatılan karalama kampanyası; kendisinden bir hayli genç olan kadınlarla yaptığı dört ayrı evlilik, bir dönem kendisine açılan babalık davası, The Immigrant filminde bir ABD memurunu tekmelediği sahne ve son olarak Altına Hücum filmindeki bazı sahnelerin komünizm propagandası olarak yorumlanması gibi olayların etkisiyle Chaplin’in ABD’ye girmesi yasaklandı. Ancak 1972 yılında Oscar Özel Ödülü’nü almak için yıllar sonra ABD’ye geri döndü. Takip eden yılda City Lights adlı filme bir kez daha Oscar ödülünü kazanmıştır. 1975 yılında 86 yaşında iken İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth tarafından şövalye unvanına layık görülmüştür. 25 Aralık1977'de 88 yaşında iken uykusunda öldü. Ölümünden sonra 1 Mart1978'de vücudu Polonyalı ve Bulgar bir grup tarafından ailesine şantaj yapmak amacıyla çalındı. Olaydan 11 hafta sonra bu kişiler yakalandı ve Chaplin'nin vücudu mezarına yerleştirildi.