Erdoğan, yemekte yaptığı konuşmada, bütün İmam-Hatip okullarının kendisinin nezdinde müstasna bir yeri olduğunu söyledi. Erdoğan, "Her şeyden önce bir İma-Hatip mezunu olmak, herhalde bize bu hakkı tanıyor. Tabii bunun yanında 4 çocuğumun hepsi de İmam-Hatipli. İki oğlum Kartal, iki kızım da Kadıköy İmam-Hatip'ten mezun olmakla, burada dengeyi sağlamış olduk. Yavrularımın yetişmesinde emeği geçen tüm hocalarımıza ve idarecilerimize şükranlarımı sunuyorum" dedi.
"GENÇLERİMİZİ TORNA TEZGAHINDAN ÇIKMIŞ TEK TİP VATANDAŞ YAPMAK İSTİYORLARDI"
Erdoğan, şöyle devam etti:
"İmam-Hatip okulları çok ciddi bir toplumsal ihtiyaç sonucu ortaya çıktı. Uzun yıllardır devlet bizde maalesef vatandaşına göre şekil almak yerine, vatandaşına şekil vermeye çalıştı. Çocuklarımızı, gençlerimizi belli bir kalıba sokmaya çalışıyordu. Torna tezgahından çıkmış tek tip vatandaş yapmaya çalışıyordu. Din yoktu. Dini değerler, manevi değerler yoktu. Çocukların kendi ecdatlarından, tüm manevi ve milli değerlerden soyutlanarak yetiştirilmesi maalesef hedefleniyordu. Bir milleti kendi kökünden, özünden, ecdadından, tarihinden koparmak, o milleti yok etmek, yerine yapay bir topluluk icat etmek anlamına gelir. Milletler ve medeniyetler katliamla, soykırımla değil, onları millet yapan değerlerinin kökten koparılmasıyla yok olur. Başka bir medeniyetin esiri olur. İşte bizim topraklarımızda bir dönem bunu denediler. Bizi biz yapan tüm değerlerimizle aramıza mesafeler koymak, bize özümüzü, ruhumuzu unutturmak istediler. Şahdamarı kesilen bir insan yaşar mı? Yaşamaz. Sultanahmet Kütüphanesi'nde bizim gençlerimiz yerine Hans'ı görürsünüz, George'u görürsünüz. Biz buna düşmemeliydirk. Ama bizi bu hale getirdiler."
"İMAM-HATİPLER BİR DÜŞÜNCENİN İSYANIDIR"
Başbakan Erdoğan, "Bütün saldırılara, engellemelere rağmen, bu aziz millet tarihinin ve ruhunun unutulmasına müsaade etmedi. Şunu bir ayrımcılık olsun diye söylemiyorum: İmam-Hatip'ler bir direniş, bir direnç olarak ortaya çıktı. İmam-Hatip okulları aslında bir düşüncenin isyanıdır. Bir fikrin adeta isyanıdır, itirazıdır. Bunun için ortaya çıktı. Yoksa bizim hocalarımız "Cenaze yıkamak için mi buraya geldiniz?" diyorlardı. Bir Müslüman kendi ölüsünü icabında yıkayabilmelidir. Gassal diyorlarsa bize, evet gassalız. Bu bizim için şereftir" diye konuştu.
"ÖNÜMÜZÜ KESTİLER"
Erdoğan, şunları söyledi:
"Önümüzü kestiler, ama biz önünüzü açtık. Çünkü bize 'İmam-Hatip'lisin, başka üniversiteye gidemezsin' dediler. Ne yaptık? Fark derslerini verip başka liseyi bitirdik. Ben Eyüp Lisesi'nden de mezun oldum. Şimdi katsayı kalktı mı? Kalktı. İstediğin okula gidebilir misin? Evet. Çünkü size karşı yapılan haksızlık vardı. Şimdi o prangalar kırıldı, atıldı ve bu evlatlarımız üzerindeki engeller kalktı. Özellikle 28 Şubat sürecinde İmam-Hatip okullarının hedef alınması asla bir tesadüf değildi. O dönem İmam-Hatip'liler başarılı oluyor, devletin önemli kademelerinde iyi yerlere geliyordu. İşte bundan çok rahatsız oldular. Gezi olaylarının altında yatanlar böyleydi. 17 Aralık olaylarının altında yatanlar böyleydi. Çok sabrettiniz, çok sabrettik. Yavrularımıza İmam-Hatip önünde bile başörtüsüyle girmemesi için neler yapıldığını gördük, yaşadık. Maalesef bunu yaşadık. Hamdolsun sabrettik, bunu aştık. Çünkü biz gerilim istemiyoruz. Ama sabır, sabır, sabır... Kim ki sabreder, zafere ulaşır. Sizler kazandınız."
"PARALEL YAPININ TEZGAHINA DÜŞMEYİN"
Başbakan Erdoğan, bugün 20 yıl öncesinin anlamsız yasakları kalmadığını belirterek, üniversitelerde ve kamuda başörtüsü engeli olmadığını söyledi. Erdoğan, İmam-Hatip'lilerden eskisi gibi yine Türkiye birincileri olmalarını istedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Derdimiz şu: Artık bu okullarda bilimiyle, ahlakıyla, ülkesinin geleceği için milli değerlerine sahip çıkacak bir nesil çıksın. Derdimiz bu. Ben karşımda gördüğüm bu nesle inanıyorum. Sakın ha şu parelel yapının da tezgahına düşmeyin. Aman ha. Burada çok dikkatli olacağız. Çünkü ulusal güvenlik noktasında bu paralel yapı, bu milleti bölüp parçalayıp kendi çıkarlarının peşine düştü. İnşallah bu fırsatları vermeyeceğiz. Yaptıkları yanlarına kaldı sadece. Bunu da pahalıya ödeyecekler. Her zaman söylüyorum, biz kefenimizi giyerek yola çıktık. Ölüm haktır, biz buna inanmışız. Ne olacak? 2,5 metre binr mezara gömecekler. Hoca, 'Er kişi veya hatun kişi niyetine' diyecek. Bu kibirin, gururun anlamı var mı? Yok. Bize tevazu yaraşır."
CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ
Erdoğan, 10 Ağustos'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimine de değinerek, "Önümüzde bir Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Ama bunun bir anlamı var. Artık milletin aslının seçtiği bir başkan, bir Cumhurbaşkanı görevi üstlenecek. Özellikle sizlere çok büyük görev düşüyor. Aydınlık günlerin Türkiye'sini 10 Ağustos'tan sonra birlikte kuracağız. Size başarılı bir gelecek niyaz ediyorum. Sakın ha birbirinizi kırmayın. Yarab Mısır'da, Suriye'de, Irak'ta, Libya'da çok ıstıraplar var. Nerede Müslüman varsa orada maalesef dert var, üzüntü var. Yarab, oradaki kardeşlerimize de uyanış nasip et" diye konuştu.
ERDOĞAN'LARIN EVLİLİK YILDÖNÜMÜ
Konuşmasının sonunda, İmam-Hatip Mezunları Derneği Başkanı Bilal Şener, mezunlar adına Başbakan Erdoğan'a bir hat armağan etti. Sunucu da, bugün Başbakan Erdoğan ile Emine Erdoğan'ın evlilik yıldönümü olduğunu belirterek, Emine Erdoğan'ı da sahneye davet etti. Sunucu, Erdoğan çiftine, 36 gonca gül bulunan bir buket sundu. Erdoğan'ın kızları Esra Albayrak ve Sümeyye Erdoğan da sahneye çıkarak objektiflere birlikte poz verdi. Başbakan Erdoğan, bu sırada, torununu kucağına aldı.