Toparlanıyoruz Hareketi, Hükümet programında üçlü kararname ile atama yapılmasının yanlış bir uygulama olarak tanımlanmasına ve değiştirileceği sözü verilmiş olmasına rağmen hükümetin aradan geçen bir yılda bu atama yöntemini değiştirmediği gibi, yanlış gördüğü yöntemi kullanarak atamalar yapmayı sürdürdüğünü savundu ve bunu eleştirdi.
Hareket, yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin kendi programında yazanlara aykırı davrandığını, toplumdan gelen tepkilere duyarsız kaldığını iddia ederek, bunların ancak "ilkesizlik? kavramıyla açıklanabildiğini ileri sürdü.
"Temiz topluma ve kamu yönetiminde en önemli ilkelerden olan ?liyakata' zarar verdiği için üçlü kararname ile atama yöntemine ve bunun sonucunda çok sayıda müşavir yaratılmasına en erken bir zamanda son verilmesi? için hükümete çağrıda bulunan Toparlanıyoruz Hareketi, verilen sözlerin aksine mevzuatta değişikliğe gidilmemesi bir yana son dönemde yeniden aynı yöntemle atamalar yapılmaya başlanmasının toplumun genel anlamda siyasete özelde de Hükümete olan güvenini bütünen sarstığını öne sürdü.
"Çoğu zaman sadece parti rozetine bakılarak yapılan bu tür atamalar, liyakat sistemini, yani kişilerin yetenek, tecrübe, eğitim, bilgi ve becerilerine göre terfi etmelerini engellemekte, zaten hantallaşan kamunun çöküşe geçişine neden olmaktadır? diyen Hareket, üçlü kararname sisteminin sebep olduğunu savunduğu sorunların bazılarını şu şekilde sıraladı:
"1- Çalıştırılmayıp yüksek maaş almaya devam eden bir müşavir ordusu yaratılmakta ve bu müşavir ordusunun iş gücü heba edilmektedir. (Ombudsman'ın 2009'da hazırladığı rapora göre, üçlü kararnameyle açığa alınan 114 üst düzey kamu yöneticisinin ?müşavir' olarak hiçbir iş yaptırılmadan devletten toplamda 10,7 milyon TL maaş aldığı belirlenmişti. Bugün ise müşavir sayının 150 civarı olduğu, maliyetinin ise 13 milyon TL civarı olduğu tahmin edilmektedir).
2- Yüksek kademe yöneticilik görevlerine çoğu zaman bu görev için en yetkin kişi değil, hükümette olan partiye/partilere en yakın olan kişiler atanmaktadır. Aynı zamanda bu uygulamada bazı yetkin ve tecrübeli olan yöneticiler görevlerinden uzaklaştırılmakta, devlet bu kişilerin yapabilecekleri katkıları ziyan etmektedir. Tecrübeli elemanların pasif duruma getirilmesiyle, ilgili birimlerde kurumsal hafıza kaybı da yaşanmakta, bu birimlerin geçmişini ve çalışma geleneğini bilenleri kaybetmek, verimliliği düşürmektedir. Ayrıca devlet kadrolarındaki çalışma ve verimli olma motivasyonuna büyük zarar verilmekte, ?nasıl olsa partiye yakın olan atanacak' düşüncesiyle, çalışıp yükselme potansiyeli olanların hevesi kırılmaktadır. Tüm bunların sonucu olarak ilgili devlet birimlerinin verimli çalışması önemli oranda engellenmektedir.
3- Ülkemizdeki siyasi etiğin erozyonuna katkıda bulunmaktadır. Bu uygulama devlet kadrolarındaki bireylerin bir partiye fikirlerini/icraatlarını beğendikleri için değil, yöneticilik görevine atanma ümidiyle yaklaşmasını teşvik etmektedir.?
Toparlanıyoruz Hareketi, hükümetten, "ülkenin kanayan yarası? diye nitelediği atama sistemini ivedilikle kapatmasını istedi.