ABD Başkanı Barack Obama, Amerikan istihbarat kuruluşlarının IŞİD'in Suriye'de oluşturduğu tehdidi zamanında hafife aldığını ve Irak ordusunun bu örgüte karşı savaşma kabiliyeti ve iradesini ise gözünde büyüttüğünü kabul etti.
CBS televizyonunda yayınlanan "60 Minutes" (60 Dakika) programına verdiği mülakatta Obama, bir soru üzerine, ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper'ın, ABD'nin "Suriye'de olanları hafife aldığı" yönündeki sözlerine katıldığını belirtti.
Obama, programda Clapper'ın, "Irak ordusunun (IŞİD'e karşı) savaşma yeteneği ve iradesini gözümüzde büyüttük" sözünün hatırlatılması üzerine de "Bu kesinlikle doğru" ifadesini kullandı.
Bir yandan Suriye'de Beşşar Esed rejimine karşı çıkarken, diğer yandan da Esed rejimine cephe alan IŞİD militanlarıyla savaşmanın yarattığı çelişkinin de farkında olduğu mesajını veren Obama, şöyle devam etti:
"Çelişkili bir karada ve çelişkili bir koşuldaki çelişkinin farkındayım. (Korkunç katliamlar yapan) Esed yönetimi altında Suriye'de istikrar sağlayamayız. Suriye'nin birleşik kalabilmesi için, Esed'in tüm bu süreci yönetmesi mümkün değil. Diğer taraftan, ABD'ye yönelik acil tehditler açısından, IŞİD, Horasan örgütü, bunlar Amerikalıları öldürebilir."
"IŞİD, ESED'DEN DAHA ACİL BİR TEHDİT"
Obama, sunucunun, "Yani bu aşamada onların (IŞİD'in) Esed'den daha önemli olduğunu mu söylüyorsunuz" sorusunu, "Söylediğim şu; bunların hepsi birbiriyle bağlantılı ancak uğraşılması gereken daha acil bir tehdit var" diye yanıtladı.
ABD'nin, Irak ve Afganistan'da olduğu gibi karada büyük çapta bir askeri varlık bulundurmayacağının da bir kez daha işaretini veren Obama, "Kendi topraklarında, kendi askerleriyle olan çok ciddi bir savaşta Irak'a yardımcı oluyoruz. Bu, 'IŞİD'e karşı Amerika' durumu değil. Bu, güvenlik ortaklığımızın olduğu bir ülkeye yardım etmek için Amerika'nın uluslararası camiaya liderlik etmesi" dedi.
IŞİD'in sadece bir terör şebekesi değil, toprak arzuları ve ordulara mahsus bazı strateji ve taktiklerin bir karışımını temsil ettiğini anlatan Obama, ABD Irak'tan çekildiğinde "bozulmamış bir demokrasi, iyi donanımlı bir ordu ve kendi yollarını çizebilme yeteneği" bıraktığını ancak bu fırsatın "kendi Şii tabanını güçlendirmeye çok daha fazla ilgi duyan (eski) Irak Başbakanı Nuri el-Maliki tarafından harcandığını" söyledi.
Şimdiki Başbakan Haydar el-İbadi'nin ise şu ana kadar "doğru sinyaller" verdiğini ifade eden Obama, "Biz bunu onlar adına yapamayız çünkü bu sadece askeri bir sorun değil, siyasi bir sorun" diye konuştu.
Bölgede siyasi uyum ve hoşgörü ruhunun tesis edilmesinin bir gecede olmayacağını, bunun nesiller alacağını belirten Obama, bölgede gençlerin iyi bir eğitim alıp almadıkları ya da iş sahibi olup olmadıklarından ziyade, Şii mi Sünni mi oldukları üzerinde meşgul oldukları bir ortamın bulunduğunu dile getirdi.
"İSLAM, BARIŞI ÖĞÜTLEYEN BİR DİN"
Obama, "İslam'la savaşta olmadıklarını" yineleyerek, "İslam, barışı öğütleyen bir din ve Müslümanların büyük çoğunluğu barışçıl. Ancak şu anda Müslüman dünyasında, farklı bir Tanrı'ya ibadet eden masum insanların öldürülmesinin kabul edilebilir olduğunu öne süren, çok uzun süredir büyüyen bir kanser var" değerlendirmesinde bulundu.
ABD Başkanı Obama, şunları söyledi:
"Bu tür aşırıcılık maalesef, farklı ülkelerde, özellikle de mezhepsel gerilimlerin olduğu, güçlü devlet güvenlik düzeneklerinin bulunmadığı nispeten kırılgan ülkelerde radikal grupların türeyebilmesi ihtimalini bir süre daha göreceğimiz anlamına geliyor. Bu nedenle de yapmamız gereken şey, 'köstebek avlama' ve bunlar nerede oluyorsa oraya ABD askerleri göndermek yerine, güçlü ortaklıklar inşa etmek, uluslararası toplumun bu sorunun farkına varmasını sağlamak. Arap ve Müslüman liderlerin, 'bunlar bizi temsil etmiyor, İslam dinini temsil etmiyorlar' demelerini ve onlara karşı güçlü tepkiler ortaya koymalarını sağlamalıyız."