Bugüne kadar 9 zirve gerçekleştirildiğini, 10. zirvenin gelecek yıl 15-16 Kasım'da Antalya'da yapılacağını kaydeden Babacan, G20'nin daimi bir sekreteryası bulunmadığını, her yıl bir ülkenin dönem başkanlığını üstlendiğini, toplantılara ev sahipliği yaptığını ve bir bakıma sekretarya görevinin koordinasyonunu üstlendiğini söyledi. Babacan, "G20'nin ev sahipliği, sadece mekanları hazırlamak değil, aynı zamanda fiilen G20'nin bütün teknik sorumluluğunu da üzerimize alma ve 20 üye arasındaki bu koordinasyonu sağlamak için önemli bir unsuru da içermekte" ifadelerini kullandı.
25 Eylül 1999'da Washington'da gerçekleştirilen toplantıda bu oluşumun başlatılmasına karar verildiğini anlatan Babacan, G20 içerisinde Türkiye'nin yanı sıra Arjantin, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, İtalya, Japonya, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Güney Kore, İngiltere, ABD ve Avrupa Birliği'nin bulunduğunu ifade etti.
G20'de bu ülkelerin yanı sıra her yıl dönem başkanlığını yürüten ülke tarafından 5-6 ülkenin daha toplantılara gözlemci sıfatıyla davet edildiğini anımsatan Babacan, 2015 yılında Türkiye'nin, İspanya, Singapur, Azerbaycan, Güney Doğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN), Afrika Birliği ve Afrika Kalkınması İçin Yeni Ortaklık isimli girişimin dönem başkanlarını davet ettiğini bildirdi. ASEAN'ın başkanlığını Melazya'nın üstleneceğinin netleştiğini ancak diğer oluşumların dönem başkanlarının henüz belirlenmediğini dile getiren Babacan, sözü edilen oluşumlara seçilecek dönem başkanlarını davet ettiklerini söyledi. Babacan, ayrıca IMF, Dünya Bankası, OECD ve Finansal İstikrar Kurulunun da G20 toplantılarının daimi katılımcıları olduğunu ifade etti.
G20'nin çalışma sistemine ilişkin bilgi veren Babacan, çalışmaların iki kanaldan yürütüldüğünü söyledi. Finans kanalının, ülkelerin finanstan sorumlu bakanları, müsteşarları ile Merkez Bankası başkan ve başkan yardımcılarından oluştuğunu anlatan Babacan, bu kanalda küresel ekonomi, altyapı yatırımları, finansal düzenlemeler, uluslararası finansal mimari, uluslararası vergi ve iklim değişikliklerinin finansmanı konularının ele alındığını kaydetti. İkinci kanalın "Sherpa" kanalı olduğunu belirten Babacan, burada kalkınma, enerji sürdürülebilirliği, yolsuzlukla mücadele, ticaret ve istihdamın tartışıldığını, ayrıca tartışılan gündem maddelerine bağlı olarak her iki kanalda da teknik düzeyde çalışma gruplarının kurulabildiğini bildirdi. Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu çalışmaları IMF, Dünya Bankası, OECD, Uluslararası Ödeme Bankası, Finansal İstikrar Kurulu, Dünya Ticaret Örgütü, Birleşmiş Milletler, Uluslararası Çalışma Örgütü, Uluslararası Enerji Ajansı gibi uluslararası kuruluşlar da teknik destek sağlamaktadır. G20'nin söz konusu çalışmalarına ek olarak sivil toplumun da katkılarının ve görüşlerinin alınabilmesi için G20 ile ilgili çeşitli gruplar oluşturulmuştur. Bu kapsamda üye ülkelerin özel sektör temsilcileri B20, işçi sendikaları L20, düşünce kuruluşları T20, sivil toplum kuruluşları C20, gençlik oluşumları Y20, yine G20 süreçlerinde fikri destek vermekte ve bazı toplantılara da katılmaktadır."
"Her dönem başkanlığı bir zirve düzenliyor"
G20 ülkelerinin dünya ticaretindeki yerine de değinen Babacan, "Küresel ekonomik ve finans sistemi açısından büyük önem taşıyan G20 ülkeleri, toplamına baktığımızda, dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 85'ini, dünya ticaretinin yüzde 75'ini oluşturmakta, dünya nüfusunun da üçte ikisini temsil etmekte" diye konuştu.
Küresel kriz öncesi dönemde G20'nin finanstan sorumlu bakanlar ve Merkez Bankası başkanları düzeyinde toplantılar düzenlediğini hatırlatan Babacan, ilk katıldığı toplantının, Ak Parti'nin Kasım 2002'de ilk hükümetini kurmasının ardından Yeni Delhi'de gerçekleştirilen G20 toplantısı olduğunu anlattı. 2008-2009 yıllarındaki finansal krizin küresel ekonomiyi tehdit eder düzeye ulaşması nedeniyle 2008'de G20'nin ilk defa liderler düzeyinde toplandığını kaydeden Babacan, bu tarihten itibaren G20 liderlerinin düzenli olarak bir araya gelmeye başladıklarını söyledi.