Ziyarette TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit’e Milletvekili Hüseyin Angolemli, Dış İlişkiler Sekreteri Deniz Birinci ile MYK üyeleri Pembe Birinci ve Erkut Yılmabaşar eşlik etti.
Yaklaşık bir saatlik görüşmenin ardından, iki partinin ortak komite kurma kararı aldığı açıklandı.
YÜKSELEN TANSİYON RAHATSIZ EDİCİ
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit açıklamasında, Kıbrıs çözüm müzakerelerinde yoğun bir sürece girileceği sırada ortaya çıkan gergin durumun, Türkiye’nin Akdeniz’de Navtex ilanı ve Rum tarafının bir takım tatbikatlarından kaynaklandığını ifade etti.
Özyiğit, bu konuları AKEL heyetiyle enine boyuna konuştuklarını, gelinen noktanın rahatsızlık verici olduğunu ve Kıbrıs’ta çözüme ulaşılabilmesi adına müzakere masasının yeniden oluşturulmasına gerek duyulduğu konusunda hemfikir olduklarını söyledi.
Özyiğit, çözümden önce ve sonra yapılacaklar konusunda AKEL’le ortak komite kurma kararı aldıklarını, bunun çözüm hedefi adına liderler üzerinde bir baskı unsuru oluşturacağını kaydederek, Akdeniz’de sürekli yükselip düşen tansiyonun tedirginlik verici olduğunu bildirdi.
Sadece Akdeniz’deki gemilerin çekilmesi ve Navtex’in ortadan kalkması değil, her iki tarafın eş zamanlı adımlar atarak gerginliği düşürmeleri gerektiğini kaydeden Özyiğit, TDP’nin Maraş konusunda diğer partilerden farklı bir duruşu olduğunu da söyledi.
MARAŞ KONUSUNDA ADIM ATILABİLİR
Diğer partilerin Maraş’ı bütünlüklü bir çözümün parçası olarak gördüklerini, TDP’nin ise sorun için bütünlüklü çözüm beklenmeden adımlar atılabileceğini savunduğunu ifade eden Özyiğit, çözüm müzakereleriyle eş zamanlı Maraş ve gaz konularıyla ilgili iki ayrı teknik komite oluşturulabileceğini sözlerine ekledi.
“ASKIYA ALINMASINA DESTEK ÇÖZÜM İNANCINDAN KAYBETTİRMEDİ”
AKEL Genel Sekreteri Andreas Kiprianu da, TDP heyetiyle güzel ve kapsamlı bir toplantı yapıldığını kaydederek, teşekkür etti.
Ortak vatanın geleceğiyle ilgili çok önemli bir dönemden geçildiğini kaydeden Kiprianu, adada kalıcı, yaşayabilir bir çözüm bulunabilmesinin tüm barış güçlerinin ortak arzusu olduğunu, bunda tüm partilerin sorumluluğu olduğunun altını çizdi.
Rum lider Anastasiadis’in görüşmeleri askıya alma kararının, Türkiye’nin Kıbrıs karasularına Barbaros Hayrettin Paşa gemisini göndermesinden sonra “mecburen” ortaya çıktığını savunan Kiprianu, görüşmelerin askıya alınmasına destek vermenin, kapsamlı çözüme olan inançlarından hiçbir şey kaybettirmediğini ifade etti.
“TÜRKLERİN ADINA BANKA HESABINA…”
AKEL’in tıkanıklığın aşılabilmesi adına sunduğu önerilerin en başında Navtex ve Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin geri çekilmesinin geldiğini kaydeden Kiprianu, Talat-Hristofyas görüşmelerinde mutabakata varılan “denizlerdeki egemenliğin kurulacak Federal Devlette olacağına” ilişkin maddenin de kamuoyuna yeniden hatırlatılması gerektiğini söyledi.
Kiprianu, “gaz kaynaklarından elde edilecek gelirin hiçbir şekilde Rumların dokunamayacağı şekilde bir bankaya Türk tarafının hesabına yatırılması” yönünde AKEL’in önerisi bulunduğunu da kaydetti.
Kiprianu, Kıbrıs sorununa çözüm bulunduktan sonra federal cumhuriyetin Türkiye ile masaya oturmasını ve hidrokarbon konusunu görüşmesini önerdiklerini, çözümden sonra Münhasır Ekonomik Bölge’nin konuşulması için müzakerelerin sürdürülmesini istediklerini söyledi.
“TÜM PARTİLER ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI”
Çıkacak gazın hangi güzergâhı izleyeceği konusunun yine çözümden sonraya bırakılmasını önerdiklerini belirten Kiprianu, bu nedenle Kıbrıs’ta müzakere masasının yeniden oluşması yönünde bütün partilerin baskı oluşturmasının gerekli olduğunu yineledi.
“Vatanımız küçük ve güzel, eğer çözüme ulaşabilirsek Türk, Rum, Ermeni, Maronit ve diğerleri bu vatan cennete döner” diyen Kiprianu, Türk ve Rum siyasi partilerinin tümünün elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi.