SDP, Rum kesiminde bu konuya bir bütçe ayrıldığını ve çalışmaların bilimsel nitelikte sürdürüldüğünü belirterek, “İnsanlarımızın kansere yakalanmasını istemiyoruz” dedi.
 
SDP Başkanı Tözün Tunalı yazılı açıklamasında, ülkede insanların kansere yakalanmaması için halkı uyarmayı görev kabul edindiklerini ifade ederek, hükümetin “Gıda Güvenliği Yasasını” geçirmemesini eleştirdi.
 
Tunalı, başta Tarım Bakanlığı olmak üzere hükümeti derhal gıda konusunda etkin önlemler almaya çağırdı, Tarım Bakanlığını üretimde denetim yapmamakla suçladı.
 
Tarım Bakanlığı’nın “Pestisit” kullanımı konusunda önlem alacak adımları atmadığını, kimyasalların doğru kullanılıp kullanılmadığının kontrolü için herhangi bir yasal düzenlemeye gidilmediğini, ürünlerinde kalıntı tespit edilen herhangi bir üreticiye ceza verilmediğini savunan Tunalı, yüksek verim elde etmek amacı ile kullanılan pestisitlerin bilinçsiz ve denetimsiz kullanılmasının hem insanlara hem de çevreye olumsuz etkiler yaptığını kaydetti.
 
Ülkede su politikası olmadığını bu yüzden doğru yönetilemediğini, ayrıca atık su arıtma sistemleri için kontrollü bir yapılaşma ve doğru şekilde planlamaların yapılması gerektiğini ifade eden Tunalı, yağmur sularından yararlanmanın yollarının araştırılıp yasal mevzuat geliştirilip teşvik ve eğitimler verilmesi gerektiğini dile getirdi.
 
“SU VE TOPRAKTA KANSOREJEN MADDELER VAR”
 
Yapılan araştırmalarda KKTC ve Rum kesiminde su ve toprakta çevresel faktörlerden dolayı kansere neden olan maddeler olduğunu savunan Tunalı, kansere yol açan arsenik, kandiyum ve kurşun gibi ağır metallerin su ve toprakta yüksek oranda bulunduğunu ifade etti.
 
Çöp ve kimyasalların çevreye kontrolsüzce bırakılmasının, toprakta ve suda insan sağlığına zarar verecek kimyasallar olarak görüldüğünü, hayvan yemlerinde ve çeşitli zirai ilaçların kontrolsüz kullanımının da su ve toprakta kanser olabilecek durumlar ortaya çıkardığını ifade eden Tunalı, şunları kaydetti:
 
“Bu konularda halkımızın dikkatini çekmek istiyoruz ve yetkilileri acil göreve davet ediyoruz. Göz göre göre insanlarımızın kansere yakalanmasını istemiyoruz. Ülkedeki tüm sivil toplum örgütleri başta olmak üzere hükümete çalışma başlatması yönünde baskı yapmalarını arzulamaktayız. Ne yediğimizi ne içtiğimizi halkımızın bilmesi gerekir.”