Son zamanlarda yoğunlaşan saldırılar karşısında kendisine destek verenlere “düzeyinizi koruyunuz” çağrısı yapan Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, “Halkımızın bunlara mutlaka bir cevabı vardır. Ama bu cevap en demokratik bir biçimde ve 19 Nisan günü verilecek” dedi.
Akıncı dün akşam büyük bir katılımla gerçekleşen Gönyeli bölge toplantısında konuşmasına, 1984 yılında vefat eden değerli hukuk insanı Hâkim Zekâ Bey’den bir anekdotla başladı. Zekâ Bey’in mahkemede alınan kararlarla ilgili olarak daima “mahkeme kararlarının adil olduğunu anlamak için bakmanız gereken bir yer var o da sokaktır. Eğer mahkemenin aldığı karar adilse, bunu sokağın nabzından anlarsınız. Eğer halk mahkemenin verdiği karara tepkiliyse, o kararı benimsemediyse mahkemenin aldığı kararda bir yanlışlık araması gerek, ben kararlarımda buna dikkat ederim’ dediğini hatırlatarak başladı.
Anketler söz konusu olduğunda aklına Hâkim Zekâ Bey’in sözlerinin geldiğini kaydeden Akıncı, “Nasıl ki mahkeme kararı sokakta halkın nabzıyla ilişkilendiriliyorsa, kâğıt üstünde yapılan şeylerin sınaması da ancak halk nezdinde olabilir. Eğer birileri masa başında kâğıda bir şeyler geçiriyor, bunu kamuoyuna yansıtıyor, sokak ise başka türlü söylüyorsa, o masa başında hazırlananların hiçbir geçerliliği yoktur ve olamaz. Dolayısıyla biz, halkımızdan aldığımız mesajla yola çıktık. Bir ay kaldı. Bu son bir ayda da Var gücümüzle halkımızla daha da bütünleşerek bölge bölge gezip sokak sokak dolaşıp halkla kucaklaşarak yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.
“Saldırılara cevap en demokratik şekilde 19 Nisan’da verilecek”
Akıncı, konuşmasında kendisine karşı farklı çevreler ve farklı şekillerde olmak üzere son zamanlarda yoğunluk kazanan saldırılara da işaret ettiği konuşmasında, “Halkımızın bunlara mutlaka bir cevabı vardır. Ama bu cevap en demokratik bir biçimde ve 19 Nisan günü verilecek” diyerek kendisine destek veren kitlelere şu çağrıyı yaptı:
“Bize yapılan saldırılar ne yazık ki çok düzeysiz bir noktaya vardı. Beni destekleyen binlerce, on binlerce insanın kendi düşüncesini gerek basın gerekse sosyal medyada paylaşmak elbette en doğal hakkıdır. Ancak ben özellikle bir şey rica ediyorum. Lütfen düzeyinizi koruyunuz. Bize yakışan temiz siyasettir. Geçmişimizde de bu vardır, bugünümüzde de vardır ve kuşkusuz yarınımızda da bu olacaktır. Bizim başka yollara sapmaya ihtiyacımız yok. Kesinlikle hangi aday olursa olsun, hiç bir aday hakkında düzeyi aşağıya çekecek, saldırı olarak algılanabilecek bir yola sapmayalım, sapanlar olursa da uyaralım. Temenni ederim ki bunu herkes yapsın; diğerleri de yapsın ama onlar yapmasa da biz bu temiz siyasetimizden vazgeçmeyeceğiz.
İnandığım güvendiğim bir şey var. Herhangi bir yakıştırma ya da suçlamanın zemin bulabilmesi için o attıkları çamurun sizde olması gerek. Size yakıştırılanların tutabilmesi için o düşüncede bir insan olmanız lazım. Sizler ve biz öyle olmadığımıza göre bundan gocunacak bir şeyimiz yoktur. Çamur atanlar onunla kalıyor ve kendileri o çamura bulanıyor. Bizim buna ihtiyacımız yok çünkü bizim anlatacak meselelerimiz var”.
“İnsan hakları söz konusuysa sessiz kalamam”
Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, “Dört Boyutlu Siyaseti’ni” de ana başlıklar altında aktardığı konuşmasında, “Bağımsız ve Tarafsız Cumhurbaşkanı” ilkesi üzerinde durarak, “tarafsızlık; ilkesizlik, suya sabuna dokunmamak, etliye sütlüye karışmamak demek değil. Elbette insan haklarından, toplumsal cinsiyet eşitliğinden, demokrasiden, çoğulculuktan, şeffaflık ve hesap verebilirlikten, emekten, , imkân ve fırsat eşitliğinden, engelli haklarından, kadın haklarından, çocuk haklarından, hayvan haklarından tarafız” diye konuştu ve geçtiğimiz gün Erdemli köyünde yaşanan bir olaya dikkat çekti.
“Erdemli köyünde, bu bağlamda söz etmeden geçemeyeceğim bir olay yaşandı” diye konuşan Akıncı, polisin bu köye bir baskın yaparak, bir genci apar topar yakalayıp, eline kelepçe vurarak götürdüğü, olay sırasında kapıların kırılarak söz konusu gencin anne ve teyzesinin darp edildiği iddialarıyla ilgili haberi basından öğrendiğini kaydederek şöyle konuştu:
“Bu gencin askerlik durumuyla ilgili aynı tarihli iki rapor olduğunu biliyoruz. Biri askerlik yapabilir, bir engeli yok, sadece üç ay izinli olduğunu söylüyor, diğer rapor yapamaz diyor. Bu konu mahkemededir. O zaman Mahkeme sonucu beklemek lazım. Eğer yazılanlar doğruysa apar topar gidip ev baskınları yapmak, kapı kırmak, insanların eline kelepçe vurup götürmek, sessiz kalıp onaylayacağımız bir şey değildir. Bu memlekette, biz yanlışları söylemek ve doğrusunu talep etmek zorundayız. Hukuk devleti, adaletin işlemesini istiyoruz. Bu konu benim gözümde bir insan hakları konusudur. Mahkemeye intikal etmiş bir olay varsa, herkes bunun sonucunu beklemek zorundadır. Ortada iki rapor oluğuna göre, mahkeme doğrusunu söylesin. Bu iş kaba güçle değil, hukuk yoluyla ortaya çıkar. Eğer cumhurbaşkanlığına adaysam, Cumhurbaşkanının birinci görevi hukukun üstünlüğünü korumak ve kollamaktır. Çünkü insan için sağlık neyse devlet için de hukuk odur.”
Konuşmasının sonunda seçimin sonuçlarıyla ilgili halka ve kendine olan güveninin tam olduğunu da vurgulayan Akıncı, “halkın gözlerinde kararlılığı görüyor, inanıyor ve güveniyorum. Bu seçimin birinci turunun da birincisi biz olacağız, ikinci turun da birincisi biz olacağız. Halk kazanacak. Halk cevabını 19 Nisanda verecek”