Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Çavuş imzalı açıklama şu şekilde:


29 Haziran öncesi yapılan görüşmelerde tarımın sıkıntıları neyse bugün de ayni. O dönemde hükümetin bu sorunları yeni oluşacak hükümetin çözeceği, bunun daha doğru olduğu savunulmuş ve eski hükümet sorumluluktan kaçmıştır. 15 Temmuz’da kurulan yeni hükümet çalışmalarına başlamasına ve hükümet programında önceliğini tarım sektörüne vereceğini söylemesine rağmen, henüz hiç bir sorun çözülmemiş hatta sorunlar katlanarak artmıştır. 2 ay önce muhalefette olan parti sorunların çözümü için mecliste eleştiri yaparken ve yine o dönem feryat figan bağıranlar şuan 3 maymunu oynamaktadır.
Taleplerimiz; Doğrudan Gelir Destekleri’nin zamanında ödenmesi ve arpa fiyatlarındaki istikrasızlığın giderilmesiydi. 2015 Nisan ayında ödenmesi gereken DGD’leri henüz ödenmemiştir. Hükümet bu paranın üreticinin eline geçmemesi için çaba sarf etmektedir. Hükümet, üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmediği gibi, 2016 bütçesini nasıl planlayacaktır?
O dönem taleplerimiz; 2015 Arpa fiyatlarının gözden geçirilmesi, Tarım Dairesi’nin maliyetleri olan 0,675 oranının dikkate alınarak üreticiye bu fiyat üzerinden ödeme yapılması veya ürüne verilecek teşviklerle üreticinin ürettiğinin karşılığını almasıydı. O dönemin hükümeti, bu yıl ülkemizde 150 bin ton arpa rekoltesi olduğunu dile getirmiş ve dönüm başı rekoltenin yüksek olmasından dolayı üreticiye 0,62 kuruşu mehel görmüştür. Hükümet bu rekolte rakamları ile eylem süresince de basın aracılığı ile tüm kamuoyunu yanıltmıştır. Birliğimiz, ülkemizdeki rekoltenin 120 bin tonu geçmeyeceğini dile getirmiş ve haklılığımız ortaya çıkmıştır. Şuan TÜK toplamda 60 bin top ürün alımı yapmıştır. O zaman soruyoruz; 150 binlik rekolteye ne oldu?
 
Çiftçiler Birliği’nin amacı; arpa taban fiyatını yükseltmek olmadığını gerek basına verdiği demeçle gerekse bakanlığa yaptığı yazılı ve sözlü açıklamalarla dile getirildi. Birliğimiz, bu fiyatın ülke ekonomisine yansımaması için teşviklerle desteklemesi gerektiğini talep etmişti. Ama hükümet; kamuoyunu yanıltıcı açıklamalarla çiftçilerin taleplerini farklı göstererek; taleplerimizin ülke ekonomisini etkileyeceğini, et ve süt ürünlerinin yükseleceğini, buna bağlı olarak memurların ve asgari ücretlinin alım gücünün düşeceğini ve ülke ekonomisinin de olumsuz etkileyeceği yönünde propagandasını yapmıştır.
Hükümet; geçmişteki söylemlerinin tam tersine, yangından mal kaçırır gibi arpa fiyatlarına okkalı zam yapma peşindedir. Üreticinin elinden 0,60 kuruşa aldığı arpayı, 0,70-0,75 kuruş arasında satma çabasındadır. Peki, soruyoruz; ‘’Döviz kurunun ülke ekonomisini bu kadar olumsuz etkilediği ve alım gücünün bu kadar düştüğü dönemde arpa fiyatlarına yapacakları artış halka olumsuz yansımayacak mı ve diğer ürünleri etkilemeyecek mi? Yani 29 Haziran sürecinde hükümet elini üreticinin cebine atmış, bu yapacakları artış sonrası da vatandaşın cebine atacaktır.
 
Bu hükümetin üretici ile değil, tüccarla çalışmayı tercih ettiğini, emekçinin yanında değil sermayenin yanında olduğunu ifade etmiştik. Daha önce de yaptığımız açıklamalarda TÜK’ün bir kurum gibi değil, tüccar zihniyeti taşıdığını vurgulamıştık. Rekoltenin yüksek gösterilerek, serbest bırakılan arpa alım satımı sermayeye yaramıştır. 0, 53 kuruşlarda aldığı arpayı ilerleyen günlerde 0,70-0,75 kuruşlara satma imkanı sağlanmıştır. İşte bu rakamlar tüccarın sermayesine sermaye katmasına katkı koymuştur. TÜK ise 0,65 kuruşa aldığı tohumluk arpayı 1 TL’ye satma çabasındadır. TÜK, tüccar gibi yüksek kar marjı sağlayıp, geçen yılki açıklarını kapatma peşindedir. Yani tüm bunların hepsi gösteriyor ki, hükümet üreticinin değil tüccarın yanında yer almıştır.
 
Geçmiş hükümetin yanlışları, 15 Temmuz’da oluşan ve cicim ayını yaşayan hükümetin yanlışları olmamalıdır. Birliğimiz, hükümet edenlere oturdukları koltukların geçici olduğunu hatırlatır. Hükümet; üreticilerimizin düştüğü bu duruma çare bulmaları için yeniden bizlerle müzakere yapmaları, 2015 Nisan ayı DGD’sinin ivedi bir şekilde ödenmesi, arpa bedellerinin ise bayram öncesi ödenerek üreticilerimizin bayrama parasız girmemesini sağlanmalıdır. Aksi takdirde üzülerek belirtmeliyiz ki; geçmiş hükümetin yaşadıklarının daha fazlası ve daha serti bu hükümetin de kaderi olacaktır.