Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Başbakanlık Merkez Bina’da düzenlenen ’Suriye Koordinasyon Toplantısı’nda basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye çalıştığını söyleyen Kurtulmuş, Türkiye’nin 2 milyona yakın Suriyeli mülteciyi barındırdığını ifade etti. Türkiye’de mülteciler için harcanan toplam rakamın 7.6 milyar dolar harcandığını belirten Kurtulmuş, bu paranın içerisinde uluslararası camianın katkısının 418 milyon dolar olduğunu dile getirdi.
Avrupa Birliği’ne sığınma başvurusu yapanların sayısının 428 bin 735 olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "450 bin kişinin içerisinde 158 bin kişinin başvurusunun kabul edildiği bilgisi vardır. Her gün Akdeniz’in bir yerinde batan göçmen gemisi. Botlar batıyor ve yüzlerce insan denize saçılıyor, maalesef bir çoğu da hayatını kaybediyor" diyerek Suriyeli mültecilerin durumunun yansıdığı fotoğrafları basın mensuplarına gösterdi.
Kurtulmuş, "Avrupa ülkeleri bu göçmen gemilerinden gayri insani görüntüden uzaklaşmayı kendilerine politika olarak kabul ederken, Türk sahil güvenlik botları onları hayata yeniden kazandırmak için uğraşmıştır. 53 bin 228 bin kişi kurtarılmıştır. Son 5 yılda Akdeniz’de botların parçalanması, batması sonucu hayatını göçmen sayısı kaybeden 5 bin 950 kişidir.
İstanbul otogarı ve Edirne’de bekleyen mültecilerin durumuna değinen Kurtulmuş, "Yüzlerce, binlerce Suriyeli Türkiye’nin farklı yerlerinden önce İstanbul’a a 2 bin 300 kişi civarında Edirne’de, İstanbul otogarında ve Edirne sınır kapısında bulunuyor. Böyle bir göçmen alımının olmadığı konusunda ikna edilerek, geldikleri yere geri döndürülmeye, bir kısmı da kamplara dönmeye ikna edilmeye çalışılıyor. Çalışmalar için talimat verilmiştir" dedi.
"GÜVENLİ BÖLGELERDE SURİYELİLERİN İKAMET ETMESİ KAÇINILMAZDIR"
Sadece göçmen politikaları değil, Suriye konusundaki politikaların da iflas ettiğine işaret eden Kurtulmuş, "Türkiye’nin başından beri ileri sürdüğü tezlerin ne kadar haklı olduğu ortaya çıkıyor. Güvenli bölgenin ihtas edilmesi konusunda, genel olarak mülteciler sorununu sadece sonuçları ortadan kaldırarak çözemeyeceğimiz kanaatindeyiz. Suriye’de insanların güvenli şekilde kendi ülkelerinde kalması, güvenli bölgelerde Suriyelilerin ikamet etmesi kaçınılmaz bir gerçektir" diye konuştu.
Bütün uluslararası camianın dünyanın her yerinde demokrasiyi, insani gelişmeyi, eğitim, sağlık gibi politikaların geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, "Dünyanın neresinde bir insan yoksulluktan dolayı ölüyor, baskıdan, terörden dolayı kaçıyor ve çaresiz kalıyorsa bu da bütün dünyanın sorumluluğundadır. Yalnız dahi kalsak bu yolda devam etmeyi bütün dünyaya ilan ediyoruz. Kim bu topraklara geliyorsa, Anadolu topraklarında yaşayan insanlar olarak elimizi açarız, aynı şeyi de bütün dünyadan beklemek herhalde vazifemizdir. Türkiye, bu tutumunun bütün Avrupa ülkeleri tarafından paylaşılmasını istiyor" ifadelerini kullanmasının ardından basın mensuplarını mültecilerle ilgili fotoğrafları gösterdi.
Mülteci sorunun çözmek için elimizden gelen bütün gayreti gösterelim" diyen Kurtulmuş, bundan sonraki adımların neler olacağı konusunun yapılacak toplantıda ele alınacağını ifade etti.
GÜVENLİ BÖLGE OLUŞTURULMASI
Güvenli bölgeye ilişkin bir soruya Kurtulmuş, "Biz, doğru olanı başından beri söylemeye devam ediyoruz. Dün karşı çıkanların bugün güvenli bölge meselesine yaklaştığını görüyoruz. Suriye’deki savaş giderek daha karışık bir hale geliyor.Suriye’de barışı sağlayanlar Suriye’de kazanacaklar. Yakın planda da Suriye’de barışın sağlanması çok mümkün gözükmüyor. Biz desteklerimizi sürdürmeye hazırız. Türkiye’de bulunan insanlarımızın bir kısmının da oraya gönderilmesini, güvenli bölgelerde kalmasını sağlayalım. Güvenli bölgenin test edilmesi için Türkiye’nin uluslararası camiayla birlikte gerekli politikaları hazırlaması için gayret ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"Bir kuruş yardım etmeseler de Türkiye bu yardımı sürdürecek" diyen Kurtulmuş, "Uluslararası camianın bu büyük faturaya destek olması tabii ki onların vazifesidir. Bu desteği verseler de vermeseler de bu yardımı yapacağız. Yaparlarsa ellerini taşın altına koymuş olduğunu gösterecekler. Bu, Türkiye’ye karşı yapılan bir lütuf manasında değildir. Bu insanlığın yaşamış olduğu krize karşı bir destektir. Hepsini bekliyoruz, bu kriz yeni başlamadı. Bu kriz Suriye’deki savaş sona erse de sona erecek bir kriz değildir. Bu derinlik, aradaki uçurum artıkça mülteci sorunu devam eder. Bu destek olumlu bir destek olur ama bu Türkiye’ye bir lütuf olmaz" şeklinde konuştu. Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şunu açık söyleyeyim, Avrupa ülkeleri diyorsa biz Türkiye’deki mültecilerden şu kadarını alırız, biz bunların hepsini sınırlarda üzerlerine tazyikli su sıkılmalarına izin vermeden bunları uçaklarla gönderebilir. Bizim endişemiz bebek, çocuk sefil durumda. Şu anda hiçbir Avrupa ülkesi alırım demiyor. Gittikleri yerde dipçik, gaz bombası yiyecekler, orada aç kalacaklar. 90’a yakın otobüsle bir kısım insan geldikleri şehirlere geri gönderildiler. Bir kısmını da kamplara yerleştirmeye çalışıyoruz. O insanları bilinmeze doğru göndermek mümkün değildir. Avrupa ülkeleri diyorsa ki şu kadar göçmen kabul ederim, Türkiye bunları gidecekleri yerlere gönderdik."