Başbakan Davutoğlu'dan yeni anayasa ve başkanlık sistemine yönelik bir açıklama geldi.TRT'ye konuşan Davutoğlu, çalışmalar kapsamında muhalefet liderleriyle bir araya gelmeyi düşündüklerin söyledi.
"Özgürlükçü, vesayete karşı, evrensel değerlerle uyumlu bir anayasa yapmalıyız" diyen Davutoğlu, konuyla ilgili şunları:
"DEVLETİN RESTORE EDİLMEYE İHTİYACI VAR"
"Sayın Cumhurbaşkanımız ile benim ilişkim doğası dolayısıyla sistem yürüyor. Birinci madde bu değil. Önce gerilimin düşmesi ve her şeyin konuşulabilmesi. Mesele cumhurbaşkanlığı makamının gücünü artırmak olarak görülmemeli. Devletin ve demokrasinin restore edilmeye ihtiyacı var. Sükunetle tartışılmalı. Devletin restore edilmeye ihtiyacı var. Yeni anayasa bizim ufkumuzu açar. Devlet yerine insan diyen anayasayı nasıl ön plana çıkaracağız bunları konuşalım.
"REFERANDUM İÇİN SAYIMIZ YETMİYOR, UZLAŞMAYLA OLACAK"
Biz kimseye şu veya bu modeli dayatmak için gündeme getirecek değiliz. 7 Haziran'dan sonra pazarlık iddiaları ortaya atıldı. O gün bu tür pazarlıkların içerisine girmeyeceğimizi söylemiştim. Halkımızı aldatmayız. Şimdi 317 milletvekilimiz var. Referandum için sayımız yetmiyor. O zaman bu mutlaka uzlaşmayla olacak.
"100 SENE SONRA DA TORUNLARIMIZIN GURUR DUYACAĞI ANAYASAYI BİRLİKTE YAZALIM"
Şahsi hesaplarımızı bir kenara koyalım. 50 sene sonra da yaşayabilecek, 100 sene sonra da torunlarımızın gurur duyacağı anayasayı birlikte yazalım. Kendi halkına güvenen bir anayasa. Başkanlık sistemi bu açıdan tartışılmalı. Ne sayın Cumhurbaşkanımızın ne de benim şahsi bir hesabımız yok. Bizim kanaatimiz iyi tanımlanmış bir başkanlık sistemi."
"1 KASIM SEÇİM ZAFERİNİ 7 HAZİRAN AKŞAMI KAZANDIK"
Başbakan Ahmet Davutoğlu TRT Haber'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Seçim sonuçlarına değinen Davutoğlu, "5 kritik kavşak vardı. Biz orada yanlış bir adım atmış olsaydık 1 Kasım'da bu başarıyı elde edemezdik. 1 Kasım seçim zaferini biz 7 Haziran akşamı kazandık. Konya'da seçim neticesini alıp Ankara'ya gittiğimde genel bir karamsarlık havası vardı. Anayasal meşruiyet çizgisi içinde kaldık. Sapmış olsaydık milletin güvenini kaybederdik. 7 Haziran seçimlerinde millet bize kendinize bir çeki düzen verin demişti. Kongreye gitmiştik. Partinin birliğini bütünlüğünü koruyamamış olsaydık kaybederdik. Terörle mücadelede mükemmel bir performans sergiledik" dedi.
"SİYASİ TARİHİMİZİN EN RİSKLİ KARARI ÇOK KAPSAMLI 3 TERÖR ÖRGÜTÜNE EŞ ZAMANLI MÜCADELE ETME KARARIYDI"
Korku siyaseti tartışmalarına ilişkin Davutoğlu, "Biz 7 Haziran'dan yana hiçbir konuşmamda benim herhangi bir dışlayıcı, kutuplaştırıcı, ürkütücü bir cümle getirsinler bunu tartışmaya hazırım. Ne siyasi söylemimizde ne de eylemimizde bu olmadı. Birileri korku siyasetini egemen kılmaya çalıştılar. Kandil'den ayaklanma çağrısı geldi. 20 Temmuz'da IŞİD Suruç'ta saldırdı. PKK Adıyaman'da saldırdı. İki polis evlerinde uyurken ensesinden şehit edilecek. Bu mesaj açık. Bu şu demek 'Artık bu bölgede polisler dahi kendisini koruyamaz.' Devlet dahi polisine sahip çıkamaz. Şimdi bunu yapanlar korku siyaseti üretmemiş olacak. Ona karşı tedbir alan devlet mi korku siyaseti yaymış olacak. O gün siyasi tarihimizin en riskli kararını aldık. Önümüzde bir seçim veya koalisyon söz konusu çok kapsamlı 3 terör örgütüne eş zamanlı mücadele etme kararı almak korku siyasetine Türkiye'yi egemen kılmak isteyenlere karşı yürütülen bir mücadeledir. Kimse korktu mu? Doğu ve Güneydoğu'da oylarımız niye arttı. 1 Kasım'da kimse kimseyi tehdit etmedi. Huzurla sandığa gitti. Birileri korku siyasetine Türkiye'yi mahkum etmek istiyordu. Biz ise sükünetle ülkeyi seçime götürdük. Net bir zafer kazandık" diye konuştu.
"HDP, CHP, MHP'YE TAVSİYEM BAŞLARINI İKİ ELLERİNİN ARASINA ALIP NEREDE YANLIŞ YAPTIK DİYE DÜŞÜNSÜNLER"
Muhalefet partisi liderlerine özeleştiri yapma tavsiyesinde bulunan Davutoğlu, "Korku siyaseti diye iddia edenlerin oturup kendilerini niye biz bu oyları kaybettik diye kendilerini özeleştiriye tabi tutmaları gerekir. Bunu yapmak yerine AK Parti'nin başarısına gölge düşürmeye kalkarlarsa daha çok yenilgi tadarlar. Benim onlara tavsiyem; HDP, CHP, MHP'ye tavsiyem korku siyaseti gibi kavramlar üretmek yerine başlarını iki ellerinin arasına alsınlar.
Ben yaptım bunu. Çekildim. Konya'dan Ankara'ya gelene kadar 'Nasıl yöneteceğim bu süreci?' diye oturdum düşündüm. Şimdi onlara da tavsiyem şöyle bir çekilsinler. Acele açıklama yapmasınlar oturup düşünsünler 'Biz nerede hata yaptık' diye. O zaman görecekler ki kendilerinin yüreğine sinmiş olan siyaset korkusu. Onlar siyaset yapmaktan korktular. Öyle olmasaydı bizimle hükümet kurarlardı. Türkiye'de korku siyaseti yok. Siyaset korkusu var. Siyaset korkusunu da bunlar yaşıyor. Biz de cesaret olduğunu gösterdik son 5 ay içinde millet de bizi mükafatlandırdı. Benim rahat olmadığım gece, 1 Kasım gecesiydi. Zafer kazandım ama rahat değildim. Çünkü o zaferin getirdiği bir sorumluluk var. O ağır sorumluluğu hissediyorsunuz" ifadelerini kullandı.
G20 ZİRVESİ
Davutoğlu, Antalya'da yapılacak G20 zirvesine ilişkin ise şunları söyledi:
"G20 dünya ekonomisinin daraldığı, genç istihdam sorununun zirveye çıktığı, ticaret rakamlarının istenen düzeyin altında olduğu bir dönemde yapılıyor. G20 siyasal değilekonomi ağırlıklı bir forumdur. Ama bu kadar lider bir araya gelince tabii ki siyaset de konuşulacaktır."