KTÖS, KKTC’de yaratıldığını savunduğu “sistemsizliğin” halkın değil, ülkedeki hükümetler ve Türkiye’nin suçu olduğunu ifade ederek, ülkede “kaynak yok” söylemini eleştirdi ve kaynak yaratılması için ilk olarak; milletvekili ve belediye başkanı sayısının azaltılabileceğini, üst kademelerden maaş kesintisi yapılabileceğini kaydetti.
Sendikal Platform’un da destek verdiği eylemde, Türkiye Büyükelçiliği önüne sembolik “su borusu” çekildi ve borudan; “batırılan kurumlar, bankalar, fabrikalar, kaçakçılık, ülkeye uygun olmayan yasalar ve benzeri sıkıntıların” çıktığı savunuldu; KKTC'nin Türkiye'nin “çöplüğü” haline çevrildiği iddia edildi.
ELCİL: “TOPLUM REFAHINA DEĞİL TÜRKİYE’YE GÖRE HAREKET EDİYORLAR”
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil elçilik önünde yaptığı konuşmada, ülkede kaynakların iyi yönetilmesinin önemine işaret ederek, yetkililerin toplum refahına yönelik değil, Türkiye'ye göre hareket ettiğini savundu, Türkiye'nin KKTC'ye yönelik uygulamalarını eleştirdi.
Elcil, ülkedeki yapının ve sistemin sürdürülemeyeceğini, çünkü halkın yanlış uygulamalarla üreten değil tüketen bir yapıya dönüştürüldüğünü ifade ederek, ülkedeki ekonomik yapının sürdürülebilir olmadığına dikkat çekti.
Kamu çalışanlarının ödeneklerinin her zaman gündemde tutulduğunu, sendikaların üzerine gidildiğini, çünkü ayakta duran tek sendikaların kaldığını ifade eden Elcil, bu yüzden kamuya yönelik “kaynak yok” dendiğini savundu.
GÖKÇEBEL: “ARTIK BİR DÜZENE İHTİYAÇ VAR”
Sendikal Platform adına konuşan KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel de, ülkede "soygun" düzeni bulunduğunu, bunun da hükümetler ve Türkiye hükümetleri tarafından yaratıldığını iddia etti.
Ülkede herkesin bundan bıktığını belirten Gökçebel, ülkenin artık bir düzene ihtiyacı olduğunu, her alana sistem ve denetim getirilmesi gerekliliğine işaret etti.
Ülkede askerden polise Merkez Bankası’ndan Sivil Savunma’ya atamaların ülke makamları tarafından yapılması gerektiğini ifade eden Gökçebel, sürekli maaşların gündem yapılması ve ülkeye uygun olmayan bazı dayatmaların yapılmasıyla halkın da aşağılandığını savundu.
Toplumun mücadeleye devam edeceğini, 13. maaşının hak olduğunu, vesayet yaratmadığını ifade eden Gökçebel, bu konuların çözümünün hükümet ve elçilik elinde olduğu görüşünü belirtti.
“EKONOMİK PAKET DEĞİL İNSANCA YAŞAMAYI SAĞLAYACAK SİSTEM İSTİYORUZ”
Hükümetin çalışanın ve halkın üzerinden oynamak yerine ülkeye sistem getirmesi ve kaynakları doğru kullanmasını isteyen Gökçebel, ülkede ekonomik paketler değil, insanca yaşamayı sağlayacak bir sistem istediklerini söyledi.
Gökçebel, KTÖS'ün bugün sembolik bir eylem yaptığını ancak ülkede her alanda mevcut politikaların artık sürdürülemeyeceğini belirterek, "Eylem Kıbrıs Türk toplumunun sesidir" dedi.
Şener Elcil de yeniden söz alarak, ülkenin 1974'ten sonra Türkiye'nin çöplüğü haline getirildiğini iddia etti.
Elcil, şimdi de ülkeye suyun getirildiğini ancak durumun ortada olduğunu ifade ederek, bugün sembolik olarak elçiliğe boru getirdiklerini; borunun içinden ülkede batırılan sektörler, hastalıklar, iflas ettirilen kurumlar, gece kulüpleri, kaçakçılık ve benzeri kabul edilemez olayların çıktığını kaydetti.
Konuşmaların ardından KTÖS Yönetim Kurulu üyeleri Mebruke Diren ile Onur Bütüner sendikanın “Kaynak yoktur deyip mazeret üretenlere işte kaynak” başlıklı basın açıklamasını okudu.
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil imzalı basın bildirisinde; kaynak üretilmesi için ilk olarak resmi nüfus rakamlarına göre 50 milletvekilinin çok olduğu ve bu sayının 30’a düşürülüp 20 milletvekili maaşı tasarruf edilebileceği kaydedildi.
KKTC’de 28 belediyenin de nüfus ölçeğine ve mevcut yasalara göre çok olduğunu ve bunun da azaltılıp başkanlık harcamalarından tasarruf edilebileceğine işaret eden KTÖS, ayrıca devletin tepesinden başlamak üzere yüksek maaşlardan kesintiye gidilip, tabandan maaş çekenler ve asgari ücretlilerin desteklenebileceğini kaydetti.
KAYNAK YARATILMASI İÇİN ÖNERİLER
KTÖS’ün ülkede kaynak yaratılmasına yönelik 23 maddelik düşünceleri arasında “Müşavirlik uygulamasının kaldırılması, üçlü kararnameyle atamaların müsteşarlık dışında kaldırılması; görev yerine gitmeyen, yasalar gereği çalışmayan partizanca korunan öğretmen, memur, işçilere disiplin soruşturması açılıp görevlerine son verilmesi; Cumhurbaşkanlığı’nın ‘örtülü ödeneği’nin kaldırılması; Türkiye’den gelen resmi heyet harcamalarının kaldırılması; polis sayısının azaltılması; kumarhane ve bet ofislerinin vergileri artırılarak kapanmaları yönünde yaptırım uygulanması; emekli maaşlarına tavan düzenlemesi getirilmesi; ‘Nereden Buldun Yasası’ çıkarılarak vergi ve servet kaçıranlar takibe alınması; vergi bağışlamaktan vazgeçilmesi; çalışma izniyle gelenlerin ailelerini getirmeleri durumunda işverenlerinden ek vergi talep edilmesi; TC’li şirketlerin 15 yıllık vergi muafiyetinin kaldırılması; batık bankaların sorumlularından paraların talep edilmesi; askeri kantinlerin faaliyetlerinin 1960 antlaşmalarındaki düzeyine getirilip, buradaki kayıt dışı ticaret ekonomiye kazandırılması; savunma fonlarının denetim altına alınıp sosyal devlet amaçları için kullanılması; Türkiye’den veya diğer ülkelerden gelen sanatçılardan vergi alınması; teşvik primlerinin doğrudan üreticiye yönlendirilmesi; dış temsilciliklerdeki ticari şirketlere yapılan harcamaların kontrol altına alınması; dünya zenginleri arasına giren üniversite sahiplerinden vergi alınması.”