Maviş, “Gazimağusa’da bazı öğrencilerin bir öğretmeni darp etmesi, Güzelyurt’ta bir öğrencinin diğer öğrencinin kafatasını çatlatması, Lefkoşa’da bir öğretmenin öğrencisine şiddet uyguladığının basına yansıması” ve gazete sayfalarında yer bulan şiddet olaylarının şiddet kültürünün çok yönlü yansımaları olduğunu savundu.
 
Maviş, KTÖS adına yayınladığı yazılı açıklamada, basına yansıyan bazı ‘şiddet’ içerikli olayların sonucunun da her zaman doğru çıkmadığını belirterek, “deşifre ve istismarın” önüne geçilmesi gerektiğin altını çizdi.
 
Maviş, bu tür şiddet olayları karşısında ailelerin, öğrencilerin, öğretmenlerin veya toplumun izleyeceği yolun “cezasını ben veririm” anlayışı değil, adalet veya Eğitim Bakanlığı olduğunu da kaydetti.
 
Şiddet kültürünün önlenmesi, nefret söyleminin körelmesi ve çocuk hakları ile ilgili Okulöncesi, Eğitim ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği komitelerinin öğretmenlere ve topluma seminerler düzenleyip, eğitimler vermekte olduğunu kaydeden Maviş, “Şiddetin ölçüsü olmadığını ve yaşanan veya yaşanacak hiçbir olayı benimsemediğimizi, şiddete başvurduğuna kanaat getirdiğimiz her kimse karşısında olacağımız belirtiriz” ifadelerini kullandı.
 
Maviş açıklamasında “Bu anlamda Eğitim Bakanlığı’nın olayın özüne inip şiddet kültürü üzerine çocuklara, ailelere ve öğretmenlere hizmet içi kurs düzenlemesi kaçınılmazdır. Bununla birlikte okullarda rehberlik ve psikolojik danışmanlık servislerinin oluşturularak şiddet kültürünün önlenmesi ile ilgili öğrencilere, ailelere ve öğretmenlere de hizmet verilmesi gerektiğini ifade ediyoruz” dedi.