HP Çevre Çalışma Grubu’ndan yapılan yazılı açıklamada, özel çevre koruma bölgelerinde personel ve kaynak yetersizliği gerekçe gösterilerek, gerekli denetim ve faaliyetlerin yürütülmediği hatırlatıldı.
Açıklamada, geçmişte bu bölgelerde yapılması gerekenleri detaylandıran yönetim planlarının hazırlanıp uygulanmadığı ve ekipmanların da depolarda bekletildiği savunuldu.
Açıklamada, ülkede Kıbrıs Arı Orkidesi, Medoş Laleleri gibi endemik bitkiler, Yeşil Kaplumbağa ve Akdeniz Foku gibi nadir türlerin yaşadığı ve ürediği habitatlar, flamingolar ve pelikanlar gibi göçmen kuşların konakladığı sulak alanlar bulunduğu işaret edildi.
Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde geçerli olan Habitatlar Direktifi’ne göre nesli tehlike altındaki canlılara ve özel koruma statüsü olan yaşam alanlarına ev sahipliği yapan doğanın yasal olarak korunabilmesi için hassas bölgelere Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇKB) statüsü kazandırıldığı hatırlatılan açıklamada, ülkede gereken denetim ve faaliyetlerin yapılamadığı vurgulandı.
Açıklamada, Alagadi, Tatlısu, Karpaz, Güney Karpaz, Akdeniz, Mağusa Sulak Alanları, Avtepe ve henüz ilân edilmemiş olan Girne Dağları’nda Özel Çevre Koruma Bölgelerinde yapılması gereken habitat restorasyonu, popülasyon izleme, denetim, eğitim ve araştırma gibi birçok faaliyetin sivil toplum örgütlerine görev ve sorumluluk verilerek gerçekleştirilebileceğine dikkat çekildi.
Hazırlanacak eylem planlarının arazide STÖ’ler tarafından uygulanırken denetimin ise devlet kurumları tarafından yapılması gerektiğine işaret edilen açıklamada, “ülkemiz turizmini desteklediği, yaşam kalitemizi yükselttiği ve de aslında doğadaki her canlının yaşamaya hakkı olduğu için doğayı koruma etkin bir duruma getirilmeli, doğanın Özel Çevre Koruma Bölgelerinin STÖ’lerin aktif katılımı ile daha etkin bir şekilde korunması sağlanmalıdır” ifadelerine yer verildi.