Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile sivil toplum örgütü temsilcilerinin yanı sıra Türkiye’nin farklı şehirlerinden yoğun katılımın olduğu "Demokrasi ve Şehitler Mitingi" şölen havasında geçti.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne ait helikopterle havadan yapılan denetimde, metrekareye düşen kişi sayısı analizi sonucunda yaklaşık 5 milyon vatandaşın miting için Yenikapı'ya geldiği ve bu rakamın bugüne kadarki mitingler dikkate alındığında rekor bir katılım anlamına geldiği belirtildi.
Miting alanına ulaşım için 7 bin otobüs, 203 tekne, 10 vapur ücretsiz hizmet verdi. Silivri, Bakırköy, Yenikapı, Sirkeci, Eyüp, Sütlüce, Haliç Kongre Merkezi, Beykoz, Üsküdar, Kadıköy, Pendik ile Adalar iskelelerinden deniz araçları hareket etti. Engelli vatandaşlar için 50 adet otobüs tahsis edildi ve engelli araçları için araç sayısı kadar engelli tabelası hazırlandı.
Miting alanında 1 milyon watt gücünde ses sistemi kuruldu
Miting alanına 1 milyon watt gücünde ses sistemi kuruldu. Bunun, bugüne kadar Türkiye'de kurulan en büyük ses sistemi olduğu bildirildi. Alana kurulan ses sistemiyle 1,5 kilometre mesafeye ses iletimi sağlandı. Miting alanına 300 kişilik ekibin 3 gün süren çalışma sonucu kurduğu ses sisteminin enerji ihtiyacının 54 jeneratörle sağlandığı ve alana 22 led ekranın kurulduğu kaydedildi.
Miting alanında ses ve görüntü aktarmaları vinçler üzerine çekilen çelik halatlarla yapılırken, bu amaçla 6 bin metre halat çekildi. Görüntü aktarma ise 5 bin metre fiber hatla sağlandı.
"Demokrasi ve Şehitler Mitingi"ni takip etmek isteyen yabancı konuklar ve gazeteciler için İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin akıllı uygulaması tarafından "ibb simultane" hizmeti verildi. Başta İngilizce ve Arapça olmak üzere farklı dillerde, cep telefonları üzerinden online olarak simültane çeviri hizmeti sunuldu. Mitingde 48 kişilik canlı yayın ekibi görev aldı.
KKTC Başbakanı Halkı Selamladı
İstanbul Yenikapı tarihi bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. BaşbakanHüseyin Özgürgün'ün de katıldığı mitingde KKTC bayrakları dalgalandı.
Başbakan Hüseyin Özgürgün, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım'ın davetlisi olarak, İstanbul Yenikapı'da düzenlenen “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”ne katıldı.
KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün de Yenikapı Miting Alanı'na geldi. Özgürgün, platformda vatandaşları selamladı.
Özgürgün’e Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri, Gazimağusa Milletvekili Dursun Oğuz KKTC Tarım ve Orman Eski Bakanı Kenan Akın ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 15 Temmuz bu ülkenin yıkılmayacağını göstermiştir
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15 Temmuz, dostlarımıza bu ülkenin sadece siyasi, ekonomik, diplomatik saldırılara değil, aynı zamanda askeri sabotajlara karşı da güçlü olduğunu, yıkılmayacağını, rayından çıkmayacağını göstermiştir." dedi.
79 milyonun gazasının mübarek olmasının temennisinde bulunan Erdoğan, şöyle konuştu:
"O gece, adeta ölümü öldürerek sokakları, meydanları dolduran milyonlarca vatandaşımız içinden şehitlik ve gazilik şerefine nail olanlar, isimlerini tarihe altın harflerle yazdırdılar. İnanın bana, vatan uğruna verilen mücadelede bu rütbelere ulaşabilmek her zaman yakalanabilecek, her zaman elde edilebilecek bir ayrıcalık değildir."
"Bu görüntü düşmanları 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür"
"Demokrasi ve Şehitler Mitingi"nin coşkulu bir kalabalıkla gerçekleştirildiğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Şimdi burada Genelkurmay Başkanıyla, Yenikapı Meydanı'nda Cumhurbaşkanıyla, Başbakanıyla, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi genel başkanlarıyla, 81 vilayetimizdeki her görüşten, her meşrepten insanımızla verdiğimiz şu görüntü var ya işte bu görüntü inanın bana ülkemizin düşmanlarını en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür, kahretmiştir. Bu manzara, bin yıllık vatanımızın tek bir taşına dahi göz dikenlerin ödemeyi göze alacakları bedelin ilanı ve ispatıdır. Bu manzara, Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşacağının ilanı ve ispatıdır. Bundan sonra işimiz ne biliyor musunuz? Artık muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak."
"İşlerinin zor olduğunu görmenin kahrıyla uyandılar"
FETÖ'nün darbe girişiminin bazı gerçekleri ortaya koyduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"15 Temmuz, dostlarımıza bu ülkenin sadece siyasi, ekonomik, diplomatik saldırılara değil, aynı zamanda askeri sabotajlara karşı da güçlü olduğunu, yıkılmayacağını, rayından çıkmayacağını göstermiştir. Aynı gece Türkiye'nin yerle yeksan olması için ellerini ovuşturarak bekleyen düşmanlarımız ise ertesi güne bundan sonra işlerinin çok daha zor olduğunu görmenin kahrıyla uyandılar."
"Atılacak adım bellidir"
Erdoğan, idam talebine ilişkin şunları kaydetti:
"Şu anda, siyasi partilerimizin genel başkanları burada. Sizin zaten talebinizi biliyorlar. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre, sizler de idam talebinde bulunduğunuza göre, bunun kararını verecek olan merci, Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Meclisimiz böyle bir kararı verdikten sonra, atılacak adım bellidir. Onamaksa, Meclis'ten gelen böyle bir kararı, ben peşinen ifade ediyorum, onarım. Bu millet, egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre, eğer böyle bir kararı veriyorsa öyle zannediyorum ki siyasi partiler de bu karara uyacaktır."
"Millete kimse esareti asla getiremeyecektir"
Milletin, asla esaret ve zilleti kabul etmeyeceğini bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, 1920 yılında İstanbul ve İzmir başta olmak üzere ülkenin büyük bölümünün işgal altında olduğu kara günlerde şunu söylüyordu; 'Milletimiz çok büyüktür, hiç korkmayalım. O, esaret ve zillet kabul etmez. Fakat onu bir araya toplamak ve kendisine 'Ey millet, sen esaret ve zillet kabul eder misin?' diye sormak lazımdır. Ben milletimin vereceği cevabı biliyorum...' Şimdi burada bir kez daha soruyorum. Gazi'den 96 yıl sonra Yenikapı Meydanı'ndan aynı soruyu sizlere soruyorum. Ey millet, sen esaret ve zillet kabul eder misin? Mesele bu. Bu millete kimse bu esareti asla getiremeyecektir.
Sizler 15 Temmuz'da esaret ve zillet kabul etmeyeceğinizi, namlulara göğsünüzü dayayarak, tankların önüne yatarak, uçaklara ve helikopterlere dahi hamleler yaparak bilfiil gösterdiniz. Hani ne diyor İstiklal Marşımızda; 'Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.' Siz, göğsünüzü siper ettiniz, namluların ucuna geldiniz, bizzat vücudunuzu koydunuz, tankların altına yattınız."
"Benzer teşebbüste bulunan herkes milletimden aynı cevabı alacaktır"
Hükümetin, askeri liselerin kapatılmasına yönelik bir açıklama yaptığını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bazı eski askerler bunun yanlış olduğunu söylediler. Şimdi ben de onlara buradan sesleniyorum, diyorum ki; işte oradan yetiştirilmiş olan o tek tip FETÖ'cüler işte bu olayı yaptılar. Şimdi biz de diyoruz ki; harp okullarımız duracak. Tüm liselerimizden, bu ülkenin liselerinden yetişenler hepsi gelsin rahatlıkla buraya girsin. Tek tip niye olsun, hepsinden girsin ve Harp Akademilerinde, harp okullarında hangi eğitim veriliyorsa onlar orada verilsin. Bundan sonra benzer teşebbüste bulunan herkes milletinden, milletimden aynı cevabı alacaktır."
"Arkasındaki güçleri çok iyi değerlendirmeliyiz"
Devlet ve millet olarak, 15 Temmuz darbe girişimini çok iyi analiz edilmesinin önemine işaret eden Erdoğan, "Sadece bu ihaneti gerçekleştirenleri değil, onların arkalarındaki güçleri, onları harekete geçiren saikleri de çok iyi değerlendirmeliyiz." dedi.
"Davaları yeni baştan incelemeliyiz"
Yakalanan birlik ve beraberlik ruhunun en iyi şekilde değerlendirilmesi, 15 Temmuz'un daha güçlü, daha müreffeh Türkiye'nin inşası için bir milat haline dönüştürülmesi gerektiğini bildiren Erdoğan, "Yakın tarihin vicdanları kanatan, kafalarda soru işaretleri oluşturan tüm sorunlu, sıkıntılı olaylarını yeniden masaya yatırarak, eksikleri, yanlışları ortaya koymalıyız. FETÖ ihanet çetesinin Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki etkinliğinin önünü açan davaları yeni baştan incelemeliyiz." diye konuştu.
"Haktan ve hakikatten yana olan herkes Yenikapı'dadır"
Türkiye'de gelinen noktada safların gayet net olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bir tarafta tüm kurumlarıyla, tüm siyasi partileriyle, tüm kesimleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti vardır. Diğer tarafta ise kimi etnik istismar, kimi dini istismar, kimi ideolojik sapkınlık içinde olan terör örgütleri vardır. Onların arkasındaki karanlık güçler vardır. Devletinden, milletinden, haktan ve hakikatten yana olan herkes burada, Yenikapı'dadır. Buradan 80 vilayete selam olsun. Buradan 79 milyona selam olsun." dedi.
"Arkalarındaki güçleri de çok iyi biliyoruz"
Terör örgütleri mensuplarının, kiminin adliyede akıbetini beklediğini, kiminin cezaevinde cezasını çektiğini, kiminin de mezarda nihai hesabını verdiğine işaret eden Erdoğan, "Onların arkalarındaki güçleri de çok iyi biliyoruz. Vakti, saati geldiğinde hesaplarını önlerine koyacağız." dedi.
"Bu girişim aynı zamanda bir terör eylemidir"
15 Temmuz'un, ordu içine sızmış FETÖ ihanet şebekesi mensuplarının başlattığı bir darbe girişimi olmasına karşın hadisenin sadece bundan ibaret olmadığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Aynı zamanda PKK ve DAEŞ'in silahlı eylemleriyle elde edilmek istenen neticenin, asker elbisesi giymiş teröristler eliyle yeni bir safhaya çıkartılma girişimidir. Yani bu girişim aynı zamanda bir terör eylemidir. Tüm bu özelliklerinin yanı sıra 15 Temmuz, ülkesine ve milletine ihanet eden bir silahlı güç eliyle ülkemizi işgal girişimidir. Şayet darbe başarılı olsaydı bin yıldır bizim olan bu coğrafyanın kimlere altın tepsi içinde sunulacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz."
"Hiç kimse endişeye kapılmasın"
FETÖ'nün gayrimeşru şekilde elde ettiği güçle dizayn etmek istediği siyaset, medyay ve iş dünyasının yeniden kendi tabii seyrine oturtulması gerektiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yurt içinde milletimizin dini hassasiyetini, merhametini, iyilik ve yardımlaşma duygularını istismar ederek elde ettikleri tüm imkanları milletimizin emrine vermeliyiz. Hiç kimse, kapatılan yurtlardan, okullardan, evlerden dolayı endişeye kapılmasın. Gerek devletimizin ilgili kurumları, gerekse aynı alanda hizmet veren sivil toplum kuruluşlarımız çok daha iyisiyle, çok daha fazlasıyla bu boşluğu dolduracaklardır. Yurt dışında ülkemizin adını ve itibarını kullanarak elde ettikleri imkanları da asli sahibine, yani devletimize ve milletimize kazandırmalıyız. Hükümetimiz, Olağanüstü Hal ilanı sonrasında sahip olduğu yetkiyle tüm bu alanlarda çok önemli adımlar attı, atmaya devam ediyor."
"Bu milletin mayası sağlamdır"
Milletin her bir ferdinin kendi özgür iradesiyle verdiği kararlara teslim olmak, boyun eğmek gerektiğini savunduklarını hatırlatan Erdoğan, "Bu millete, 79 milyon vatandaşımıza bakıp, eğitimsiz, pısırık, işe yaramaz bir insan yığını gördüklerini söyleyenler zaman zaman söylüyorum, 15 Temmuz'da hayatlarının en büyük şokunu, en büyük mahcubiyetini yaşamışlardır. Artık şu gerçeği herkesin kabul etme zamanı gelmiştir. Bu milletin mayası sağlamdır." dedi.
"Gönül sınırlarımız her coğrafyayı kapsayacak kadar geniştir"
Türk halkının fiziki sınırlarının başka, gönül sınırlarının başka olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ne diyor şair? 'Ellerin yurdunda çiçek açarken bizim ile kar geliyor gardaşım/ Bu hududu kimler çizmiş gönlüme, dar geliyor, dar geliyor gardaşım.' Evet, bizim gönül sınırlarımız bizi kardeşi ve dostu olarak gören her toplumu, her coğrafyayı kapsayacak kadar geniştir. İnşallah önümüzdeki dönemde hem kendi insanımızın hem umudunu bizi bağlamış dünyanın tüm mazlumlarının yüzünün güleceği bir dönem olacaktır."
"Yaptıklarının bedelini ödeyecekler"
Tüm kurumlardaki incelemelerin süreceğini belirten Erdoğan, "Bundan böyle artık altımızda kimler var, nerede kim var, bunları her birimde çok iyi inceleyeceğiz. Yargıda kim var, inceleyeceğiz ve bunları da kapıya koyacağız. Cezaeviyse cezaevine koyacağız ve yaptıklarının bedelini ödeyecekler." dedi.
"Bu senaryo onların boylarını çok aşar"
Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarının ismini hala ağzına almaktan çekinenler bulunduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Çekinmeyelim, muktedir olanlar bunların isimlerini aynen ifade etsinler ki bilmeyenler bu FETÖ'cüler kimdir, bu FETÖ kimdir, Fetullahçı Terör Örgütü kimdir, bunu öğrensin. Ülkemize yönelik tehdidin görünürdeki maşalarıdır. Biliyoruz ki bu oyun, bu senaryo onların boylarını çok aşar. Elbette bu örgütü tüm mensuplarıyla ortaya çıkarmak ve hukuk dairesinde imha etmek mecburiyetindeyiz ama sadece bununla yetinirsek, devlet ve millet olarak bünyemizi benzer virüslere karşı yine savunma noktasında zayıf bırakmış oluruz."
"Yarınlar onlar için bekledikleri gibi olmayacak"
15 Temmuz gecesi kalpleri Türkiye için atan yurt dışında yaşayan Türklere şükranlarını sunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu vatandaşlarımızın Batı medyasının tacizleri, olumsuz yayınları sebebiyle zor günler geçirdiklerini biliyorum. İşte Almanya. Ben video konferansla orada mitinge bağlanacaktım, bağlatmadılar. Olumsuz karar verdiler. Hani demokrasi? Ama Kandildekilere video konferansla yayın yaptırdılar. Ne olursa olsun, yarınlar onlar için bekledikleri gibi olmayacak, bumerang gibi onları vuracak. Beslesinler o teröristleri. Yarın onlara çarpacaklar."
"Demokrasi nöbetine noktayı koyacağız"
Konuşmasının sonunda, yurt genelinde 'demokrasi nöbeti' tutan vatandaşlara seslenen Erdoğan, "Bu akşam demokrasi nöbetine bir virgül koyuyoruz. Tüm Türkiye'ye sesleniyorum, çarşamba akşamı inşallah noktayı koyacağız." dedi.
Başbakan Yıldırım: Feto Türkiye'ye gelecek, hesabını verecek
Başbakan Yıldırım, "Şunu herkes bilmelidir ki, 15 Temmuz gecesini milletimize zehir eden terör örgütü lideri Feto, Türkiye'ye gelecek, hesabını verecektir. Hiç merak etmeyin." dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda destan yazan bu millet, aynı ruhla 15 Temmuz destanını da yazdı. 15 Temmuz ikinci Kurtuluş Savaşı'dır." dedi.
Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı himayesinde, İstanbul Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi desteğiyle Yenikapı Miting Alanı'nda düzenlenen Demokrasi ve Şehitler Mitingi'nde konuştu.
Başbakan Yıldırım konuşmasına, "Bu Vatan Kimin" adlı şiirin, "Bu vatan, toprağın kara bağrında / Sıradağlar gibi duranlarındır / Bir tarih boyunca onun uğrunda / Kendini tarihe verenlerindir / Ardına bakmadan yollara düşen / Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan / Huduttan hududa yol bulup koşan / Cepheden cepheyi soranlarındır." dizelerini okuyarak başladı.
İstanbul’un bir kez daha tarih yazdığını ifade eden Yıldırım, "29 Mayıs 1453’te Sultan Fatih şehre girdiğinde ne kadar heyecanlıysa bugün o kadar heyecanlısın." ifadesini kullandı.
Yıldırım, şöyle konuştu:
Aramızda bulunan kahraman şehitlerimizin ailelerini yürekten selamlıyorum. İstanbul’u düşmana teslim etmeyen, kimi hastanede, kimi evinde, kimi aramızda olan kahraman gazilerimizi selamlıyorum. Sayın Cumhurbaşkanım, 15 Temmuz’da bu milletin önüne geçtiğiniz için, dik durduğunuz için, bu milleti son 100 yüzyılın en büyük tehlikesinden kurtardığınız için diklenmeden dik durduğunuz için sizlere teşekkür ediyorum, sizleri selamlıyorum."
"Milletten yana tavır koyanları selamlıyorum"
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanını ve bütün Cumhuriyet Halk Partisi mensuplarını, darbenin ilk saatlerinde, milli iradeden yana net tavır koydukları için yürekten selamlıyorum. Milliyetçi Hareket Partisinin değerli Genel Başkanını ve bütün ülkücü kardeşlerimi ilk andan itibaren hükümetimizin yanında, Cumhurbaşkanımızın yanında sarsılmaz bir demokrasi savunucusu olduğu için yürekten selamlıyorum. AK Parti'li kardeşlerim, CHP’li, MHP’li kardeşlerim, ismini sayamayacağım kadar çok olan her siyasi görüşten, her kesimden değerli vatandaşlarım, bu muhteşem kardeşlik tablosunu bugün bize yaşattığınız için, bizi buraya getirttiğiniz için hepinize çok çok teşekkür ediyorum. Milletim adına teşekkür ediyorum."
Sadece İstanbul'un değil bütün Türkiye'nin ayakta olduğunu, 81 ilin Yenikapı'daki mitingi izlediğini dile getiren Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yavru vatan Kıbrıs bizi izliyor, Kıbrıs’tan kalkıp gelen KKTC Başbakanını da selamlıyorum. Filistin, Bosna, Somali, Suriye, Irak’taki kardeşlerimiz bizi izliyor. Dünyanın her köşesinde soydaşlarımız kardeşlerimizin de kalbi bizimle. Buradan İstanbul'dan 81 vilayetimize, tüm dünyadaki kardeşlerimize selamlarımızı gönderiyoruz."
"Bugün hep birlikte Türkiyeyiz"
Yıldırım, Necip Fazıl'ın, "Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet / Güneşten başını göklere yükselt / Avlanır, kim sana atarsa kement / Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebed" dizeleri ile Nazım Hikmet'in, "Emret ki ölelim emret / Güneşi içiyoruz sesinde / Akın var güneşe akın /Güneşi zaptedeceğiz, güneşin zaptı yakın!" ve Azeri şair Ahmet Cevad'ın "İnciler dök, gel yoluna / Sırmalar serp sağ soluna / Fırtınalar dursun yana / Selam Türk’ün bayrağına” dizelerini de okudu.
"Bunlar engereklerdir, bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır, tanı bunları." ifadesini kullanan Yıldırım, "Burada biziz, beraberiz, bugün hep birlikte Türkiyeyiz." dedi.
Yıldırım, 97 yıl önce 19 Mayıs 1919’da İzmir'in işgaliyle Sultan Ahmet Meydan’ında 100 binlerin toplandığını anımsatarak, şunları söyledi:
"Minarelerden selalar yükseliyordu, düşman uçakları kalabalığın üzerinden uçuyordu. Ama hiç kimse başını eğmedi, hiç kimse ölümden korkmadı. Kürsüye çıkan Halide Edip, o muhteşem topluluğa, 'Toprağın üzerinde şerefsiz yaşamaktansa altında şerefle yatarız'. İşte 97 yıl önce bu aziz millet, toprağın altında şerefiyle yatanlar sayesinde toprağın üzerinde şerefle yaşıyor."
"15 Temmuz ikinci Kurtuluş Savaşı'dır"
Yıldırım, 15 Temmuz akşamı da bir işgal girişimiyle, FETÖ terör örgütünün hainlerinin bir ihtilal teşebbüsüyle karşı karşıya kaldıklarına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Üzerimizden uçaklar uçtu, tanklar caddeleri işgal etti, asker kıyafetindeki teröristler silahlarıyla millete kan kustu. Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımız milleti meydanlara davet etti. Yine selalar okundu, ezanlar başta başa Türkiye'de yankılandı. İşte bu aziz millet, İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de 81 vilayette hep birden şunu söyledi, 'Toprağın üzerinde şerefsiz yaşamaktansa, toprağın altında şerefle yatarız, şehit oluruz, gazi oluruz'. Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda destan yazan bu millet, aynı ruhla 15 Temmuz destanını da yazdı. 15 Temmuz ikinci Kurtuluş Savaşı'dır. Allah'a hamdolsun, toprağın altında şerefiyle yatan şehitlerimiz sayesinde bugün bu topraklarda şerefimizle, bağımsızlığımızla, kardeşliğimizle bir olarak, beraber olarak yaşıyoruz. Güya Türk askeri kılığına girip topraklarımızı işgal edeceklerdi. Sanki bu milletin iradesini çalacaklardı. Allah şerleri hayra çevirir, bizi öldürmeyen her darbe bizi daha da güçlendirir. İşte burada olduğu gibi."
"Bu tarihi tabloyu hesap edemediler"
Haçlı seferlerinin bütün İslam dünyasını birleştirdiğine dikkati çeken Yıldırım, "Ankara Savaşı'nda bize fetret yaşattılar ama biz oradan bir cihan devleti olarak doğduk. Yüzyıl önce bu toprakları işgal ettiler ama biz oradan tek bir devlet, tek bir milet olarak doğduk. İşte bugün bize kötülük yapacaklarını zannedenler yanıldılar. Bu muhteşem, bu tarihi, anlamlı tabloyu hesap edemediler." ifadelerini kullandı.
Siyasette meydana gelen bu birleştirici tabloyu, birlikteliği bozmayacaklarını vurgulayan Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Uzlaşmayı, işbirliğini daha da güçlendireceğiz. Türkiye'yi milletimizle, siyasi partilerimizle, sivil toplumumuzla, liderliğimizde 2023 hedeflerine taşıyacağız. Kürt ile Türk'ün arasına girenler işte bu hainlerdi. Kürt ile Türk arasındaki bu mikropları temizleyeceğiz. Terör örgütlerini aradan çıkaracağız. İnşallah Türk, Kürt, Alevi, Sünni arasındaki muhabbet, dayanışma, kardeşliği daha da geliştireceğiz. Aramıza giren bölücü terör örgütünü de milletimizin arasından çıkaracağız. Hangi mezhepten, hangi meşrepten olursa olsun bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara asla fırsat vermeyeceğiz."
Bir olunduğunda ulaşamayacak, yapamayacak hiçbir işin olmayacağına işaret eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Beraber olursak aşamayacağımız hiçbir engel yok. Birlikte olursak, birlikte Türkiye olursak çözemeyeceğimiz hiçbir sorunumuz yok. İşte bugün buradaki tarihi birlikteliği gözümüz gibi koruyacağız. İntikam duygusuyla değil, adaletle, hukukla hareket edeceğiz. Bu terör örgütünün mensuplarından, şehitlerimizin, gazilerimizin hesabını soracağız. Demokrasiden taviz vermeyeceğiz, özgürlükleri daha da geliştireceğiz, ekonomimizi daha da büyüteceğiz, düşmanlarımızı azaltacak dostlarımızı çoğaltacağız. 15 Temmuz, Türkiye'nin mikroplarından temizlendiği gündür. Bugün Türkiye temizlik yapıyor. Devleti kilitleyen, ekonomiyi daraltan, milleti rahatsız eden unsurları teker teker ortadan kaldırıyoruz."
"Feto, Türkiye'ye gelecek, hesabını verecektir"
Başbakan Yıldırım, "Şunu herkes bilmelidir ki, 15 Temmuz gecesini milletimize zehir eden terör örgütü lideri Feto, Türkiye'ye gelecek, hesabını verecektir. Hiç merak etmeyin, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, birlikte Türkiye olacağız." diye konuştu.
Gençlere, "Bunlar memleket meselesiyle ilgilenmez." diyenler olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "15 Temmuz gecesi ne kadar yanıldıklarını gördüler. Tankların önüne göğsünü siper eden, tankların önüne yatan gençlerimizi, kadınlarımızı yürekten kutluyorum. Allah sizden razı olsun. Millet size minnet borçludur." ifadesini kullandı.
Başbakan Yıldırım, sözlerini, "Rabiamız, tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak. Ay yıldızlı bayrağımız hepimize yeter." diyerek tamamladı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: 15 Temmuz bir uzlaşma kapısı araladı
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "15 Temmuz bir uzlaşma kapısı araladı bize. 15 Temmuz'da artık yeni bir Türkiye vardır. Eğer bu uzlaşma kültürünü daha ileriye taşıyabilirsek, çocuklarımıza güzel bir Türkiye'yi hep birlikte bırakmış olacağız." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı himayesinde, İstanbul Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi desteğiyle Yenikapı Miting Alanı'nda düzenlenen "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"nde konuştu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Artık 15 Temmuz'un bir özelliği var; 15 Temmuz bir uzlaşma kapısı araladı bize. 15 Temmuz'da artık yeni bir Türkiye vardır. Eğer biz bu gücü, bu uzlaşma kültürünü daha da ileriye taşıyabilirsek, çocuklarımıza güzel bir Türkiye'yi hep birlikte bırakmış olacağız." dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yuvalanan bir çetenin 15 Temmuz akşamı, Türk demokrasisine, parlamentoya darbe yapmak istediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Daha doğrusu size, bize, hepimize darbe yapmak istedi." diye konuştu.
Özellikle TBMM'yi 15 Temmuz akşamı sabaha kadar açık tutan ve yöneten TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a teşekkür eden Kılıçdaroğlu, parlamenter sisteme karşı darbe yapmak istendiğini ve bunun Cumhuriyet tarihinin en kanlı darbe girişimi olduğunu kaydetti.
TBMM'nin gazi, Kurtuluş savaşını yöneten bir meclis olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"TBMM sabaha kadar çalışarak darbecilere dik durarak, sadece kendi onurunu değil sizin seçip parlamentoya gönderdiğini milletvekillerinin onurunu ve milletimizin onurunu korumuştur. O nedenle parlamentoda grubu bulunan 4 siyasi partinin liderleri ve milletvekilleri darbeye karşı açık net bir tavır koymuşlardır. Darbeye karşı demokrasi bildirgesini hep beraber imzalamışlardır. Gönül ister ki bu güzel toplantıya, bu güzel mitinge, bu güzel beraberliğe eşlik etmek için sadece parlamentoda değil, parlamento dışındaki genel başkanlar da burada olsaydı. Son derece mutlu olurdum. Çünkü Gazi Mustafa Kemal şunu söylüyor, 'Söz konusu vatansa gerisi teferruattır' diyor. Bizim için söz konusu vatandır. Sonuna kadar vatana sahip çıkacağız. Artık 15 Temmuz'un bir özelliği var; 15 Temmuz bir uzlaşma kapısı araladı bize. 15 Temmuz'da artık yeni bir Türkiye vardır. Eğer biz bu gücü, bu uzlaşma kültürünü daha da ileriye taşıyabilirsek, çocuklarımıza güzel bir Türkiye'yi hep birlikte bırakmış olacağız."
"Bundan ders çıkarmamız lazım"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, neden ve niçin bu noktaya gelindiğini sorarak, teşhisi doğru konulduğunda tedavinin de güzel olacağını söyledi.
"Bir musibet, bin nasihattan evladır" diye bir atasözünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Dolayısıyla ben dahil bütün siyasilerin bu musibetten ders çıkarması lazım. Ben dahil bütün siyasi parti genel başkanlarının yeni bir olaya zemin hazırlamadan Türkiye'yi çağdaş uygarlığa götürmesi lazım." dedi.
"Cumhuriyet tarihimizin en kanlı darbe girişimidir bu"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyet tarihimizin en kanlı darbe girişimidir bu. 240 şehidimiz var, 240 aslanımızı toprağa verdik, 240 demokrasi şehidimize Allah'tan gani gani rahmet diliyorum. Onlar bizim demokrasi tarihimizdeki altın sayfalarda yerlerini aldılar. Onları unutmayacağız ve unutturmayacağız, demokrasinin kahramanlarıdır onlar." şeklinde konuştu.
"Sorgulayan bir eğitim sistemini hayata geçirmemiz gerekir"
Sorgulayan bir eğitim sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
"Demokrasinin güçlenmesine sadece bugün için değil gelecekte de katkı vermek zorundayız. Demokrasinin güçlenmesi için mutlaka ama mutlaka sorgulayan bir eğitim sistemini hayata geçirmemiz gerekir. Çocuklarımız irfanı hür yetişmeli. Vicdanı hür yetişmeli. Fikri hür yetişmeli çocuklarımız."
"FETÖ terör örgütü, ordunun içinde yuvalandı"
FETÖ'nün ordunun, yargının ve devletin içine yuvalandığını belirten CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"FETÖ terör örgütü, ordunun içinde yuvalandı. FETÖ terör örgütü, yargının içinde yuvalandı. FETÖ terör örgütü, devletin her kademesinde yuvalandı. Biz buna daha önce 'F tipi örgütlenme' diyorduk. Şimdi 'Fetullah Gülen Terör Örgütü' olarak tanımlanıyor, savcı da iddianamesini böyle yazıyor. Yargının bağımsızlığı neden önemlidir? Adalet istiyoruz. Adaleti nerede tecelli ettireceğiz? Mahkemede tecelli ettireceğiz. Eğer bir hakim vicdanıyla değil, bir hakim Pensilvanya'dan aldığı talimatla karar veriyorsa o hakim, hakim değil, o mahkeme de mahkeme değildir."
"Devlet adalet üzerinde yükselmek zorundadır"
Devletin haksızlıklarla mücadele ederken hukukun dışına çıkmaması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Lütfen bu sözümü çok dikkatli dinleyin. İçimizden bir kişinin bir tek kişinin bile emeği, eseri, zamanı ziyan olduğunda bu tüm Türkiye'nin ortak kaybıdır. Tekrarı diyorum, bu ülkede bir kişi bile haksızlığa uğradığında, bir kişi bile mağdur olduğunda bu tüm Türkiye'nin kaybıdır. Bu nedenle ülkemizi yeniden inşa ederken yeni mağduriyetler yaratmamalıyız. Hukuk diyoruz, hukukun üstünlüğü diyoruz, adalet diyoruz, devlet adalet üzerinde yükselmek zorundadır. Hani deniyor ya adalet mülkün temelidir yani adalet devletin temelidir" diye konuştu.
Konuşmasının sonunda şair Nazım Hikmet'in "Dört nala gelip uzak Asya'dan/Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan/Bu memleket bizim/Kapansın el kapıları/Bir daha açılmasın/Yok edin insanın insana kulluğunu/Bu davet bizim/Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür/ ve bir orman gibi kardeşçesine/Bu davet,/Bu hasret bizim" şeklindeki dizelerini okuyan Kılıçdaroğlu, konuşmasını, "Evet bu hasretle hepinizi, muhabbetle kucaklıyorum. Hepinize en içten saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. Allah bir daha Türkiye'ye böyle acı olaylar yaşatmasın. Hep beraber, hep birlikte yürek yüreğe, omuz omuza, kol kola demokrasimize saygılı olalım ve demokrasimize sahip çıkalım. Hepinizi en içten selamlar, saygılar, sağ olun var olun" diyerek tamamladı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli: Türkiye'mizin şahlanışını gururla izliyorum
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Bahtiyarım çünkü Türkiye'mizin şahlanışını gururla izliyorum. Mutluyum çünkü millet burada, irade burada, inanç burada. Bükülmez bilek, eğilmez baş, yenilmez milli kudret burada, bu meydandadır." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı himayesinde, İstanbul Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi desteğiyle Yenikapı Miting Alanı'nda düzenlenen "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"nde konuştu.
Türk halkının, oynanan oyunlara rağmen cesaretle dik durarak hainlere dersini verdiğini, teröristlere haddini bildirdiğini ifade eden Bahçeli, "Bahtiyarım çünkü Türkiye'mizin şahlanışını gururla izliyorum. Mutluyum çünkü millet burada, irade burada, inanç burada. Bükülmez bilek, eğilmez baş, yenilmez milli kudret burada, bu meydandadır." dedi.
"Boğulduklarını sandıklarımızın yeniden karşı harekatıdır"
Alim ve hoca görünümlü bir teröristin sığındığı Pensilvanya'dan estirdiği beddua seanslarıyla, nefret söylemleriyle, öfke nöbetleriyle çetesine, cinayet örgütüne "Türkiye'ye vurun" emri verdiğini vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
"İblise ruhunu satan bu vaiz, Müslüman görünümlü bu voyvoda; vadanlıkta, ihanette Türk ve Türkiye düşmanlığında doruğa çıktı, fitne ve münafıklıkta rekorlar kırdı. Haçlı emellerinin taşıyıcılığını yapan FETÖ, Türkiye'nin kalbine nişan aldı. Tarihi şark planının hissedarları FETÖ'yü Türk milletine saldırttı. Türk vatanını çekemeyen, üzerine çöreklenmek isteyen, milletimizin varlığından rahatsız olan ne kadar kanı bozuk olan çevre varsa FETÖ'nün sırtını sıvazladı, eline silah tutuşturdu. 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü; 627 yıl önce Kosova'da mağlup olanların yeni bir kalkışmasıdır. 620 yıl önce Niğbolu'da ezilenlerin tekrardan başını kaldırmasıdır. 572 yıl önce Varna'da, 563 yıl önce İstanbul'da, 490 yıl önce Mohaç'ta döktükleri kanda boğulduklarını sandıklarımızın yeniden karşı harekatıdır. 15 Temmuz'da TBMM'yi, emniyet ve istihbarat kuruluşlarını bombalayıp, sivil ve masum vatandaşlarımızı katledenlerle; 101 yıl önce Çanakkale kıyılarına gelip üzerimize ateş saçanlar aynı karanlık yolun yolcusudur. Bunlar Müslüman Türk'ün canıyla beslenen, hayat ve varlık haklarını çiğnemekle görevlendirilen yaratılmışların en aşağısı, en alçağıdır."
"Çünkü siz Türk milletisiniz"
15 Temmuz'da tankın önüne milli vicdanın dikildiğine dikkati çeken Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"15 Temmuz'da mütecaviz ve melun girişime millet 'dur' dedi. Demokrasinin namusunu, cumhuriyetin şeref ve kazanımlarını sizler korudunuz, milli sipere sizler yattınız. Helal süt içmiş hangi vatan evladı, 15 Temmuz akşamındaki böyle bir tablo karşısında suskun kalabilirdi? Kim, milletimize biçilmek istenen bu kefeni kader diye kabul edebilirdi? Hangi millet ve vatan sevdalısı kardeşim olanları hazmedebilirdi? Tanı ağarmayan zifiri geceye mahkum etmek istediler, itiraz ettiniz. İradenizi çalmak istediler, reddediniz. Yeri geldi tankın önüne yattınız. Yeri geldi kurşunların üzerine tıpkı gül bahçesine girercesine yürüdünüz. Ateşe, kine, nifaka kafa tuttunuz, ihanete bu aziz vatanı dar ettiniz. Çünkü siz Türk milletisiniz. Çünkü siz Türkiyesiniz. Sizler büyük bir ecdadın, muazzam bir tarihin mirasçılarısınız."
Genelkurmay Başkanı Akar: Milletimize ihanet edenler en ağır şekilde cezalandırılacak
Genelkurmay Başkanı Akar, "Bu rezaleti Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, mazisi şan ve şerefle dolu Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ve asil milletimize yaşatan hainler, en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın." dedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, "15 Temmuz günü ülkemizin tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış bir grup illegal çete mensubu terörist hain Fetullahçı Terör Örgütü, tarihimizde görülmemiş bir şekilde, vatanımıza, milletimize, cumhuriyetimize bu zilleti ve rezaleti yaşatmış ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin şan ve şerefle dolu geçmişine kara bir leke sürmüşlerdir." dedi.
Akar, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, İstanbul Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi tarafından Yenikapı'da düzenlenen "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"nde yaptığı konuşmada, böyle anlamlı bir mitingde, Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesiyle birlikte bulanmanın onur ve heyecanını yaşadığını söyledi.
Orgeneral Akar, 15 Temmuz'da ülkenin tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte TSK'ya sızmış bir grup illegal çete mensubu terörist hain Fetullahçı Terör Örgütü'nün tarihte görülmemiş şekilde vatana, millete, cumhuriyete bu zilleti ve rezaleti yaşattığını, TSK'nın şan ve şerefle dolu geçmişine kara bir leke sürdüğünü ifade etti.
"Alçaklara cevap alanlarda verildi"
Her yönüyle milli ve yerli olan yüksek siyasi liderlikçe verilen direktifler doğrultusunda asil millet ve onun bağrından çıkan TSK'nın gerçek evlatlarıyla, emniyet mensuplarının kahramanca ve ferasetle bu hain girişime karşı koyduğunu dile getiren Akar, TSK'ya ve bağrından çıktıkları millete ihanet eden bu alçaklara layık oldukları cevap tereddütsüz bir şeklide alanlarda verildiğini vurguladı.
Akar, bu rezaleti Türkiye Cumhuriyeti devletine mazisi şan ve şerefle dolu TSK'ya ve asil millete yaşatan hainlerin en ağır şekilde cezalandırılacağını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Bundan kimsenin şüphesi olamasın. Burada özellikle şunu belirtmek isterim,15 Temmuz akşam saatlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yuvalanan illegal çete mensubu terörist hainlerin Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminin, halkımızın peygamber ocağı olarak adlandırdığı Türk Silahlı Kuvvetlerinin vatanını, milletini, bayrağını seven ezici çoğunluktaki mensuplarıyla kesinlikle hiçbir alakası yoktur. Bu nedenle sizlerin yüce milletimizin asker elbisesi içerisine girmiş eli kanlı caniler, hainlerle görevinin başında olan, ülkemizin bekası için aynı zamanda bölücü terör örgütü PKK ve sınırlarımızın hemen yanı başındaki diğer tehditlerle de canla başla mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman, fedakar mensuplarını çok iyi ayırt ederek davranması bu zor süreçte bizlere güç ve moral vermiştir. Bundan dolayı hepinize tek tek teşekkür ediyorum, şükranlarımı sunuyorum. Bizlere gösterdiğiniz bu yakın ilgi, güven ve sevginin de ülkemizin, asil milletimizin birlik bütünlük ve güvenliği bakımından hayati öneme haiz olduğunun da bilincindeyiz. Asil milletimizin gözünü budaktan esirgemeden, canı pahasına milli iradenin hakimiyeti ve demokrasinin idamesi için gösterdiği kahramanlık, fedakarlık her türlü takdirin üzerindedir. Her zaman saygıyla ve şükranla anılacaktır. Bundan dolayı bir kez daha sizlerin şahsında asil milletimize saygı ve şükranlarımızı sunuyorum. "
"Hakimiyet milletindir düsturu en temel anlayışımızdır"
Orgeneral Akar, TSK'nın demokrasi ve hukukun üstünlüğüne bağlı, sadık, ezici çoğunluğunun devleti ve milletiyle birlikte hareket etme yönünde takındığı tutumla bütünleşerek tarihsel niteliği olan ordu-millet kavramının daha da güçlenmesini sağladığını söyledi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de işaret ettiği "hakimiyet milletindir" düsturunun en temel anlayışları olduğunu ve bu anlayışın sonsuza dek süreceğini vurgulayan Akar, şunları kaydetti:
"Milletimizin bağrından çıkan 'Bayrak, vatan, devlet ve milleti için ölürsem şehit, kalırsam gazi...' anlayışıyla ve bir ibadet feyziyle görev yapan Türk Silahlı Kuvvetleri, tüm personeliyle demokratik hukuk sistemi içerisinde devletimizin, yüce milletimizin emrinde ve görevinin başındadır. Sayın Cumhurbaşkanım bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha sizlerin huzurunda Türk Silahlı Kuvvetleri ve devletimizin başına bela olan bu hain şebekenin girişiminin bastırılmasında bilahare temizlenmesinde, başta zatı alileri olmak üzere canlarını ortaya koyarak mücadele eden aziz milletimle yani sizlerle Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve emniyet teşkilatımızın kahraman ve fedakar mensupları ve diğer devlet kurumlarımıza sonsuz saygı, şükranlarımı sunuyorum. Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı ve sabır gazilerimize acil şifalar diliyor en kalbi duygularımla sizleri ve sizlerin şahsında yüce Türk milletini saygıyla, şükranla, övünçle selamlıyorum. Zafer hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, asil milletimizin yüksek ve değer ve hedeflerine inananlarındır. Asil milletimizin, yani sizlerin, yolu bahtı açık olsun."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yenikapı Miting Alanı'nda düzenlenen "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"nden sonra bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, program öncesinde Başbakan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Kahraman ve MHP Genel Başkanı Bahçeli ile bir süre sohbet etti.