Hüdaoğlu, İmar Yasası’nda “ortak akılla hareket edilebilecek bir zeminin yaratılacağı”, yani “yerel yönetim, merkezi yönetim ve sivil toplum örgütlerinin yetki ve sorumluluk paylaşımına gidebileceği” düzenlemelerin ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti.
Hüdaoğlu bugün yayınladığı açıklamada, Girne 2. Bölge Emirnamesi’nde yapılan değişiklikleri eleştirdi. Hüdaoğlu, emirname değişikliklerinin, ülkedeki çevre ve imar düzeniyle ilgili yaşanan sorunlar ve adaletsizlikler ortada iken, birçok sivil toplum örgütünün, bölge halkının, ilgili belediyelerin ve bu konudaki teknik insanların görüşleri ve karşı duruşları, dikkate alınmaksızın göstermelik danışma toplantılarının ardından aceleyle Resmi Gazete'de yayımlanmasının kabul edilebilir olmadığını söyledi.
“EMİRNAME, HIZLI VE YAYGIN GELİŞMEYİ KONTROL İÇİN KULLANILMALI”
Ahmet Hüdaoğlu, “Hali hazırda bölgede yaşanmakta olan, trafik keşmekeşi, yeşil alan ve alt yapı yetersizliği, çevre ve kültürel miras ile ilgili sorunlar çözüm beklerken, 9 günlük Kurban Bayramı tatili öncesinde yayınlanan emirname değişikliği kentsel yaşam kalitesini daha fazla bozacak düzeyde büyük sorunlara yol açacaktır. Bu anlamda geride bıraktığımız bayramın kurbanı ne yazık ki Girne olmuştur” dedi.
Hüdaoğlu, halen yürürlükte bulunan 55/1989 sayılı İmar Yasası’nda İdare’ye verilen emirname yayınlama yetkisinin “hızlı ve yaygın gelişmeyi” kontrol altına alma bakımından kullanılması gerekirken emirnamede yapılan yapılan değişikliklerin, bölgedeki büyük otelleri ve toplam yatak sayısını artıracağını belirtti.
Hüdaoğlu, şöyle devam etti:
“Bu da, gerek Ülkesel Fiziki Planda bölgeler arası dengenin sağlanmasına yönelik ana stratejiyle, gerekse Turizm Gelişim Yasası’na dayalı Turizm Sektörü Politikalarıyla uyumlu değildir. Öte yandan söz konusu değişiklikler, Girne ve Çatalköy Belediyelerini kapsayan bölge için yürütülen İmar Planı çalışmalarını da olumsuz yönde etkileyecek nitelikte ve kapsamdadır”
“ARTIK YOLUN SONUNA GELİNMİŞTİR”
KTMMOB Başkanı Hüdaoğlu, “Gelinen aşamada, İmar Yasası’nın yürürlüğe girmesinden bu yana edinilen 27 yıllık deneyim göstermektedir ki, bir daire müdürü ile bir bakanın iki dudağı arasından çıkacak sözle hayat bulabilen emirname düzeni sürdürülebilir değildir. Bu anlamıyla artık yolun sonuna gelinmiştir” ifadelerine yer verdi.
Hüdaoğlu, İmar Yasası’nda “ortak akılla hareket edilebilecek bir zeminin yaratılacağı”, yani “yerel yönetim, merkezi yönetim ve sivil toplum örgütlerinin yetki ve sorumluluk paylaşımına gidebileceği” düzenlemelerin ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
“RÜZGÂR EKEN, FIRTINA BİÇER”
Ahmet Hüdaoğlu, şöyle devam etti:
“İmar planları hazırlanıncaya dek hızlı ve yaygın gelişmeleri frenlemek üzere, yani geçici süre ile yayınlanması gereken emirnameler ülkemizde kalıcı uygulamalar haline gelmiş ve giderek haksız rant sağlamaya hizmet eder biçimde kullanılır olmuştur. Bu da doğal olarak emirname düzeninin kamu vicdanında sorgulanmasına ve yargılanmasına yol açmaktadır. Hele ki ülkeyi yönetenlerin bunu ‘toplumun iradesinden daha büyük güçler vardır ve siz ne derseniz deyin, bizim için yoksunuz’ der gibi icraat yapması en hafif deyimi ile yönetenlerin kendini inkâr etmesi demektir. Bunun sonucu olarak da toplumun “artık yeter” demesinden ve yönetenleri yok saymasından daha doğal bir sonuç olamaz. Rüzgâr eken fırtına biçer!
Gelinen aşamada ana hedef; bilimsel temellere, sağlıklı bilgi ve doğru veriye dayalı, şeffaf, toplumun tüm kesimlerini sürece dahil eden, çağdaş planlama anlayışını harekete geçirmek olmalıdır. Bu anlamda sadece toplumun bir kesiminin istek, çıkar ve beklentilerini değil, tüm toplumsal kesimlerin ortak çıkar ve beklentilerini dikkate alınarak imar planlarının hazırlanması gerekmektedir”
“GİRİŞİMLERİMİZİ YOĞUNLAŞTIRACAĞIZ”
KTMMOB’nin Ülkesel Fizik Planın hedef, strateji ve politikalara sıkı sıkıya bağlı olduğuna işaret eden Hüdaoğlu, ülkeyi yönetenleri “bu planın işaret ettiği hedeflere, stratejiye ve politikalara sahip çıkmaya, gerekli yasal değişiklikleri yaparak Ülkesel Fizik Planla uyumlu imar planlarının hazırlanması için gerekli kaynak ve olanakları yaratmaya” davet etti.
Hüdaoğlu, açıklamasını “55/1989 sayılı İmar Yasası’nın, daha katılımcı, müzakereci, şeffaf, hesap verebilir, sorumluluk paylaşımı ve ortaklaşa yönetime dayalı bir planlama anlayışını getirecek şekilde değiştirilmesi için gerekli girişimleri yoğunlaştırmaya başlayacağımızı kamuoyuna duyurmak isteriz” ifadesiyle sona erdirdi.