Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) planlı ve sağlıklı gelişme için, yapılması gerekenin emirnameleri kaldırmak değil, verimliliği artırmayı, çevreyi ve kaynaklarımızı korumayı ve sosyal gelişimi öngören İmar Planlarının biran önce hazırlanması, Planlarının hedefine ulaşması için de, planlama araçlarının mutlaka devreye konması olduğunu vurguladı.
Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş'ın "Fasıl 96 Yollar ve Binalar Düzenleme Yasası'nın yürürlükte kalacağı ve tüm emirnamelerin kaldırılacağı" yönündeki açıklamasının, 'Hükümet olarak biz, plansız ve gelişigüzel büyümeden yana tarafız, ekonomik, çevresel ve sosyal açıdan planlı gelişme istemiyoruz" anlamına geldiğine dikkat çekildi. TDP, Hükümetin bu yönde bir karar alarak uygulamaya çalışmasının, öncelikle yasaların içeriğini bilmeme anlamına gelmesinin yanı sıra, buna ek olarak da toplumsal açıdan geri dönülemez yitimlere neden olacağı, kaos yaratacağı, özellikle de çevresel açıdan çok ciddi felaketlere yol açacağı uyarısında bulundu.
Konuyla ilgili yaşanan gelişmeler, mevcut uygulamalar ve yapılması gerekenlere yönelik değerlendirmelerin yapıldığı açıklamada, özellikle Annan Planı sonrasında, gerçekte ihtiyaç olmayan bir olgu üzerinden arazilerin ve kaynakların tüketildiği bir süreç yaşanması neticesinde, plansız ve sağlıksız gelişmeyi önlemek amacıyla bir çok yeni emirnamenin devreye konulduğu ve bazı bölgelerde kısıtlama getirildiği kaydedildi. Emirnamelerin plan hazırlanana kadar geçiş dönemi süresince plansız gelişmeyi önlemek için hazırlandığı hatırlatılırken, gerekli siyasi iradenin gösterilmemesi nedeniyle, ülkenin maalesef 20 yıldır emirnamelerle yönetilmeye çalışıldığı belirtildi.
"PLANLI GELİŞME ESAS OLMALIYDI"
Planlama yapma yetkisi elinde bulunan Şehir Planlama Dairesi'nin bu konuda tek başına yeterli olmaması, gerekli siyasi iradenin de ortaya konmaması nedeniyle ciddi sorunlar yaşandığına dikkat çekilen açıklamada, "Sürdürülebilir gelişme mantığına göre kentlerimiz kompakt olarak gelişebilmeli ve yaygın dağınık yapılaşma engellenebilmeliydi ve böylelikle hem ulaşım kaynaklı enerji tüketimi, hem de altyapı giderleri azalacak, ayrıca tarımsal araziler de korunmuş olacaktı. Kentler, çevresel, ekonomik ve sosyal açıdan sağlıklı gelişirken, tarım da bununla birlikte planlanmalıydı, ancak maalesef bugüne kadar bu yapılmamıştır" ifadeleri kullanıldı.
"ÇOK CİDDİ BİR HATA"
Emirnamelerin hemen ardından, özellikle yoğun yerleşimin bulunduğu bölgeler başta olmak üzere, imar planlarının yapılması gerektiği, geçtiğimiz yıl hayata geçen Ülkesel Fizik Planın yaşam bulmasının hemen ardından bu yönde ciddi çalışma yapılması gerektiği, ancak Girne ve Çatalköy Belediyeleri tarafından yürütülen çalışma dışında ciddi bir çalışmanın olmadığı belirtildi.
İçinde bulunulan dönemde, başlatılan imar planı çalışmalarının en erken zamanda tamamlanması, başlatılmayanların da en erken zamanda başlatılması ve tamamlanması yönünde irade konması gerekirken, "emirnameleri kaldırıyorum" demenin süreç tamamlanmadan ve hedefe ulaşılmadan geriye dönmek anlamına geleceği belirtildi, bunun da çok ciddi bir hata olacağı uyarısında bulunuldu.
"YAPILMASI GEREKEN"
TDP açıklamasında yapılması gerekenin ülkesel fizik plana uygun olarak imar planlarının en erken zamanda hazırlanması olduğu vurgulandı. Açıklamada şunlar kaydedildi: "Ülkesel Fizik Plan yapılırken, Şehir Planlama Dairesinin tek başına sıkıntı yaşayacağı gerçeğinden hareketle, sürece Yerel Yönetimlerin de dahil olması, Üniversiteler ile Odalar Birliği'nin de bir parçası olacağı bir üst kurul oluşturulması yönünde ortak görüş oluşmuştur. Bunun uygulanması için de yasada değişiklik yapılarak Şehir Planlama Dairesi'ndeki yetki ve sorumluk yerel yönetimlerle paylaşılmalıdır. Böylesi bir süreçle, Ülkesel Fizik Plana uygun İmar Planları çok daha sağlıklı ve hızlı bir şekilde tamamlanabilir.
"PLANLAMA ARAÇLARI ŞART"
Ülkesel Fizik Plana uygun olarak planların hazırlanması önemli olmakla beraber, sadece plan yapmak da yeterli değildir. Planın ardından, plan hedeflerine ulaşabilmek için Türkiye dahil, dünyada bir çok ülkede etkin ve yaygın olarak kullanılan planlama araçlarının ülkemizde de devrede olması gerekmektedir. Mevcut imar yasasında planlama araçlarının yer almaması, imar planı yapılmış olsa bile plan hedeflerinin hayat bulmaması gibi bir sonucu ortaya çıkarmaktadır.