Başbakan Yıldırım partisinin grup toplantısında konuşuyor. Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
DOLARDAKİ DALGALANMA VE EKONOMİK REFORMLAR
"Her askeri darbe sonrası milli gelir süratle erişmiş, 80 darbesiyle milli gelir 180 milyardan, 90 milyara gerilemiştir. IMF ile yapılan ilk anlaşma Türkiye'nin sırtında taşıdığı bir yük olmuştur. 14 Mayıs 2013'te artık IMF dönemini kapattık. Türkiye artık bu şekilde denetlenen ülke olmaktan kurtulmuş, denetleyen ülke sınıfına girmiştir. Üzerinde ekonomik yaptırımlarla oyun oynanan eski Türkiye senaryoları çöplüğe atılmıştır. Unutmayalım ki bugünlerde piyasalarda yaşanan olaylar Türkiye has değildir. Geçen hafta EKK'da dünyada ve Türkiye'deki bu durumun değerlendirmesini müzakere ettik. Küresel piyasalardaki dalgalanmalar, diğer ülkeleri olduğu gibi Türkiye'yi de olumsuz etkiledi. Özellikle ABD Başkanlık seçimi sonrası ortaya çıkan durum, izlenecek politikalar bir gösterge oldu. Aynı zamanda Suriye ve Irak'ta devlet otoritesi, hakimiyet yok. Orada milli güvenliğimizi için yoğun bir mücadele içindeyiz. Güneydoğuda sınır ötesi operasyonlarla PKK ve türevi örgütlerle mücadelemiz devam ediyor. FETÖ ile de mücadelemizi sürdürüyoruz. Bütün bu terör örgütlerine masum bebek muamelesi yapan ülkelerle de diplomatik mücadeleyi veriyoruz.
"BAZILARI SAZI ELİNE ALDI..."
2008 yılı ekonomik krizi, 2013 Gezi olayları, 17 Aralık... Döviz o dönemde de yükseldi. O sıkıntılı günleri atlattık bu krizlerin içinden çıktık. Vatandaşlarımızın desteğiyle bu durumun üstesinden geleceğiz. 8,5 milyon vatandaşımız 78 milyar lira müracaat etti, devlete olan borcunu ödemek için. Yetmedi 1 milyon 316 bin vatandaşımız da 34 milyar 254 milyonluk borcunu yeniden yapılandırmak istedi. 112 milyar lira vatandaşımız, kriz mi var al sana para. Terör olur, 15 Temmuz olur parasını bozdurur, hem alçakların darbesini sona erdirir, hem ekonomisini yoluna koyar. Kriz tellalarının kol gezdiği esnada bu parayı devletin kasasına yatırmak için sıraya giriyor.
Bazıları sazı eline almış dolar şöyle çıktı, böyle indi; felaket türkülerini söylemeye devam ediyor. Bunları sizler iyi bilirsiniz. Bunların adı felaket tellaları korosu. Bu koro 2008 yılında Cumhurbaşkanımız "Teğet geçecek" dediğinde de sazlarıyla meydanlara inmişti. Biz karınca gibi çalışıp kışın çetin şartlarına hazırlanıyoruz. Bunlar ağustos böceği gibi şarkı türkü. Bu millet kimi dinleyeceğini biliyor. Artık eski Türkiye yok. Türkiye'nin ekonomisi güçlü, temelleri sağlam. Biz ekonomimizin gücünü daha da artıracak reformlara kararlılıkla devam ediyoruz. Reel sektörü, ekonomiyi desteklemeyi sürdürüyoruz. Merkez Bankası gerekli araçları kullanıyor.
MERKEZ BANKASI KARARLARI
Ekonomik kriz var, dalgalanma var diyoruz, Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinde azalma söz konusu değil. Planlarımızı proaktif yaklaşımla en kötü senaryoya göre yaptık. Hükümet olarak belli başlı tedbirleri devreye aldık. Ekonomik reformlar, yatırım teşvikleri, cazibe merkezlerini oluşturulması, SKK barışı gibi düzenlemeleri yaptık, Meclis'ten geçirdik, şimdi uygulaması başladı. Cazibe merkezleriyle ilgili karar imzaya açıldı. Vergi, prim borcu gibi vatandaşla el sıkışılması için, önemli bir uygulamayı hayata geçirdik.
Merkez Bankası bazı tedbirler aldı. Bunlardan biri ihracatçılarımız mal satmak için Merkez Bankası'nda döviz alıyor, borçlanıyor, sonra borçlarını ödüyor. Döviz aldığınız borcu Merkez Bankası TL olarak ödeyebilirsiniz diyor. Merkez Bankası'nın amacı piyasanın ihtiyacı olan her türlü parayı vermektir. 2 milyar dolar kısa vadede piyasada kalması için önemli bir katkı. Bununla da kalmadık hükümet olarak da önemli karar aldık. Devletin alacaklı olduğu kurum ve kişiler var. Bunlar da döviz üzerinden 5 milyar dolar. Onlara da dedik, Türk parasıyla ödeyin. Böylece 5 milyar dolar daha bırakmış oluyoruz. Bu milli paramızın güçlü kalmasına da katkı sağlıyor. Bundan sonra yapılacak sözleşmelerde de yabancı parayla sözleşme yapmayacağız. Devletin yapacağı döviz ödemelerinde böyle bir değişiklik söz konusu değil. Döviz borcu varsa ödemeye devam edecek. Devlet yapacağı ödemeleri aslanlar gibi yapacak.
FETÖ'CÜLERİN EKONOMİK DEDİKODULARI
Şimdi bu FETÖ'cüler sermayeye kısıtlama olacakmış diye dedikodu yayıyorlar. Bunlar 17-25 Aralık'ta 15 Temmuz'da yapamadıklarını, dış ülkelerde Türkiye ekonomisini çökertmek için bütün gayretlerini gösteriyorlar. Benim Müslüman kardeşlerimin helal paraları lobi şirketlerine Türkiye'yi kötülemek için aktarılıyor. Artık bu milletten himmet değil, zırnık alamayacaksınız. İstiyorlar Türkiye ekonomik belirsizliğe, karamsarlığa girsin. Siz bu milleti tanklarla toplarla yıldıramamışsınız, 3-5 kuruşla mı yıldıracaksınız? Yeni Türkiye'nin kapısında son kullanma tarihi geçmiş, ekonomik kriz senaristleri cebinde 1 dolarla gezen ihanet aktörleri hiç boşuna beklemesin. Türkiye'yi kıskacına düştüğü IMF'den yarım asır sonra düzlüğe çıkan parti AK Parti. Bu hareketlilik Türkiye'ye özgü bir şey değil, bütün dünyada. ABD'de faiz artırım beklentisi başladı, bir tek İngiltere, onun dışındaki bütün paralar dolar karşısında 8 Kasım'dan bu yana yüzde 3 ile yüzde 10 arasında değer kaybetti. Hala birileri bunun üzerinden siyasi prim yapmaya çalışıyor. Ana muhalefetin ekonomik kurmayları felaket tellalığı yapmayı bir kenara bıraksın, ekonomik verilere baksınlar. Dünyada ne oluyor, bitiyor görsünler.
Bugün olan biten dünyada olan küresel bir olaydı, Türkiye'deki de bunun bir yansımasıdır. Türkiye maliyesi sağlam temellere dayanıyor. Bankacılık sektörümüz Avrupa'dakinin daha üzerinde. Reel ekonomiye baktığımızda yatırımcıların ayrılmasını gerektirecek hiçbir veri yok. Biz yerli ve uluslararası yatırımcınının işlerini kolaylaştırmaya gayret ediyoruz. Proje bazlı teşvik sistemi yürürlüğe girdi. Ülkemiz için katma değeri yüksek projeler, teknolojik dönüşüm sağlayacak yatırımlar özel teşvikle desteklenecek. Ülkemizin ar-ge ve teknolojik altyapısını güçlendirmiş olacağız.