Siyah-Beyazlılar'la geçen sezon yaşadığı şampiyonluğun ardından eski hocası Slaven Bilic'in çalıştırdığı West Ham United'a kiralık olarak transfer olan Gökhan Töre, 8 maçlık Ada kariyerini, diz sakatlığı sebebiyle erken noktalamak zorunda kalmıştı.
İngiliz ekibine 2.5 milyon Pound (11 milyon TL) karşılığında kiralanan 25 yaşındaki futbolcu, Almanya'da geçirdiği diz ameliyatının ardından bireysel hazırlıklarına İstanbul'da devam ediyor. Yeni sezonda Kara Kartal'a geri dönmek için çalışmalarını yapan Töre; İngiltere'deki günlerinden milli takımla ilgili unutamadıklarına kadar birçok konu hakkında merak edilenleri anlattı.
"TÖREİNG, ASİSTANIM MURAT'IN ESERİ"
14 Aralık 2015'te Galatasaray'la Atatürk Olimpiyat Stadı'nda karşı karşıya geldikleri maçta takımına galibiyeti getiren golü attıktan sonra elini yüzüne götürerek sevincini yaşayıp Töreing akımını başlatan başarılı futbolcu, ilk olarak bu hareketin hikayesini anlattı.
Töre, "Bir gün arkadaşlarla otururken en yakın dostum ve asistanım Murat, yapılan bir espri sonrasında gülmemek için elini yüzüne götürdü. Bu hareketi çok beğendim. Derbide Galatasaray'a attığım golün ardından o an aklıma geldi. Onun hareketini yaptığım için o da çok mutlu oldu. TT Arena'da bu hafta oynanan derbi öncesinde de sosyal medya hesaplarımdan paylaştım. Hatta maç öncesinde Quaresma'yla konuştuk. Eğer gol atsaydı Töreing yapacaktı. İnşallah Töreing hareketini gelecek sezon bol bol yapacağım. Gönül ister ki her hafta hatta her maç yapayım" dedi.
"MÜCADELE ETTİM"
"İlk olarak Leverkusen'de başladım. Sonrasında Chelsea'ye transfer oldum. 2 yıl orada kaldım. Chelsea'de A Takım'a çıktım. 6 ay yedek kulübesinde oturdum. O zaman kadroda Anelka, Drogba, Kalou ve Torres gibi dünya yıldızları vardı. O dönemin en iyi takımı Chelsea'ydi. Bir genç oyuncu olarak forma şansı bulmam zordu. Ama ben pes etmedim. Mücadeleye devam ettim. Nasip değilmiş. Orada süre bulamayınca ben de Hamburg'a transfer oldum. Orada direkt ilk 11'de başladım. İyi bir sezon geçirdim ve sonrasında Rubin Kazan'a oradan da Beşiktaş'a geçtim."
"ŞAMPİYONLUK RUHU VARDI"
"Beşiktaş'ta benim için geçen sezonun ilk yarısı müthiş geçmişti. Derbileri de kazanmıştık. O dönemde ayağımdan talihsiz bir sakatlık geçirdim. Maalesef bu durum beni frenledi. Ama teknik ekip ve futbolcular olarak şampiyonluğa olan inancımız tamdı. Bu ruh hepimizde vardı. Takımın iskeleti, zaten Slaven Bilic zamanında kurulmuştu. Kim nereye koşacak, kim nereye pas atacak... Herkes ne yapacağını biliyordu. İnancımız tamdı. Hedefimize ulaştık. Şampiyon olduk."
"GÜNEŞ'LE ARAMIZ ÇOK İYİ"
"Şenol hocayla her zaman telefonla konuşuyoruz. Hep, 'Nasılsın, bir ihtiyacın var mı, gel yemek yiyelim' der. Ben de onu ararım. Takım iyi gidiyor diye gaz veririz. O da bana gaz verir. Baba-oğul gibiyiz. Şenol hoca çok iyi bir insan. Türk futbolunun çok önemli bir ismi. Başarılı. Dünya Kupası'nda 3. olmuş bir hoca. Aramız çok iyi."
"BENİ SAKATLIK DURDURDU"
"Slaven Bilic'le aram hep abi kardeş gibiydi. Hâlâ da öyle. Çok sevdiğim bir hoca. Onunla çalışmayı da seviyorum. Sezon başında İngiltere'ye transfer oldum. Yaz ayındaki hazırlık kampında dizimden bir sakatlık yaşadım. Bu sakatlık beni form olarak 3-4 hafta geriye attı. Sonrasında takımıma dönmek için yoğun çaba sarf ettim. Premier Lig'de 6 maça çıktım. 4'ü ilk 11'di. Sonra yine dizimde sorun çıktı maalesef. İdmanda sakatlandım. Crystal Palace maçının hazırlıkları sırasında idmanın bitmesine 3 dakika kala sakatlandım. Takım arkadaşım sert girdi, ayağım kaydı. Dizimde bir şey hissettim. Doktorlar baktı, ameliyat olmama karar verdi. Beni durduran o oldu açıkçası."
"GOMEZ BEŞİKTAŞ'I ÖZLÜYORDUR"
"Mario Gomez'le ameliyat olduğum dönemde Almanya'da görüşmüştük. Çok kaliteli bir futbolcu. Geçen sezon harikalar yarattı. Beşiktaş'a büyük katkı sağladı. Biz de saha içinde iyi anlaşıyorduk. Ayrılmasına üzüldüm. Takıma pozitif bir hava da katıyordu. O da Beşiktaş'ı özlüyordur. Hatta yüzde 100 özlüyordur. Profesyonel oyunculuk hayatında bir sezon bir yerdesin öbür sezon başka bir yerdesin. Bunlar olabiliyor. Gitmeden önce konuştuk. Bu konular futbolcular arasında konuşulur ama kararı ailesi ve menajeriyle yaptığı görüşme sonrasında verdi. İnşallah takımı daha iyiye gider."
"İNGİLTERE KISMET DEĞİLMİŞ"
"Herkes İngiltere Premier Lig'de oynamak ister. Ama futbol her yerde futbol artık. Sezon sonunda menajerlerimle oturup konuştuk ve kararımı verdim. Sonrasında İngiltere'nin yolunu tuttum. Zaten İngiltere ve Premier Lig'i biliyordum. Ancak kısmet değilmiş. Sakatlandım. Pozitif bakmak lazım. Şimdi tedavi sürecindeyim. Daha da güçlü dönmek için çabalıyorum. Türk halkına daha iyi bir Gökhan Töre seyrettirmek istiyorum."
"DAHA GÜÇLÜ DÖNECEĞİM"
"İstanbul'dayım. Bireysel hazırlıklarıma burada devam ediyorum. Her gün sabah 08.00'de kalkıyorum. Dişlerimi fırçalıyorum. Duşuma giriyorum. Kahvaltımı yapıyorum. Üstümü giyiyorum. Öğlen spor salonuna gidiyorum. 4 saat orada fizik tedavi görüyorum. Bisiklete binerek güç depoluyorum. Tedavi ve hazırlık programı benim için oldukça yoğun sürüyor. Sonrasında eve dönüyorum. Evde özel fizik tedavim devam ediyor. Sonrasında film izlerim, kitap okurum, sinemaya giderim. Her zaman bunu söylüyorum. Coşkulu taraftar, oyuncuyu özel biri gibi hissettirir. Tribüne çağırmaları, tezahüratları, ateşli besteleri... Beşiktaş taraftarıyla kendini çok özel bir oyuncu olarak hissediyorsun. İnşallah yeni sezonda daha da güçlü döneceğim. Hepsine selamlarımı gönderiyorum."
"ÖNCE SAĞLIĞIMI GERİ KAZANAYIM"
"Türkiye'deyim, kendi ülkemdeyim, Türkçe konuşuyorum. İngiltere'de İngilizce konuşuyorsun, tercüman kullanıyorsun. Burada daha rahat hissediyorsun. Takımıma dönmek için sabırsızlanıyorum. Önce sağlığımı geri kazanayım sonrasında her şeyin güzel gideceğine inanıyorum."