Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "15 Temmuz'da ne yaptıkları ortada. Ülkemiz bölmeye çalıştılar. 16 Nisan Bunun hesabın sorma günüdür" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
SIKMADIK EL, TEBESSÜM ETMEDİĞİMİZ YÜZ BIRAKMAYACAĞIZ
Iğır Havalimanı her gün büyüyor. Hergün sefer sayısı artıyor. İnşallah herşey daha güzel olacak. Iğdır geleceğin refahından, ekonomisinden çok daha fazla yararlanacak. Yeni anayasayla birlikte Iğdır kalkınacak, Türkiye kalkınacak. Iğdır bu kalkınmadan, büyümeden daha çok pay alacak. Şimdi ilk durağımız 16 Nisan. Hanımefendiler gece gündüz demeyeceğiz, kapı kapı dolaşacağız, sıkmadık el, tebessüm etmediğimiz yüz bırakmayacağız. Bu iş parti meselesi değil millet meselesidir. Bunu ülkücü-miliyetçi kardeşlerimiz, CHP'ye, HDP'ye gönül vermiş kardeşlerimiz lütfen bunun bir seçim olmadığını aklınızdan çıkarmayın.
ÇANAKKALE'DE KASTAMANOLULARIN EN BAŞTA GÖRÜRSÜNÜZ
Üç yıllık bir aranın ardından yeniden Kastamonu'da olmaktan, sizlerle hasret gidermekten memnuniyet duyuyorum. Kastamonu'nun tüm ilçelerine, mahallelerine, köylerine selamlarımı iletiyorum. Şeyh Şaban-ı Veli'nin manevi huzurunda sizlerle kucaklaşmayı nasip ettiği için Rabbime hamdediyorum. Kastamonu kadim bir şehirdir. Bir Osmanlı şehridir. En önemlisi Kastamonu Türk Milleti'nin başı ne zaman dara düşse, yüreğiyle, bileğiyle, kanıyla mücadeleye koşan Anadolu'nun vefalı şehridir. Çanakkale'ye bakın, Kastamonuluların en önde savaştıklarını görürsünüz. Kurtuluş Savaşı'na bakın aynı şekilde yine Kastamonu'nun ilk safta olduğunu görürsünüz.
SAVAŞLA YAPAMADIKLARINI DİPLOMASİ VE TERÖRLE YAPIYORLAR
Akif'e göre asıl tehlike milletin arasındaki rabıtanın çözülmesi, herkesin kendi derdine düşmesiydi. Bugün tüm gözler, umutlar Türkiye'ye milletize bağlanmıştır. İşte bunun için Türkiye'yi hedef alıyorlar, kıskanıyorlar. Yenilmez sandıkları donanmalarıyla, ordularıyla topraklarımızı işgale gelmişlerdi. Bugün de terör örgütleriyle işbirliği yaparak ekonomiyi, diplomasiyi silah gibi kullanarak aynı isteklerini ortaya koyuyorlar. 16 Nisan, 15 Temmuz'daki direnişin neticeye ulaştırılmasının adıdır. Onun adeta intikamıdır, buna hazır mıyız? Kastamonu 16 Nisan'da büyük Türkiye için evet mi? Güçlü Türkiye için evet mi? Müreffeh Türkiye için evet mi? İstikrarlı Türkiye için evet mi?
BUNLAR KANDİL'LE, FETÖ'CÜLERLE BERABERDİRLER
İnşallah 16 Nisan'da ülkemizi yeni ve aydınlık bir geleceğe hep birlikte taşıyacağız. 16 Nisan'da niçin sandık başına gittiğimizi biliyorsunuz değil mi? Sizler öyle hayır diyenler gibi körü körüne sandığa gitmiyoruz değil mi? Ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı, bundan sonra ne olacağını bilerek tercihimizi yapıyoruz değil mi? Gerçekten Türkiye için tarihi bir yol ayrımındayız. Kimler hayır diyor? Söyleyeyim; Kandil'deki teröristlerin başları hayır diyor. PKK terör örgütü hayır diyor öyle mi? FETÖ'cüler hayır diyor tamam mı? Sevgili peygamberimiz kişi sevdikleri ile beraberdir diyor. Bunlar Kandil'i sevdiklerine göre Kandil'le beraberdirler. PKK terör örgütünün dediklerini diyorlarsa onlarla beraberdir, FETÖ'cülerle beraberdir.
ELALEM UZAYA ÇIKARKEN SİZ DARBEYLE UĞRAŞIYORDUNUZ
Ya mevcut sistemle devam edeceğiz, ya da Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne geçecğiz. 1960'ı hatırlıyorsunuz değil mi? Darbe yapılıp, merhum Menderes idam edildiği, iki bakan arkadaşının idam edildiği günleri hatırlıyorsunzu değil mi? Onu yaşamayan binlerce gençlerimiz var. Şimdi onları okuyarak hatırlıyorsunuz. Onları idamını alkışlayanlar bugün hayır diyerek karşınızda duruyorlar. Farkın ne olduğunu anlayın. O günler işte bu sistemin ürünüydü. Ana muhalefetin başı ne diyor: Elalem uzaya çıkıyor, bizimkiler ülkeyi tek adama bırakıyor diyor. Elalem uzaya çıkarken siz Türkiye'de darbe peşindeydiniz. Ülkenin gelişmesinin önünü siz kapattınız. Elalem demokrasini ekonomisini büyütürken siz muhtıra ve krizlerinizle ülke ve millete bedel ödettirdiniz. Elalem uzaya gidiyor siz başörtüsüyle uğraşıyordunuz.
DERİ KALIN OLUNCA YALANININ BÜYÜKLÜĞÜ SORUN OLMUYOR
Benim kendi kızlarım okula gidemediler başörtüsü nedeniyle. Mecburen yurtdışına gönderdim. O ülkelerin liderleri şaşırıyordu, yahu siz müslüman değil misiniz? Peki nasıl oluyor. Bizim ülkemizde birileri bu işi hazmedemiyorlar. Şimdi meydan burada. Başı açık, başı örtülü kardeşlerim elele. Nereye yürüyorlar, evete yürüyorlar. Elele omuz omuza, işte buyur. AK Parti'ye gönül veren, MHP'ye gönül veren gençlerim elele, omuz omuza evete yürüyorlar. Mesele bunların gözleri, kulakları, kalpleri hakikate kapalıdır. Bunlar bir yalan makinasına binmişler gidiyorlar. Akşam yalanla yatıyorlar, sabah yalanla kalkıyorlar. Tabi deri kalın olunca yalanın büyüklüğü de sorun olmuyor.
ZİHİN FUKARA OLUNCA AKIL UKALA OLURMUŞ
Aslında ana muhalefetin başındaki zat bir radyo programında "Cumhurbaşkanı aynı partiden Başbakan başka partiden olursa kavga çıkar" diyor. Biz bu kavganın çıkmaması için değiştiriyoruz. Artık Başbakan olmayacak sadece Cumhurbaşkanı olacak. Peki bu anayasa değişikliği ile ne yapıyor. Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık birleştiriliyor. Meselenin özü bu kadar basit. Adam kendi söylediğini dahi dinlemiyor. Ya anlamıyor ya da anladığı halde taammüden yalan söylemeye devam ediyor. Zihin fukara olunca akıl ukala olurmuş diye bir söz vardır... İnsan muvazeneyi kaybedince dilinin freni boşalırmış.
17 NİSAN'DA BU ZİHNİYETİN BU BEDAVACILIĞIN DEVRİ KAPANIYOR
Böyle bir partinin sırtı yerden kalkar mı? Adam 7 seçim kaybetmiş yerinden kıpırdamıyor. 17 seçim de kaybetse mevcut sistem imkan sağlıyor. 16 Nisan'dan sonra işte bu mümkün olmayacak. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir kez kaybettin, en fazla ikinci kez şansın olur. Yine kaybettin hadi geçmiş olsun. İşte onun için bu kadar bağrıyor. 17 Nisan'dan sonra bu zihniyetin, bu bedavacılığın devri kapanıyor. MHP, CHP, HDP'ye gönül veren kardeşlerim gelin 16 Nisan'da elele verin, bu tepedekilerin yanlışını bozun ve ülkemizi yeni bir aydınlık yarına hep beraber sevkedin. İşte bu çukurcularla beraber mi yürüyeceğiz? Bu çukurcular benim Güneydoğu'daki kardeşlerime az mı cefa, eza çektirdiler. Artık o devir kapandı.
ŞANTAJLA MİLLETVEKİLİ İSTİFA ETTİREN SİYASET BARONLARI VARDI
Geçmişte hükümet kurmak için otellerde milletvekili pazarı kuran parti liderleri vardı. Vaatle, şantajla, milletvekili istifa ettiren siyaset baronları vardı. Meclis'te beşinci parti olduğu halde Başbakanlık koltuğuna oturan genel başkanlar vardı. Türkiye artık bu rezillikleri geride bırakıyor. Çünkü hükümet Meclis'te değil doğrudan sandıkta kurulacak, otellerde değil. Milletin yarısından bir fazlasının oyuyla Cumhurbaşkanı seçilen kişi kendi kabinesini oluşturacağı için 1950'den bu yana 48 hükümetin kurulmasına şahitlik eden Meclis'te bu rezaletler yaşanmayacak.
CUMHURBAŞKANI ESKİSİ GİBİ SORUMSUZ OLMAYACAK
cumhurbaşkanının bütçe dışında kanun teklifi yok. Dönemin Cumhurbaşkanı ile Başbakanı arasında bir anayasa kitapçığı fırlatma hadisesi yaşanmıştı. Türkiye ekonomik ve siyasi krizle karşı karşıya kaldı. Devrin Başbakanı bu krizin bedelini siyaseten silinerek ödedi. Cumhurbaşkanına ne oldu, aynen devam etti. Şimdi ana muhalefetin başı o yok olanın devamıdır. Eğer 2001 krizinin ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi yenilenmiş olsaydı aynı kişinin Cumhurbaşkanı olma şansı var mıydı? Meclis Cumhurbaşkanının görevini sonlandırıp, kendisi devam edemiyor. Veya Cumhurbaşkanı Meclis'i feshedip seçime gitme hakkına sahip değil. İkisi beraber millete gidecekler. Yeni anayasayla birlikte Cumhurbaşkanı her yaptığından sorumlu olacak.
BİR ÜLKEDE MECLİS, DEMOKRASİ, HUKUK VARSA TEK ADAM OLMAZ
Cumhurbaşkanı isterse bir gecede lokantaları kapatacak diyerek kendini gülünç duruma düşüren bu zata ne desek boş. Zaten bu sözler ona değil milletime. Bu zatın yalanlarıyla kafası bulanan vatandaşlarımız varsa bunların hepsini onun için anlatıyorum. Bir tek adam lafı tutturmuşlar gidiyor. Bir ülkede demokrasi, hukuk, anayasa varsa orada tek adam olmaz. Bir ülkede Meclis varsa orada tek adam olmaz. Bir ülkede milli iradeye saygı, milletin kararlarının üstünlüğü varsa yani sandık varsa orada tek adam olmaz.
PEYGAMBERİMİZE LAF UZATTILAR YAZIKLAR OLSUN
Bu meseleyi peygamberlere kadar götürdüler. Alın bunlardan birini vurun ötekine. iri kalktı peygamberimize laf uzattı. Ertesi gün evirdi çevirdi yine bir yere oturamadı. Yazıklar olsun. Biz milletimize hizmet için varız. 15 yıldır biz ne dedik meydanlarda biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Biz rabbim ömür verdiği müddetçe bu milletin hizmetkarı olmaya talibiz.
SORSANIZ KADIN HAKLARINI SAVUNURLAR AMA
Bir de zannediyolar ki erkek gençler girecek. Kızları niye hesaba katmıyorsunuz. Bu oyunu 16 Nisan'da bozmaya var mıyız? Bütün gençlik bir olacak, iri olacak, diri olacak, kardeş olacak, hep birlikte Türkiye olacak. İnşallah 16 Nisan'da sandıkları patlatacağız. Sorsanız bunlar kadın haklarının savunucusudurlar. Ama bunlar meseleyi askerliğe bağladılar.
BUNLAR AŞIK VEYSEL'İN ANKARA'YA SOKULMADIĞI GÜNLERİ İSTİYOR
Onu istemem, bunu istemem. Siz ne istiyorsunuz? 1940'lı yılların tek parti Türkiye'sini istiyorlar. Seçimlerin laf olsun diye yapıldığı günler, açık oy gizli tasnif günlerini istiyorlar. Milletin kılık kıyafetinden dolayı Ankara caddelerine sokulmadığı günleri istiyorlar. Aşık Veysel kendi kıyafetiyle Ankara'ya sokulmamıştır biliyorsunuz değil mi? CHP'liler o dönemde hem belediye başkanı hem vali koltuğunda oturuyor. O koltuğu bırakırlar mı?
ONLAR YOL TIKAR BİZ AÇARIZ, DAĞLARI DELER GEÇERİZ
inşallah 16 Nisan'ta tarihi bir oyla ülkemizi yeni sisteme kavuşturacağız. Daha delinecek çok dağlarımız var. Ilgaz'ı deldik mi? Ferhat dağları deler biz de dağları deldik, Ilgaz'ı geçtik. Kamyonlar Ilgaz'da kış mevsiminde dururdu değil mi? Biz yol açarız onlar yol tıkar. Bunlar Ilgaz dağını deldiğimizde de hayır diyorlardı. Bolu dağı delinirken hayır dediler. Oraya patates depoları, doğalgaz deposu yapalım. Biz ise deldik geçtik. Bunlar 15 Temmuz şehitler köprüsüne hayır dediler. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne hayır dediler. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne, Osman Gazi Köprüsü'ne, Marmaray'a, Avrasya'ya hayır dediler. Bunlar hep hayır dediler ama biz evet, evet, evet dedik ve bunların hepsini yaptık.
DEVREKANİ VE TAŞKÖPRÜ'NÜN DOĞALGAZ OLAYI ÇÖZÜLÜYOR
İnşallah Devrekani ve Taşköprü'nün doğalgaz olayını çözüyoruz. Daha kepengi açılacak çok dükkanlarımız, başı okşanacak yetimlerimiz, dökülecek çok yetimimiz var. Vatan, istiklal, istikbal için dökülecek çok terimiz var. Milletimize edecek çok hizmetimiz var. 16 Nisan'ın yeni bir dirilişin adı olduğunu söylüyoruz. Şu dağlar olmasaydı, yaprağı solmasaydı, ölüm Allah'ın emri, ayrılık olmasaydı diyor ünlü Kastamonu türküsü. Rabbim yeter ki o güne kadar bizi milletimizden ayrı komasın. Anayasa değişikliğiyle milletimizi layık olduğu geleceği için lazım olan yönetim sistemine kavuşturmak istiyoruz. Her evet mührü 2023 Türkiye'sine giden yola döşenmiş bir taş olacaktır. 2053, 2071 vizyonlarının şekillenmesi için atılmış bir taş olacaktır.