Darbe girişiminin gerçekleştirildiği gecede en büyük tepkinin gösterildiği noktalardan biri olan Kepez’in Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, o gece yaşadıklarını şöyle anlattı:
“15 Temmuz’da o pis, ihanet gecesinde çok kasvetli bir hava vardı. Evdeydim. Biraz zihnimi dağıtmak için kızımla vakit geçiriyorduk. Telefon çaldı. Arkadaşım Serhat’ın ‘Ağabey memlekette ne oluyor?’ sorusunu benim dikkatimi çekmeye çalışan bir cümle olarak değerlendirdim. Sonra dedi ki, ‘Memlekette darbe oluyor.’ Durdum, ‘Dalganın sırası değil.’ dedim. Biz hangi yüzyılda yaşıyorduk ve darbeler dönemi kapanmıştı diye geçirdim aklımdan. ‘İstersen televizyonu aç’ dedi. Gözlerime, kulaklarıma değil, aklıma bile inanamadım. Ülkede farklı bir şeyler olduğunu sezdim. Radyodan hadiseyi anlamaya çalışarak parti binasına intikal ettik. O manzara hayat boyu zihnimden silinmeyecek bir sahnedir. O gece hiç birimizin unutulmaması gereken bir diğer sahne de TRT’de okunan metnin içeriğidir. O gece adam gibi dimdik durmak lazımdı. Ne bedel ödenmesi gerekiyorsa ödeyecektik. Halkımızla birlikte meydanlarda olmalıydık. Siyasete girdiğim 2001 yılından beri en kötü gece buysa biz de hiç bir şeyden kaçmamalıyız dedik ve orada olduk.”
“HAİNLER MİLLETİN SİLAHINI MİLLETE DOĞRULTTU”
Kahramanlık örneğinin gösterildiği gece için Başkan Tütüncü şunları söyledi: “Asker elbisesinin içerisine girmiş bir hain grup, milletin verdiği silahları millete doğrultmuş ve milletin üzerine ölüm kusuyordu. O zaman ya milletin istikbalini ve istiklalini düşünecektik, ya da kendi küçük dünyamıza çekilip yok olup gidecektik. Aslında olayların üzerinden belli bir zaman geçince şunu düşünüyorsunuz, 1915’te hey 15’li dediğimiz şehitler ülke uğruna şehit olmuştu ve biz de adam gibi durmalıydık ve durduk. Tankların karşısında direnen halkımız bir kahramanlık destanı daha yazdı.”
“ÖLECEKSEK BU GECE ÖLECEĞİZ”
O gece yaşadıklarını ifade eden Tütüncü, yanında korkuya kapılan kalabalığa verdiği serinkanlı mesajı şu sözlerle anlattı: “O gece Selekler Çarşısı’na doğru ilerlerken, ileride bizi tankların beklediği haberi geldi. Bazı arkadaşlar tereddüt bakışlarla ne yapmaları gerektiğini düşündüler. Ben olarak dönüp ‘Öleceksek bu gece öleceğiz’ dediğimi hatırlıyorum. Bu işin şakası ve geri dönüşü yoktu. Türkiye’nin farklı yerlerindeki direniş örnekleri an be an sosyal medyaya akıyordu. Gelen haberler yüreğimize su serpiyordu. Sonunun ne olacağı bilinmeyen, ama asla korkunun umutsuzluğun yanımıza yaklaşmadığı bir yürüyüş oldu. Gördük ki millet en iyi şekilde istikbalini müdafaa etti.”
15 TEMMUZ’UN UNUTULMAYAN SAHNELERİ
“O gece iki sahne var ki gözlerimin önünden hiç gitmiyor. Birincisi Ankara’da helikopterin canlı yayında milleti tarayarak şehit etmesidir. Hiç gözümden gitmeyen ikinci görüntü ise, Beştepe’de elinde ahşap sopalarla tanklara kafa tutan inanmış insanlar. Ellerinde sopalarla dünyanın en modern savaş aletlerini derdest edip tankları ele geçiriyorlar. Bu iki görüntü uzun yıllar hafızamızdan silinmeyecektir. “ sözleriyle tarihi gecenin en unutulmaz iki fotoğrafını tasvir eden Tütüncü, bunların tarihe geçecek fotoğraflar olduğuna işaret etti.
ÖMER HALİS DEMİR’E VURGU
Toplumu etkileyen hadiselerin üzerinden hayli zaman geçince, geriye dönüp bakıldığında ülkenin dört bir tarafında kahramanlık hikayeleri, o gece ülkesini milletini savunan ve bu uğurda gözünü kırpmadan ölüme giden bir millet ve artık ismi bayrak ile birlikte anılacak. 15 Temmuz haftasındayız, yıllar sonra bu fotoğraflara baktığımızda Ömer Halis Demir’i göstererek, “Evladım, bir hain kalkışmanın olduğu anda ülkenin seyrini değiştiren ilk kurşunu bu kahraman sıktı.” diyeceğiz. Darbenin seyrini değiştiren bir kahraman; Ömer Halis Demir. Bu kahramanın hayatına gıpta etmemek elde değil. Belki emekli olup köyünüzde bir hayat süreceksiniz ama onun adı tüm ülkede anılacak, her 15 Temmuz’da ona dualar edilecek. Bu uğurda canını vermek ve bununla ilelebet anılmak bir faninin elde edebileceği en yüksek mertebe, Rabbim başta Ömer Halis Demir olmak üzere tüm şehitlerimizin ruhunu şad, mekanlarını cennet eylesin.”
“MİLLETİN İRADESİ KAZANDI”
Tütüncü, üzerinden bir yıl geçen o hain gecenin kazananın halk olduğuna vurgu yaparak sözlerine şöyle devam etti: “Herkes o gece darbeye kin kusuyor, nefretini ortaya koyuyor ve bize destek veriyordu. Ben o zaman anladım ki millet birlik ve beraberlik içerisinde ülkesini ve milletini müdafaa etmek için darbenin karşısında sivil bir duruş sergiledi. İhanetle başlayan, karanlık bir gecenin sonunda ülkenin her tarafındaki milyonların yazdığı yeni bir milli destandır 15 Temmuz. Biz milletçe hakkımızı kimseye yedirmedik. Bu başarı 1915-1925 arasındaki varoluş mücadelesi gibi bir mücadeleydi.”