Başbakan Yıldırım, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun (KEFEK) 8. kuruluş yıl dönümü kapsamında düzenlenen "Karar Alma Mekanizmalarında Kadın Temalı Sempozyum"un kapanış oturumu ve "Farkındalık Ödülleri Töreni"ne katıldı.
Böylesi bir sempozyuma eşi Semiha Yıldırım ile katılmaktan dolayı mutlu olduğunu ifade eden Yıldırım, "Karar alma mekanizmalarında erkeğin rolü yok zaten, kadının rolü var. Biz erkekler, hanımefendilerin fikirlerini ve görüşlerini alır, onun satışını yaparız." diye konuştu.
Yıldırım, KEFEK'in kurulduğu günden beri fırsat eşitliği konusunda önemli çalışmalar yaptığını, topluma yol gösterdiğini, AK Parti hükümetinin 15 yılda yaptığı icraatlarda komisyonun ortaya koyduğu vizyon ve gayretin çok etkisi olduğunu söyledi.
Komisyon Başkanı Radiye Sezer Katırcıoğlu ve komisyon üyelerine teşekkür eden Yıldırım, bu etkinlik vesilesiyle kadının rolü konusunda hassasiyet gösteren kuruluşlara da ayrıca ödül verileceğini belirtti.
Dünyada krizler, savaşlar, açlık ve yoksulluk gibi pek çok dram yaşandığını, bu ağır krizlerin önemli bir kısmının da Türkiye'nin bulunduğu bölgede olduğuna dikkati çeken Yıldırım, krizlerin çözümü için her zaman çok yönlü çalışmalar yürüttüklerini vurguladı.
"MAZLUMLARIN YANINDA OLMAYA DEVAM EDİYORUZ"
Türkiye'nin, ülkesinden ve evinden kaçmak zorunda kalan 3,5 milyona yakın Suriyeliye kucak açtığını anımsatan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Türkiye'de 300 bine yakın yeni bebek oldu, gözlerini Türkiye'de açtılar. Gelecekte hatırlayacakları ilk ülke Türkiye olacak. Bunlar arasında kız ve erkek bebeklerimiz var, kadınlarımız var. Türkiye, kültüründen ve medeniyetinden aldığı tecrübe ile bu insanlara kucak açıyor. Diğer yandan, krizlerin çözümü noktasında önemli inisiyatif alıyor. Dünyada ve bölgemizde bu yapılanların ne kadar hayati olduğu artık bugün biraz daha iyi anlaşılıyor. Yaşadığımız sıkıntılı dönemin çıkış yolu, huzurun, istikrarın adresi olarak Türkiye'nin savunduğu barışçı tez ve önerilerdir. En son Kuzey Irak'ta yaşananları gördük. Türkiye olarak zamanlıca uyarıları yaptık ama buna rağmen bunlar dikkate alınmadı ve sonunda mağdur olan oradaki insanlar oldu.
Bu işi yapanlar da bedelini ödedi. Sadece ülkemizde değil, ülkemizin etrafında, bölgemizde meydana gelen olaylara kayıtsız kalmıyoruz. Mazlumların yanında olmaya devam ediyoruz."
Yıldırım, Türkiye'nin zengin tarihinden edindikleri tecrübelerle barışın ve adaletin temsilciliğini yapmaya, hür dünyanın vicdanı olmaya devam edeceklerini anlattı.
Kadınları bu barış ve adalet misyonunun öncüleri ve bayraktarı gördüklerini ifade eden Yıldırım, bütün toplumlarda kadınların yönetimleri adil, sağduyulu ve barışçı olmaya sevk eden önemli bir güç oluşturduğunu söyledi.
Yıldırım, kadınların tarih boyunca bu görevi başarıyla üstlendiğini, her alanda sevginin, merhametin ve hakkın savunucusu olduğunu vurguladı.
"YİĞİT KADINLARI OLAN BİR MİLLETİN SIRTI YERE GELMEZ"
Bugün dünyada yaşanan acıların sona ermesi için gayret gösterenlerin başında yine kadınların geldiğini, yaraları saran, yoksulların imdadına yetişen, yetimlerin başını okşayan, kimsesizlerin kimsesi olan, kalbini açanların da hep kadınlar olduğuna işaret eden Yıldırım, şunları kaydetti:
"İnanıyorum ki bir gün bölgemiz huzura kavuştuğunda Türk kadınının bu gayreti minnet ve şükranla anılacak. Kadınların toplumsal rolleri sadece mazlumlara kucak açmaktan ibaret değil. Ülkemizin 15 yıldır gerçekleştirdiği atılımlarda, her alanda gerçekleştirilen reformlarda kadınlarımız çok önemli bir paya sahip. Türk kadını bugün Türkiye'nin ekonomisine, siyasetine, sosyal hayatına, akademik hayata, bütün kurumlara ağırlığını koymuş durumda. Finans dünyasında, bankacılıkta yarıdan fazlası kadınların elinde. Para sizde, güç sizde. Ayrıca üniversitelerde hocaların yüzde 54'ü kadın. İlim de sizde, irfan da sizde. 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımızın milleti meydanlara davet ettiği o alçak darbe girişiminde meydanlara en önce inen kadınlarımız oldu. Her iki kişiden bir tanesi kadındı. Kadınlarımız o gece alçaklara geçit vermedi. Yeri geldi arabaya bindi, şoförlük yaptı, yeri geldi, tankın üzerine çıktı, alçaklara geçit vermedi. İşte böylesine güçlü, yiğit kadınları olan bir milletin sırtı yere gelmez."
Yıldırım, konuşmasında Türk kadınının, tarih boyunca karar alma mekanizmalarında etkili olduğunu söyledi.
Osmanlı Devleti'nin 600 yıllık tarihine ve kadın sultanların saltanattaki ağırlığına bakıldığında bu durumun görüleceğine dikkati çeken Yıldırım, "Bildiğiniz gibi Bacıyan-ı Rum mirasının yaşatıldığı topraklardayız. Ahiliğin serpilip bütün dünyaya örnek olduğu bir coğrafyadayız." şeklinde konuştu.
Fatma Bacı'nın, 13. yüzyılda sivil toplum, ekonomi ve sosyal alanlarda kadınları teşkilatlandırdığında, dünyanın böyle bir mefhumdan haberi bile olmadığını ifade eden Yıldırım, "Kadın çalışmalı mı, çalışmamalı mı?" tartışmalarının yapılmasına daha yüzyıllar varken Anadolu'da kadın birliklerinin kurulduğunu hatırlattı.
Yıldırım, Türk kadınının, evinde, tarlasında, fabrikada, çarşı pazarda çalışma hayatından ve üretimden asla uzak durmadığını, toplumsal hayatta annelik, girişimcilik, öncülük rollerini üstlenirken sanatı, ilmi çalışma hayatını da biçimlendiren görev ifa ettiğini vurguladı.
Başbakan Yıldırım, doğum izinlerini düzenlerken, esnek çalışma saatlerini önerirken, iş yerlerine kreş desteği verirken bu kadim kültürün izinde yürüdüklerinin altını çizdi.
"YÜKÜMÜZÜ KADIN ERKEK BERABER TAŞIRIZ"
Anayasa'nın 10. maddesinde yapılan değişiklikle kadına pozitif ayrımcılık getirdiklerini hatırlatan Yıldırım, "Kadına, erkeğe bakmadan emeğe, alın terine aynı derece saygı gösteren bir milletin evlatlarıyız. Yükümüzü kadın erkek beraber taşırız. İstikbalimiz için de kadın, erkek yine beraber mücadele ediyoruz. Bu birlik ve beraberlikle, bu ortak enerjiyle 2023 hedeflerimiz, 2071 vizyonumuz yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Bu gelecek vizyonunda Türk kadını hem öncü olacak hem de sonuçlandıran bir görev ifa edecek." ifadelerini kullandı.
Yıldırım, kadınların, karar alma mekanizmalarında her geçen gün güçlenen konumunun, hedeflere ulaşılmasında büyük katkı sağlayacağına işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kadınlarımız güçlendikçe ülkemiz güçlenecek, Türkiye'nin dinamizmi, hızı ve dayanıklılığı daha da artacak. Bunu neye dayanarak söylüyoruz? Bunu söylüyoruz çünkü görünen köy kılavuz istemez. AK Parti, 15 yıldır kadınlara güvenerek, onlardan güç alarak siyaset odağında yol aldı. AK Parti'nin 15 yıllık iktidarının en büyük mimarlarından biri kadınlardır. Karar mekanizmalarında aldığı roller sayesinde 15 yıllık başarısında kadınlarımızın çok önemli katkısı vardır. Kadınlarımızın fikirlerinin, kabiliyetlerinin, emeklerinin, üretimlerinin bir ülke için varlığının ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz. Siyasete yön verirken de bu gerçeği hiç unutmadık."
"EMEĞİNİ GEÇİMİNE KATAN KADINLARA GEREKLİ DESTEĞİ VERDİK"
Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAV) ile İstanbul Sözleşmesi'ne taraf olduğunu belirten Yıldırım, yalnızca sektördeki kadınlara değil, evde emeğini geçimine katan kadınlara da gerekli desteği verdiklerini söyledi.
Yıldırım, el işleri, el sanatları, elde imal edilen bütün ürünleri Katma Değer Vergisi'nden muaf tuttuklarını dile getirerek, 2010'da çıkarılan Başbakanlık genelgesiyle kadın istihdamının artırılması, fırsat eşitliğinin sağlanması için gerekli adımları attıklarını hatırlattı.
Kreşlerden sigorta prim indirimine, büyükanne maaşlarından doğum izinlerine kadar her yasal düzenlemede kadınların omzundaki yükü daha da azaltmaya, paylaşmaya gayret ettiklerine dikkati çeken Yıldırım, geleceğin karar alma mekanizmalarında kadınların sesinin daha gür çıkması için eğitim alanında faaliyetler yaptıklarını anlattı.
Yıldırım, "Haydi Kızlar Okula" kampanyası ve kız çocuklarının okula gönderilmesi için şartlı eğitim desteği projelerinin bunlardan yalnızca ikisi olduğunu dile getirdi.
Kız çocuklarının 2002'de yüzde 87'sinin 8 yıllık eğitim aldığını, bugün ise bu oranın yüzde 95'e çıktığını belirten Yıldırım, şu bilgileri verdi:
"15 yıl önce yükseköğretimde kız çocukları yüzde 13 gibi bir azınlıkken bugün yüzde 44 gibi bir çoğunluğa sahip olmuştur. 2005'te iş gücüne katılımda kadınların oranı yüzde 21 iken bugün yüzde 35'e çıkmıştır. Görüyorsunuz, iş hayatında, her yerde artık kadınlarımızın varlığı gittikçe arttı, sesleri daha da işitilir hale geldi. AK Partimizin Meclis'e girdiği ilk yıl kadın vekil sayımız 24'tü, bugün ne kadar, 81. Üç kattan fazla artış sağlamışız. Yeter mi? Yetmez. Hedef daha fazla, yarı yarıya.
Nüfusumuz yüzde 50 kadın, yüzde 50 erkekse madem her şeyin eşit olması lazım, değil mi? Biz varız ama bu bir lütuf değil, bu bir hak. Bu, kadınlarımıza fırsat vermeyle ilgili bir şeydir. Fırsat verildiğinde eminim ki kadınlarımız layıkıyla her konuda başarılı olacaktır. Zaten bakıyoruz, sınavlarda birinci olanlara, hep kız öğrenciler. İlk 5 taneyi çağırıyoruz, kızlar geliyor, ondan sonra erkeklere sıra geliyor. Tabii ki bunlar dikkate alınması gereken hususlar."
Başbakan Yıldırım, 65. Hükümet'te yer alan iki kadın bakanın, başarılı çalışmalarıyla toplumda göz doldurduğunu belirtti.
Üniversitelerde öğretim elemanlarının yarıdan fazlasının kadın olduğunu söyleyen Yıldırım, rektör ve yöneticilerin de yüzde 9'unun kadınlardan oluştuğuna dikkati çekti.
"KADINLARIMIZIN GİRİŞİMCİ RUHU GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR"
Eğitim, sağlık ve diğer alanlarda kadın istihdamının artmasının kalkınma ve refah yolunda hızla yol alınmasına katkı sağlayacağını dile getiren Başbakan Yıldırım, "Kendi kendinin patronu olan kadın ekonominin de ana direği olacaktır." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, ülke ekonomisinin temel direklerinden biri olan KOBİ'lerde de kadın ağırlığının gittikçe artığına işaret ederek, şunları söyledi:
"Buna destek olmak için yasal düzenlemeler de yaptık ve bunların meyvesini de almaya başladık. KOSGEB'in yeni girişimci desteğini almak için uygulamalı girişimcilik eğitimleri var. Bu eğitimlere katılanlara baktığımızda yüzde 46'sı kadınlardan oluşuyor. Kadınlarımızın girişimci ruhu gün geçtikçe artıyor. 2012'den bu yana eğitim alarak girişimciliğe adım atan kadınlarımızın oranı her yıl yüzde 20 artıyor. Bunlar cesaret verici gelişmeler. Yine KOSGEB'in desteklediği 44 bin işletmenin 18 bininin sahibi kadınlardan oluşuyor. Kadınlar sadece bir yerde çalışmıyor, işinin de patronu."
Kadınların evin de patronu olduğunu vurgulayan Yıldırım'ın "Bizim o zaman vah halimize" esprisi salondakileri güldürdü.
Bakanlık yaptığı dönemlerde söylediği, bugün de geçerli olan bir sözünü hatırlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bakan olabilirsin ama bakana da bir bakan var. Bakanın da bakanı var, başbakanın da başbakanı var. Tecrübeyle sabittir ki bir yerde kadın patronsa iş daha düzenli, tertipli, ahenkli ve sorunsuz oluyor çünkü erkeklerin nutku tutuluyor, itiraz edemiyorlar. Bunun için en güzel örneği bugünkü sempozyum. Zamanında başlayan, verimli ilerleyen, aksamayan ve sonuç alınan çalışmalar için gözünüz kapalı kadınlara güvenin, arkasına takılın. İnşallah kadınlarımız karar alma mekanizmalarında daha çok yer alacak, daha çok yer aldıkça ülkemizin hedeflerine daha kararlı bir şekilde yürüyeceğiz ve küresel, bölgesel barış da daha kolay sağlanacak. Anne şefkatiyle sorunlara yaklaşırsanız orada çözüm vardır. Onun için kadınlarımızın sosyal hayatta, iş hayatında siyasette, eğitimde, kültür hayatımızda her yerde daha fazla söz sahibi olmasını canı gönülden destekliyoruz."
TÖRENDEN NOTLAR
"Karar Alma Mekanizmalarında Kadın Temalı Sempozyum"un kapanış oturumu ve "Farkındalık Ödülleri Töreni"ne Başbakan Binali Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, KEFEK Başkanı Radiye Sezer Katırcıoğlu ile çok sayıda kadın milletvekili katıldı.
Başbakan Yıldırım, konuşmasının ardından Farkındalık Ödülü'nde İSO Toplam Kalite alanında birincilik ödülüne layık görülen EGO Elektrikli Aletler Sanayi AŞ Genel Müdürü Taylan Üstünyer'e ödülünü verdi.
Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım da aynı alanda ikincilik ödülüne layık görülen KOTS Türkiye İplik Sanayi AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanvekili Erhan Aras'a ödülünü takdim etti.
Törenin ardından Başbakan Yıldırım, kadın katılımcılarla fotoğraf çektirdi.