Kurucu başkan Azizi Kent yaptığı açıklamada derneğin amaçlarını anlattı
Azizi Kent :Kıbrıs denilen bu küçük ve küçük olduğu kadar da güzel olan adamızın bir ferdi olarak hayatım boyunca içerisinden çıkmış olduğum toplumuma büyük bir aşk ile hizmet etmiş biri olarak karşınızdayım. Birçoğunuz beni işadamı, turizmci kimliğim ile yakından tanımaktadır ve umarım ki bu alanlarda KKTC’ye yapmış olduğum hizmetler sizlerin takdirini kazanmıştır.
Uzun soluklu çalışma hayatım boyunca birçok tecrübeyi tatma fırsatı yakaladım. İngiltere de geçirdiğim yıllarda ki deneyimlerimi, orada kazandığım tecrübeleri kurduğum dostlukları
büyük bir şevkle bu güzel ülkemizin değerleri arasına katma gibi bir gayretim oldu. Elbette ki bizim kuşağımız şimdiki kuşaktan farklı bir ortamda yetişmişti. Bizim için yaşam mücadelesi sadece karnımızın doyması değil aynı zamanda hayatlarımızın güvence içerisinde olabilmesi ile de ilgiliydi. O zor yıllarda her Kıbrıslı Türk gibi bizde toplumumuzun geçirdiği sancılı günlerden üzerimize düşen payı yaşayarak geçtik ve hep birlikte bugünlere geldik.
İnanıyorum ki gelecek bugünlerden daha güzel olacaktır ve bizim de gayretimiz gücümüz
yettiğince bu amaç için uğraşmaya devam etmektir.
Bu kısa hatırlatmanın ardından meselenin aslına gelecek olursam sizlere Aziz Kent’in diğer
bir yanını ve bugün bu buluşmamızın nedenini izah etmek isterim. Ben her şeyden önce bir
Kıbrıslı Türk’üm ve Türklüğüm ile gurur duyarak bu günlere gelmiş bir insanım. Ama benim
hepinizin yine bildiği bir başka özelliğim daha var ve gurur duyduğum diğer yanımdır. Ben
Dillirgalı bir Kıbrıslı Türküm. Diyeceksiniz ne var bunda.. Kıbrıs’ta yaşayan tüm Kıbrıslı
Türkler elbette ki adanın bir yerindendir. İzah edeyim … bu güzel adada toplumumuzun
maalesef gözden kaçırdığı, görmezden geldiği veyahut görmek istemediği bazı küçük ama
çok önemli gerçekler vardır. Kimdir bu dilloralar, nerede yaşarlar, neler yaşadılar ve şu an ne
durumdadırlar. Öncelikle dillirolar Kıbrıs’ın batısında Lefke’den sonra dağlık bir coğrafyada
yaşamış yiğit, çalışkan ve ülkelerini seven insandırlar. Ancak tarih benim insanlarıma her
zaman gülücükler dağıtmadı. Bölgenin büyük yerleşim yerlerinden uzak olması, ulaşım
sıkıntıları bölge insanın hem eğitim hem de sağlık yönünden kalkınmasında hep sorun oldu.
Adanın diğer halkı olan Rumlar tarafından kuşatılmış olmaları da hep bir problem olarak bizi
etkiledi. Bu ortamda yaşayan dilliroların kalkınmadaki sıkıntıları onları tarih boyunca göçe
zorladı. Bugün gerek Kıbrıs’ın gerekse dünyanın her yerine göçmüş dillirga Türkleri
bulunmaktadır ve bu insanlar tarihsel bir mağduriyetin en güçlü kanıtıdırlar. 1974 öncesi
maalesef ki insanlarımız dillirgalı olduklarını söylemeye dahi utanırlardı. Dillargalı olmak
sanki bir suçmuş gibi birçok yerde bir nevi aşağılanma sözcüğü olarak anlam kazanmıştı.
Napalım yani bölgede okul mu vardı da bizimkiler gitmezdi yoksa sanayi mi yada turizm mi?
Bunlar yaşanmış anılarda kırıcı izler bırakmış gerçekler olsa da dillirgalılar hiçbir zaman
kendilerini içerisinde var oldukları Kıbrıs Türklüğünden soyutlamadılar. Bunun en güzel
örneği de milli mücadele yıllarında takındıkları tavır ve yaptıkları kahramanlıklardır. Bu
adaya taşınan silahları kim taşıdı, cevap herkesin bildiği gibi bizim insanlarımız yani
“bereketçiler”. Peki 1964 de Rum ve Yunan saldırılarına karşı kim göğsünü siper etti.
Türkiye’de okuyan ve Erenköy direnişine katılan Kıbrıslı Türk öğrencilere kim evini barkını
açtı. Biz açtık ve bundan gurur duyuyoruz. Peki 1974 sonrası ne oldu. Biz gene kıbrısın bu
ücra yerinde sıkıştık. Tüm dillairga köyleri sığındıkları Erenköy de bitmek bilmeyen bir
mağduriyet yaşadı. Ardından ise halkımızın büyük çoğunluğu Karpazda ki yeni Erenköye
taşındı. Bir mahrumiyet bölgesinden diğerine. Bu göçte birçok aile parçalandı. Kimi küçük
erenköye yerleştirilirken kimi ise büyük şehirlerde tutunmaya çalıştı.
Bugün geldiğimiz noktada ise dilliroların sorunları bitti mi? Hayır bitmedi? Halkımızın büyük
bir kısmı yeni erenköyde, büyük kısmı ise yurt dışına göç etmiş durumdadır ve aileler
parçalanmıştır. Çok şükür artık bir devletimiz vardır ve bu devlet Türkiyemizin garantisi
altındadır ve geldiğimiz noktada da halkımız artık kendini ifade edebilecek haklarını talep
edebilecek bir kültürel seviyeye ulaşmıştır. Bugün kü dillirolar dillargalı olmaktan gurur
duymaktadır. Dillarganın çetin doğa şartlarının getirdiği mücadele yeteneği bizi bu toplum
içerisinde güçlü kılmaktadır. İşte bu aşamada eksiğimiz olan tek şey bu dağılmış halkı
toparlamaktır. Yeni nesillere nereli oldukları, nerelerden geçilerek bugünkü kazanımlarını
elde ettiklerini hatırlatmak görevimizdir. Geleceğe daha güçlü yürüyebilmenin önderliğini
yapabilme derneğimizin ilk çıkış noktasıdır. bir ihtiyaç olduğunu düşünerek harekete geçme
zamanımızın geldiğine şüphe yoktur. Dillirganın kendine has kültürü, yaşam tarzı kıbrısta ki
diğer bölgesel olarak faaliyet gösteren kardeşlerimiz gibi en doğal haklarıdır. Bu nedenle tüm
dilliraga Türklerini kucaklayacak, onların sosyal, kültürel, ekonomik haklarını dile
getirebilecek yeri geldiğinde ise her türlü ulusal ve uluslararası alanda haklarını aramak için
Uluslararası Kıbrıslı Türk Dillirgalılar Derneğinin kurulması için gayret gösterdim. Ve bu
konuda sağ olsunlar beni destekleyen gençlerle birlikte bu yola çıktım. Elbette ki sizde takdir
edeceksiniz ki yaşı ilerlemiş biri olarak böylesi bir çalışmayı tek başıma sürüklememim
imkanı yoktur. Ama amacımız güzel bir amaçtır. Kıbrıs Türk toplumu içerisinde hiçbir
kimseyi ötekileştirmeden herkesi kucaklayarak dillirgalılarında bu toplum içerinde var
olduklarını hatırlatmaktır. Dağılmış olmamıza rağmen kalbimiz ve yüreğimiz dillirganın
tepelerinde atmaktadır. Tüm Kıbrısın severek dinlediği dillirga türküsünde ki gibi güzellikleri
yeni nesillere aktarmak öncelikli hedefimizdir. Derneğimizin yıllarca yaşanan mağduriyete bir
anda merhem olma gibi iddiası yoktur ama önce insanımızı toparlayıp sonra ise ata yadigarı
Osmanlı mirası mülkiyetimize sahip çıkma hedeflerimiz arsındadır. Kıbrıs her geçen gün
daha güzel günlere gebedir. Bu nedenle derneğimizin tüzüğünün amaçlar kısmında da ifade
edildiği gibi ana hedefimiz kaybolmaya yüz tutmuş dillirga kültürünü korumak ve
yaşatmaktır. Bu doğrultuda kültürümüzü yaşatmaya yönelik tüm dillirgalıların faaliyetlerini
maddi ve manevi olarak desteklemek, tüm dillirgalıların tekrardan kaynaşmasını hedefleyerek
bu konuda hem ulusal hem de uluslararası platforumda çaba göstermek, bu amaçlar
doğrultusunda özellikle dillirga topraklarına sahip çıkabilme adına etkinlikler düzlemek
hedeflerimiz arasında olacaktır. Bir zamanlar dillirga köylerinde rumları dahi kıskandıran
festivallerimizi özlemek yerine bu tip etkinlikleri tekrardan hayata geçirebilmeyi başarmaktır.
Eğer başarabilirsek ki başarmak için yola çıktık, bölgenin ekonomik kalkınmasını da
sağlayabilmek için adımlar atma niyetindeyiz. Bugün öksüz kalmış ve şu an bizim
kullanımımızda olmayan binlerce dönüm arazi bizi beklemektedir. Bu KKTC ekonomisi için
de büyük bir kayıptır. Bu arazilerin tekrardan yasal mülk sahiplerinin kontolüne iadesi ve
ekonomik anlamda değerlendirilebilmesi hedeflerimiz arasındadır.
Dünyanın dört bir yanına dağılmış dillirgalıları Uluslararası Dillirgalılar Derneği çatısı altına
toplanmaya davet ediyorum. Bu bayrağı biz ayağa kaldırmayı bugün için başlattık ileriye
götürmek sizlerin görevidir. Hepinizi sevgi ile kucaklıyorum.dedi
Uluslararası Kıbrıslı Türk Dillirgalılar Derneğinin Avukatı Nermin Görgün Tomgüsehan.
Yaptığı açıklamada :
ULUSLARARASI KIBRISLI TÜRK DİLLİRGALILAR DERNEĞİ 05.11.2018 tarihinde tescil edilmiş olup tescil Numaramız DER.1.K:389'dır.Derneğimizin merkezi Lefkoşa Kazasında olmakla birlikte diğer kazalarda da şube açma hakkımız ve niyetimiz bulunmaktadır. Derneğimiz kurucuları Şöyledir;
1-Aziz KENT
2-Taner TAY
3-Hasan YENGİN
4- Doç Dr Bülent KIZILDUMAN
5-İsmet ÇETİNSEL
6-Gordon KENT
7-Ünsal ÖZBİLENLER
8-Mehmet OSMANLILAR
9-Atilla SÜREN
10-Nevzat ÖZBİLENLER
11-Ümit ÖZKIRAN
12-Aykan KIZILBORA
Derneğimizin amacı özetle kaybolmaya yüz tutmuş Dillirga kimliği ve kültürünün korunması ve yaşatılması, Dillirga bölgesinin ekonomik kalkınmasına fayda sağlayacak faaliyetlerde bulunulmasıdır. İlaveten savaş sebebiyle Dillirgalıların maruz kaldıkları ekonomik sosyal ve siyasi mağduriyetlerin, göçlerin ve eğitim sorunlarının daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla konferans düzenlenmesi ,Dillirgalıların taşınır ve taşınmaz mal varlıklarının akıbetinin araştırılması, korunması ve inkişafı amacıyla gerekli tüm müracaatların yapılması ,
Dillirgalıların temel haklarının korunması, sosyal ve ekonomik haklarının iyileştirilmesidir. dedi