Cumhurbaşkanı Erdoğan, İSEDAK 34. Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, İSEDAK’a üye ülkeleri olarak, kendi aralarında yatırım ve ticaret yapmaya çağırarak, “Kendi meselelerimizi kendimiz çözebilmemiz için elimizdeki platformları, araçları en iyi şekilde kullanmamız gerekiyor. Aramızdaki ticarette millî para birimleri kullanmamız, kollarımıza vurulan emperyalist prangaları parçalamamız bakımından son derece önemlidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) 34. Bakanlar Toplantısı’na katıldı. İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
Toplantıya katılanları bir kez daha İstanbul’da ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının Birinci Dünya Savaşı’nın 100. yıl dönümüne geldiğine işaret ederek, “İçinde yer aldığımız coğrafya savaşın mağduriyetini, yıkıcı etkilerini en fazla yaşayan yerlerin başında geliyor. Birinci Dünya Savaşı’nın sonuçlarıyla doğrudan bağlantılı sorunlara çözüm üretmemiz, ancak bu problemlerin kaynağını iyi tespit ve teyit etmemizle mümkündür” dedi.
“FARKLILIKLARIMIZI KAŞIMAYA ÇALIŞANLARIN OYUNLARINA GELMEMELİYİZ”
Büyük Savaş’ın 100. yıl dönümünü; anmadan ziyade, anlama ve idrak etme fırsatına dönüştürmek gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Burada çok açık ve net olarak ifade etmek isterim ki; Suriye’den Irak’a, Yemen’den Filistin’e kadar yaşadığımız birçok krizin, gerilimin, kan ve gözyaşının temelinde Büyük Savaş ile yapılan dizayn vardır. Batı başkentlerinde kotarılan, Lawrence gibi karanlık tiplerle hayata geçirilen bu dizaynın en büyük mağduru maalesef Filistinliler olmuştur. Milyonlarca Filistinli kardeşimiz sadece topraklarını kaybetmemiş, aynı zamanda dünyanın en ağır haksızlıklarına da maruz bırakılmıştır. Bölgemizin tarihiyle, sosyal ve beşeri dinamikleriyle bağdaşmayan politikalar, elbette sadece Filistin’de değil, diğer yerlerde de acıya, yıkıma, kardeş kavgasına sebebiyet vermiştir. Birinci Dünya Savaşıyla beraber batılı ülkeler asırlardır kendi bünyelerini kemiren hastalıkları, Orta Doğu’ya ihraç etmişlerdir.”
Tarihin geriye sarılamayacağını ve mazinin inkâr edilemeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşananlardan çıkarılan dersler doğrultusunda aydınlık bir geleceği inşa etmek gerektiğini ifade etti. “Bir damla petrol, bir damla kandan daha kıymetlidir mantığıyla hareket edenlerin kurduğu tuzaklara artık düşmemeliyiz” uyarısı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sınırları kanla çizilmiş olan bu coğrafyada, gönüllerimize yeni hudutlar, yeni duvarlar örmemeliyiz. Farklılıklarımızı kaşıyarak bizleri birbirimize kırdırmaya çalışanların oyunlarına artık gelmemeliyiz.”
“MEZHEP TAASSUBU, İSLAM TOPLUMLARINI İÇERİDEN ZAYIFLATAN EN CİDDİ SORUN”
Yıllarca batı toplumlarını esir alan, Avrupa’da çok büyük yıkım ve katliamlara sebep olan, Birinci Dünya Savaşı’yla İslam coğrafyasına zerk edilen hastalıkların başında ırkçılık ve mezhepçiliğin geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, mezhep taassubunun, İslam toplumlarını içeriden zayıflatan, dış müdahalelere açık hâle getiren en ciddi sorun olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Kişinin meşrebini dininin önüne koyması, hatta mezhebini ‘dinleştirmesi’ şeklinde tezahür eden bu fitnenin, İslam’da asla yeri yoktur. Bizim inancımıza göre aynı kıbleye yönelen, aynı ilaha, aynı peygambere, aynı mukaddes kitaba inanan herkes din kardeşimizdir. Rabbimizin ve Peygamber Efendimizin çizdiği İslam kardeşliğinin sınırlarını daraltmak, kimsenin haddi de hakkı da değildir. Bir müminin yüreğinde sadece 1,7 milyarlık İslam ümmetinin fertlerine değil, tüm insanlığa yer vardır ve olmalıdır.”
“Kendi meselelerimizi kendimiz çözebilmemiz için elimizdeki platformları, araçları en iyi şekilde kullanmamız gerekiyor. Aramızdaki ticarette millî para birimleri kullanmamız, kollarımıza vurulan emperyalist prangaları parçalamamız bakımından son derece önemlidir” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İSEDAK’a üye ülkeleri, kendi aralarında yatırım ve ticaret yapmaya, İslam Ülkeleri Tercihli Ticaret Sistemi’nin yürürlüğe girebilmesi için ilgili ülkeleri taviz listelerini güncellemeye çağırdı.