Sinan Erdem Spor Salonu’nda gerçekleşen programda Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da Büyük Samsunlular Buluşması’nda yaptığı konuşmada, “Geçmiş geleceğin pusulasıdır. Maziyi bilmeden; Türk Milleti’nin kimlere meydan okuduğunu, nasıl var olduğunu, nasıl ayakta kaldığını öğrenmeden; özgürlüğümüzün kıymetini de kavrayamayız” dedi.
İki hafta önce Samsun’a gittiğini, cumhurbaşkanlığı döneminde şehri altı kez ziyaret ettiğini hatırlatarak, her ziyaretinde de sevgi ve muhabbetle karşılandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) bu durumdan da rahatsız olduğunu da söyledi.
“SEVDASI MİLLET OLMAYANLAR ELBETTE BİZİ ANLAYAMAZLAR”
Söz konusu parti yetkililerinin, kendisinin milletle buluşup dertleşmesinden, 82 milyonunun her bir ferdini kucaklamasından rahatsız olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Oyunlarını bozduğumuz için, fitne siyasetine geçit vermediğimiz için, bu ülkenin insanlarını birbirine düşürmelerine müsaade etmediğimiz için bize saldırıyorlar ve mitinglerimize saldırıyorlar” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları ekledi: “300-500 kişilik salon toplantılarıyla seçim dönemini atlatmanın hesabını yapanlar, bizim meydanlara işte bugün burada olduğu gibi kapalı spor salonlarına sığmayan heyecanımızı bir türlü içlerine sindiremiyorlar. Oy deposu olarak gördükleri 5-10 ilden başka yol, iz bilmeyenler, bizim 81 vilayetimizle kurduğumuz gönül köprülerine tahammül edemiyorlar, bunu da her seçimde ısıtıp ısıtıp piyasaya sürdükleri argümanlarla yapıyorlar. ‘Taşıma’ diyerek, ‘bindirilmiş kıta’ diyerek şu dayanışmamıza çamur atıyorlar. ‘Kömürcü’, ‘makarnacı’, ‘patatesçi’ diyerek, miting meydanlarına koşan on binlere hakaret ediyorlar.”
Her karışı şehit kanlarıyla mühürlenmiş bu vatanı aşkla sevdiklerinin altını çizerek, “Sevdası millet olmayanlar elbette bizi anlayamazlar. Kulağını Kandil’den gelecek emirlere dikenler elbette bizim aşkımızın kaynağını öğrenemezler” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gözü çıkarlarından, menfaatlerinden, Ataşehir’de kurdukları rezidans düzeninden başkasını görmeyenlerin, milletle arasındaki gönül köprüsünü anlayamayacağını ifade etti.
“İSTİKLAL MEŞALESİNİN YAKILIŞININ 100. YILINI, MANASINA UYGUN ŞEKİLDE, DOLU DOLU DEĞERLENDİRECEĞİZ”
Bu yıl, Samsun’da istiklal meşalesinin yakılışının 100’üncü yıl dönümünün idrak edildiğine işaret ederek, Gazi Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmasıyla kurtuluş mücadelesinin ilk adımının atıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının önderliğinde yürütülen İstiklal Harbi’nin, Cumhuriyetin ilanıyla da kesin ve kalıcı bir zaferle taçlandığını belirtti.
Yıl dönümlerinin, sadece bir hafıza tazeleme vesilesi değil, aynı zamanda kapsamlı bir muhasebe ve murakabe günleri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 senesini; etkinlikler, programlar ve konferanslarla manasına uygun şekilde değerlendireceklerini belirtti.
“GEÇMİŞ GELECEĞİN PUSULASIDIR”
Gerçekleştirilecek etkinliklerle, bu vatanı kendinden sonraki kuşaklara emanet eden direniş önderlerinin tekrar saygıyla yâd edileceğini, Gazi’nin ve silah arkadaşlarının her türlü imkânsızlığa rağmen İstiklal Harbi’ni nasıl zafere taşıdıklarının bir kez daha zihinlere nakşedileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü geçmiş geleceğin pusulasıdır. Maziyi bilmeden; Türk Milleti’nin kimlere meydan okuduğunu, nasıl var olduğunu, nasıl ayakta kaldığını öğrenmeden; özgürlüğümüzün kıymetini de kavrayamayız” dedi.
Yeni Zelanda’da camiye saldırarak 49 Müslümanı şehit eden teröristin manifestosunda; Ayasofya’nın minarelerini yıkacağına dair ifadelerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların birer tahrik olduğunu belirtti ve kendilerinin bu oyunlara gelecek kadar ferasetlerini kaybetmediklerini söyledi.
31 Mart’tan sonra, farklı adımlar atacaklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinin aynı zamanda Avrupa Parlamentosu’na bir cevap olacağını kaydetti. Avrupa Parlamentosu’nda alınan Türkiye’nin AB müzakerelerinin durdurulması yönündeki karara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kararın bağlayıcılığının olmadığına dikkat çekerek, “Durdursanız ne yazar, durdurmasanız ne yazar? Hiç. Ah keşke öyle bir karar alsalar, o kararı bir verseler, ama vermezler” değerlendirmesinde bulundu.
“TARİHE ŞAŞI BAKILAMAZ VE SEÇİCİ BİR ANLAYIŞLA YAKLAŞILAMAZ”
Tarih bilincine, tarih şuuruna sahip olmanın, tarihi bilmek kadar önemli olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihe şaşı bakılamayacağını, seçici bir anlayışla yaklaşılamayacağını ve tarihin, ideolojinin at gözlüğünden kesinlikle okunamayacağını dile getirdi.
Çarpıtılan bir tarihin, asla tarih olamayacağının altını çizerek, “İşine geldiğini kabul eden, işine gelmeyen ne varsa hepsini de görmezden gelen bir bakış açısının millete verebileceği hiçbir şey yoktur” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin uzun yıllar böyle bir tarih okumasının mağduru olduğunu; kendini aydın diye tanımlayan küçük bir kesimin, kendi kalıplarına, kendi sığ görüşlerine uymayan her hadiseyi yok saydığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlar ısrarla, inatla bu milletin tarihini 1923’ten başlatmak gibi bir yanlışın içine düşmüşlerdir. Bizim tarihimiz 1923’te mi başlıyor? Oysa biz kurduğu devletlerin geçmişi 2 bin 200 yılı aşan büyük bir milletiz, biz büyük bir milletiz. Yani biz Selçuklu’yu yok mu farz edeceğiz? Biz Osmanlı’yı yok mu farz edeceğiz? Cumhuriyet ondan sonra geliyor, onların temel taşında bunlar var, bizi biz yapan değerler var. Biz sadece bu topraklardaki varlığı 10 asrı bulan köklü bir milletiz. Biz Malazgirt’ten İstanbul’un Fethi’ne, Mohaç’tan Plevne’ye kadar tarihi zaferlerle dolu şanlı bir milletiz. Bize bu ifadeleri kullananlar birer kabile devletidir. Bizim farkımız var, biz en zor, en sıkıntılı dönemlerinde bile Kut’ül Amare’ye, Medine Müdafaası’na, Kudüs’ün savunmasına imza atmış kahraman bir milletiz. Biz daha 17-18 yaşındaki kınalı kuzularla dünyanın en güçlü donanmalarına Çanakkale’yi geçilmez kılan yiğit bir milletiz, öyle sıradan bir millet değil. Kurtuluş Savaşımız Çanakkale Destanı’nın insanımıza aşıladığı öz güvenle başlatılmış, aynı ruhla zafere ulaştırılmıştır. İstiklal Harbi bizim bağımsızlık sevdamızın ilki değil, bu tarihî silsilenin en önemli halkalarından biridir. İşte bunun için biz Türkiye Cumhuriyeti ilk değil, son devletimiz diyoruz.”
“SEYİT ONBAŞI NEYSE, 15 TEMMUZ GECESİ ŞEHADETE YÜRÜYEN ÖMER HALİSDEMİR DE ODUR”
15 Temmuz destanını da yine bu zincirin halkalarından bir tanesi olarak gördüklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim gözümüzde Çanakkale’de 250 kiloluk top mermisini ya Allah diyerek namluya süren Seyit Onbaşı neyse, 15 Temmuz gecesi gözünü kırpmadan şehadete yürüyen Ömer Halisdemir de odur. İstanbul’un burçlarına zafer sancağını diken Ulubatlı Hasan ne kadar hürmete layıksa, tabancasındaki son kurşuna kadar teröristlerle mücadele eden Fethi Sekin de aynı hürmete layıktır” şeklinde konuştu.
İstiklal şehitleriyle Kıbrıs Barış Harekâtı şehitlerinin, terörle mücadele şehitleriyle 15 Temmuz’un şehitleri arasında hiçbir fark olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne şehitler arasında bir ayrım yapılmasına, ne de bu vatan için can veren şehitlerin aziz hatıralarının incitilmesine müsaade etmeyeceklerini söyledi.
“CUMHURİYETİMİZE SAHİP ÇIKTIĞIMIZ GİBİ, TARİHİMİZDEKİ DİĞER DEVLETLERİMİZE DE SAHİP ÇIKMAK BOYNUMUZUN BORCUDUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ne şanlı tarihimizin yok sayılmasına, ne de kontrollü darbe iftiralarıyla bedelini kanla ödediğimiz zaferlerin değersizleştirilmesine göz yumarız. Hele hele Cumhuriyeti övme kılıfı altında ecdadımıza hakaret edilmesine asla izin vermeyiz. 3-5 köksüzün keyfi için Osmanlı’ya, Selçuklu’ya bühtan edilmesine kesinlikle rıza göstermeyiz. Cumhuriyetimize nasıl sahip çıkıyorsak, Osmanlı’ya, Selçuklu’ya, tarihimizdeki diğer devletlerimize de sahip çıkmak boynumuzun borcudur. 16 devlet kurduk biz, sıradan bir millet değiliz.”
Yeni Zelanda’daki saldırının faili olan teröristin ifadelerine işaret ederek, “Elin oğlu medeniyet ve devlet tarihimizin tüm mirasını bize zaten mal ediyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’nın Yeni Zelanda’daki terör eylemiyle ilgili yaptığı açıklamayı da eleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilgili parti liderinin açıklamasında yer alan, “İslam dünyasından kaynaklanan terör” ve “İslam dünyasının oturup düşünmesi lazım” ifadeleriyle ilgili, “Terörü geliyor bu topraklara, İslam dünyasına dayıyor. Söyleyecek hiçbir şey yok, kimlerle uğraştığımızı bilmeniz bakımından bu çok önemli” değerlendirmesinde bulundu.
“YENİ ZELANDA’DAKİ OLAYI SONUNA KADAR TAKİP EDECEĞİZ”
Hem Türkiye, hem İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak Yeni Zelanda’daki olayı sonuna kadar takip edeceklerini, dünyanın bir başka yerinde benzer katliamların yaşanmaması için ellerinden gelen çabayı göstereceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun geniş bir heyetle Yeni Zelanda’ya gittiğini ve konuyu ilgili ülke yetkilileriyle görüşeceklerini aktardı.
“Bu vatan bize şehitlerimizin ve gelecek nesillerin bir emanetidir. Biz de emanetin bilincinde olarak gecemizi gündüzümüze katıyor, her alanda Türkiye’yi yüceltmeye, güçlendirmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, her karışında şehitlerin mübarek kanının olduğu bu ülkeyi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşımak için mücadele ettiklerini söyledi.
Milletin destek ve duasıyla İstanbul’da son 25 senede, ülke genelinde ise 17 yılda birçok başarıya imza attıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 17 yılda İstanbul’a yaptıkları yatırım tutarının 255, aynı dönemde Samsun’a yaptıkları yatırım tutarının ise 29 milyar lira olduğunu aktardı.
36 milyar dolar olan ihracatı 170 milyar dolara, 27,5 milyar dolar olan Merkez Bankası rezervini 100 milyar dolara, savunma sanayinde yerlilik oranını yüzde 65 çıkardıklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu alanda gelecekte daha güçlü ve daha iyi olacağını söyledi.
‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet’ vurgusunda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, 31 Mart seçimlerinin ülke ve millet için hayırlara vesile olması temennisinde bulunarak tamamladı.