Seminerde, stresle başa çıkma yöntemleri hakkında Yrd. Doç. Dr. Gizem Öneri Uzun, Üniversite Öğrencilerinde Mükemmelliyetçilik hakkında Doç. Dr. Yağmur Çerkez, popüler kültür ve sosyal medya etkisi üzerine Sosyal Hizmetler Uzmanı Barış Başel ve ergenlik dönemi gelişimi ve riskli davranışlar hakkında ise Klinik Psikolog Ayşe Başel Gökkaya öğrencileri bilgilendirdi.
Yrd. Doç. Dr. Gizem Öneri Uzun öğrencilerle birlikte stres ile ilgili uygulamalı bir etkinlik yaparak; ‘‘Stresle başa çıkmayı biliyoruz evet ama bilimsel açıdan stresle karşılaştığımızda bildiklerimiz bizleri yanıltıyor. Ancak bizler stresle baş etmeyi de aslında biliyoruz. Bizler genel olarak stresden kaçmak istiyoruz.’’ ifadelerini kullandı.
Uzun; stresle başa çıkmada yapılması mümkün olan durumları açıklarken, strese bağlı olarak en çok görülen fiziksel tepkinin mide ağrısı olduğunu, kaygı durumunda herhangi bir tatlı krizlerine başvurulduğunu ancak tatlı tüketiminin stresi tetiklediğini belirtti. Beslenme alışkanlıkları, yoga, meditasyon ve yapılan farklı aktivitelerin aslında stresle baş etme yolu olduğunu elirterek; ‘‘ Aslında stresle baş etme de en etkili yöntem zamanı iyi kullanmaktır’’dedi.
Doç. Dr. Yağmur Çerkez Üniversite öğrencilerinde mükemmelliyetçilik hakkında aslında bireyin kendisinin farkında olmasının tanımı olarak vurguladı.
Çerkez; mükemmel olan hiç bir şeyin olmadığını belirterek, öğrencilere çocukluk döneminde ki oyuncakları ve ilgi alanları üzerinden örneklendirerek; ‘‘ mükemmelliyetçiliği savunanlar yaratıcılığı öldürüyor aslında. Yeni bir şey denemekten kaçınarak elimizdekileri korumaya çalışıyoruz. Ancak mükemmelliyetçilik zaman içerisinde değişerek bir çok düşünceyi içerisİnde barındırmıştır’’ şeklinde konuştu.
Sosyal Hizmetler Uzmanı Barış Başel ise, popüler kültürün çok önemli bir şey olduğunu belirterek, şimdiki jenerasyonun genç olmayı beceremediklerini; ancak bunun sistem hatası olduğunu belirtti. Bireyler yetiştirilirken çok fazla hata olduğunu vurgulayan Başel; “Bunlar sizin hatalarınız değil. Sistem sizi de bizleri de böyle yetiştiriyor. Çok uç marjinal gibi görünen hayatın içerisinde tam olarak kültürü yaşıyoruz biz. Sizlerin üzerinde çok baskı var” dedi.
Başel açıklamalarının devamında; “Sosyal medyada günümüz bireyleri gereğinden fazla rahat davranıyorlar. Yetişkinler dışında teknoloji ve medya çocukları da olumsuz yönde etkiliyor. Dolayısıyla teknolojiyle etkileşim içinde olan her bireye olumsuz etkiler yaratıyor. Tecavüzler ve tacizler artıyor. Teknoloji çağında yaşıyoruz ve tabiki bilinçli ve güvenli kullanılmasını öneriyoruz. Fakat çok küçük yaşlardaki çocukların teknolojiyle yaptıkları her etkileşimde zeka düzeyinde gelişim olmadığını da biliyoruz ve önermiyoruz.”dedi.
Sos. Hiz. Uzm. Barış Başel konuşmasında, “Günümüz gençliği medyanın etkileşimiyle kendi kültürlerini unutup batının kültünü sahiplenmeleri de medyanın olumsuz etkilerinin neredeyse en başında geliyor. Batı ülkeleri birşeyleri üretip bize sunuyor ve bizim toplumumuz sadece tüketiyor. Bu tüketimin genellikle olumsuz tarafları oluyor. Kültürümüzü, dilimizi değiştiriyor ve sedece bunlarla kalmıyor. Herkesin kullandığı iletişim araçlarından olan telefonun tutuşu, bedenimizin duruşunu dahi bozuyor. Dilimizi ve kültürümüzü etkilemesi kaçınılmaz oluyor” ifadelerini kullandı.
Klinik Psikolog Ayşe Başel Gökkaya ise ergenlik dönemi gelişimi ve riskli davranışlar hakkında; risk altında olan aslında çocuk ve ya gençlerin olduğunu belirtti.
Gökkaya; “Risk altında olanlar aslında ileriye dönük olarak da risk altındadır ve bu durum ileriki dönemlerde bireylere toplumada risk faktörü olarak aktarılır. Yani bu durum kişinin çocukluğundan başlasada ilerisine kadar aksar.’’ dedi.
Etkinlğin sonunda GAÜ PDR Klubü Başkanı Mustafa Enez Öz katılımcılara teşekkür ederek, sertifikalarını takdim etti.